Öğretmen atamalarındaki mülakat tartışmaları devam ederken, şimdi de okullara mülakatla öğrenci alımı dönemi başlıyor. İmam Hatip Ortaokulları'nın 2025-2026 yılı kayıtları için yapacağı uygulama, yönetmeliklere aykırılığıyla dikkat çekiyor. 10 yaşındaki 4. sınıf öğrencileri, yazılı sınavın %70'i ve mülakatın %30'undan oluşan puan ortalamasına göre kayıt hakkı kazanacak.

Mülakat Uygulaması Tartışma Yarattı

Bu uygulama, eğitim camiasında büyük bir tartışma başlattı. Birçok eğitimci ve veli, bu türden bir seçme yönteminin pedagojik açıdan doğru olmadığını savunuyor. Mülakatın, öğrencilerin psikolojik durumlarını olumsuz etkileyebileceği ve eşitsizliklere yol açabileceği endişesi taşınıyor.

Eğitim uzmanları, mülakatın subjektif değerlendirmelere açık olduğunu ve bu durumun öğrencilerin adil bir şekilde değerlendirilmesini engelleyebileceğini vurguluyor. Ayrıca, bu türden bir uygulamanın, öğrencileri erken yaşta rekabetçi bir ortama sokarak öğrenme motivasyonlarını düşürebileceği de belirtiliyor.

Veliler Ne Diyor?

Veliler ise uygulamaya tepkili. Birçok veli, çocuklarının henüz bu yaşta bir mülakat stresine girmesini istemiyor. Ayrıca, mülakatın neye göre değerlendirileceği konusunda belirsizliklerin olması da velileri endişelendiriyor. Bazı veliler, bu uygulamanın sadece belirli bir kesime avantaj sağlayacağını ve diğer öğrencilerin haksızlığa uğrayacağını düşünüyor.

Veliler, bu uygulamanın iptal edilmesi için imza kampanyaları başlatmayı ve Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurmayı planlıyor. Ayrıca, konuyu yargıya taşıyabileceklerini de belirtiyorlar. Veliler, çocuklarının eğitim hayatına bu şekilde bir başlangıç yapmasını istemediklerini ve daha adil bir değerlendirme sistemi talep ediyorlar.

Uygulamanın Sonuçları

İmam Hatip Ortaokulları'nın bu uygulaması, eğitim sistemimizde yeni bir tartışma başlatmış durumda. Mülakatın öğrencilerin seçimi için uygun bir yöntem olup olmadığı, eğitimciler, veliler ve kamuoyu tarafından tartışılmaya devam edecek. Bu uygulamanın sonuçları, ilerleyen yıllarda eğitim politikalarını derinden etkileyebilir.

Bu uygulama, eğitimde fırsat eşitliği ilkesine ne kadar uygun olduğu sorusunu da beraberinde getiriyor. Mülakatın, sosyoekonomik durumu iyi olan ailelerin çocuklarına avantaj sağlayabileceği ve dezavantajlı öğrencilerin eğitim hayatında geriye düşmesine neden olabileceği endişesi taşınıyor.