Türkiye'deki gençlerin sosyal medya kullanım alışkanlıkları, uzmanları harekete geçirdi. Yapılan araştırmalar, gençlerin dünya ortalamasının çok üzerinde sosyal medya kullandığını gösteriyor. Bu durum, "gelişmeleri kaçırma korkusu" (FOMO) olarak bilinen kaygıyı tetikleyerek, özgüven sorunlarına yol açabiliyor. Psikolog Aslı Orman, sosyal medyanın gençler üzerindeki etkilerini değerlendirerek önemli uyarılarda bulundu.
FOMO Nedir ve Gençleri Nasıl Etkiliyor?
Psikolog Aslı Orman, FOMO'nun özellikle öğrencilerde ciddi kaygılara neden olduğunu belirtiyor. Çevrim içi olamadıkları zamanlarda gelişmeleri kaçırma korkusu yaşayan gençler, psikolojik olarak zorlanabiliyorlar. Orman, Türkiye'de 18-24 yaş grubunun sosyal medya kullanım süresinin günde 3 saati aştığını vurgulayarak, bu durumun olumsuz etkilerine dikkat çekiyor.
Orman, sosyal medyanın bazı faydaları olsa da, gençlerin dijital ortama bağımlı hale gelerek fiziksel sosyal ortamlarda zorluk yaşadıklarını belirtiyor. "Gençler sosyal medyada, sosyal ağlar üzerinden hobileri ve alışkanlıkları üzerine birçok platformda ilgili kişilerle etkileşime geçip verimli bir süreç geçirebiliyorlar. Fakat tabii ki bunun olumsuz yansımaları var. Öğrencilerimiz bunları yaparken dijital dünyaya çok fazla alışıp fiziki ortamda sosyalleşme problemi yaşayabiliyorlar" diyor.
Sosyal medya platformlarında karşılaşılan dışlanma hissi ve kıyaslama duygusunun, öğrencilerde kaygı bozukluğu ve özgüven sorunlarına yol açtığını belirten Orman, "Mesela öğrenciler, arkadaşları tarafından davet edilmediği bir ortamı sosyal medya üzerinden gördüklerinde sürekli çevrim içi olarak onları kontrol ediyor. ‘Acaba ben yokken neler yapıyorlar, ne durumla karşılaşıyorlar' diye merak ediyorlar. Dolayısıyla fiziki ortamda dışlanma oluyor. Bu da öğrencilerimizin kaygı bozukluğuna, özgüven gelişimlerinde zedelenmeye neden olabiliyor" şeklinde konuşuyor.
Ailelere Öneriler: Yasak Yerine Sınır Koyun
Ailelere de çağrıda bulunan Orman, yasak yerine sınır koymanın daha etkili olduğunu ifade ediyor: "Dijital dünyada yaşıyoruz. Bu yüzden teknoloji kullanımını yasaklayın diyemem. Ancak belirli sınırlamalar getirebilirler..." Orman, ailelerin çocukların sosyal medya kullanımına yaşa uygun şekilde sınır getirmesi gerektiğini hatırlatırken, uygulama yaş sınırlarına dikkat edilmesi gerektiğini de vurguluyor.
Sosyal medyanın doğru kullanıldığında özgüveni geliştirebileceğini belirten Orman, olumsuz yorumların ise gençleri olumsuz etkileyebileceğini söylüyor. "Sosyal medya kullanımında aile ile okul iş birliğinde bulunmalı" diyen Orman, bazı okullarda öğrencilere teknoloji sözleşmeleri uygulandığını ve bunun öğrencinin kendi sorumluluğunu geliştirmesi açısından faydalı olduğunu belirtiyor.
FOMO Sendromu: Belirtileri ve Sonuçları
FOMO sendromu, sosyal medyadaki gelişmeleri takip edememe endişesi ve gelişmeleri kaçırma korkusu olarak tanımlanır. Bu sendrom, bireylerde güncel bilgilerden haberdar olamama veya konunun dışında kalma gibi yoğun kaygılara neden olur. Bu kaygılarla sürekli telefonlarını ya da teknolojik cihazlarını kontrol ederler.
FOMO sendromu yaşayan kişiler, sosyal medyaya erişim sağlayamadıklarında birçok gelişmeyi kaçırdıklarını ve eksik kaldıklarını düşünerek huzursuzluk yaşarlar. Bu huzursuzluk genellikle kaygı, depresyon ve diğer psikolojik rahatsızlıklarla ilişkilendirilir. Bu kişiler, kendilerini iyi hissetmek için sürekli sosyal medyayı kontrol ederek aynı döngü içerisinde devam ederler.
Sonuç: Bilinçli Kullanım Şart
Sosyal medya, günümüz gençliğinin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş durumda. Ancak uzmanlar, aşırı kullanımın FOMO sendromu gibi ciddi psikolojik sorunlara yol açabileceği konusunda uyarıyor. Ailelerin ve eğitimcilerin bu konuda bilinçli olması, gençleri doğru yönlendirmesi ve sağlıklı sınırlar koyması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, bu kaygı süreci arkadaş ilişkilerinin zedelenmesine ve toplum içerisindeki var olmalarında özgüven problemine sebep olabiliyor.