Prof. Dr. Erol Koçoğlu, günümüzde sanal platformların ve dijital araçların öğrenme süreçlerindeki rolünü değerlendiriyor. Koçoğlu'na göre, bilgiye erişim kolaylığı beraberinde bazı sorunları da getiriyor: Tıklama tuzağı!
Hız Çağında Bilgiye Erişim: Tıklamak Yeterli Mi?
Günümüzde bir şeyi öğrenmek için ekran başına geçmek yeterli görülüyor. Yıllarca okuyup araştırmak yerine, birkaç harf yazıp ilk bağlantıya tıklamak, öğrenme olarak algılanıyor. Ancak Koçoğlu'na göre, bu durum "ihtiyaç temelli bilgiye erişim hızının" ön plana çıkmasından kaynaklanıyor. İnsanların okuma, sorgulama ve araştırma gibi eylemlere zaman ayırmaması, bilgiye erişim kolaylığının bizi tembelleştirmesi ve sanal platformlarda bilginin paylaşım sayısının niteliğinden daha önemli hale gelmesi bu durumu tetikliyor. Hızlı olanın kazanıp dikkat çektiği bu çağda, bilginin ruhundaki derinliği yakalamak zorlaşıyor.
Zihin Terlemeden Gelişmez: Gerçek Öğrenme Nasıl Olmalı?
Koçoğlu, gerçek öğrenmenin zihnin terlemesiyle mümkün olduğunu vurguluyor. Bilgiye ulaşmak için bir tık yeterli olabilir, ancak öğrenmek için yolculuğa çıkmak gerekiyor. Bilginin içselleştirilip anlamlandırılması, öğrenmenin temelini oluşturuyor. Öğrenmede değer, bilginin yaygınlığında değil, onu anlama maharetinde yatıyor. Kolay elde edilen bilgi unutulmaya mahkumken, emekle yoğrulan kalıcı oluyor. Bu nedenle, tıklanma sayısının bilginin değeriymiş gibi empoze edilmesine karşı çıkmak gerekiyor. Bilginin değeri, tıklanmayla değil işlevselliğiyle ölçülür.
Öğrenmek Nasıl Düşündüğümüzdür: Tıklama Tuzağından Nasıl Kurtuluruz?
Koçoğlu, toplum olarak okumamız, merak ettiklerimizi sormaktan çekinmememiz ve zihinlerimizin dijital çöplüğe dönüşmesini engellemek için bilgiyi anlamlı olarak öğrenmeye çalışmamız gerektiğini belirtiyor. Çünkü öğrenmek, sadece neyi bildiğimiz değil, aynı zamanda nasıl düşündüğümüzdür. Ve ne yazık ki, bunu tıklayarak kazanamayız. Neye, niçin tıkladığımızın farkındalığına sahip olmamız gerekiyor.
- Okumalıyız
- Sormalıyız
- Anlamlı öğrenmeye çalışmalıyız
Sonuç olarak, dijital çağın getirdiği kolaylıklarla birlikte, bilgiye erişim hızının bizi tembelleştirmemesi ve gerçek öğrenmenin önemini unutmamamız gerekiyor. Tıklama tuzağına düşmeden, bilgiyi içselleştirerek ve anlamlandırarak öğrenmeye odaklanmalıyız. Aksi takdirde, sadece bilgiye sahip olmakla yetinir, düşünme yeteneğimizi kaybedebiliriz.