Netanyahu'nun İran Nükleer Bombası Kehaneti: 33 Yılda Ne Değişti?
Dünya

Netanyahu'nun İran Nükleer Bombası Kehaneti: 33 Yılda Ne Değişti?


22 June 20255 dk okuma20 görüntülenmeSon güncelleme: 14 July 2025

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yıllardır süregelen İran'ın nükleer silah üretme potansiyeline dair uyarıları, son dönemde artan gerilimle birlikte yeniden gündeme geldi. 1992'den bu yana farklı ABD başkanları görev yaparken, Netanyahu'nun bu konudaki ısrarı dikkat çekiyor. Peki, Netanyahu'nun bu kehanetinin ardındaki gerçekler neler? İran'ın nükleer programı gerçekten bir tehdit mi oluşturuyor?

Netanyahu'nun Nükleer Uyarıları: Bir Kronoloji

Netanyahu'nun İran'ın nükleer silah geliştirme potansiyeline dair ilk uyarısı 1992 yılına dayanıyor. İsrail Meclisi'nde yaptığı bir konuşmada, İran'ın "üç ila beş yıl içinde nükleer bomba geliştirme ve üretme yeteneğinde özerk hale gelebileceğini" iddia etmişti. O tarihten bu yana geçen 33 yılda, beş farklı ABD başkanı görev yapmış olmasına rağmen, Netanyahu'nun bu konudaki endişeleri hiç azalmadı. Hatta bazı dönemlerde bu endişelerini daha da yüksek sesle dile getirdi.

Netanyahu'nun bu konudaki ısrarı, özellikle Donald Trump'ın başkanlığı döneminde meyvelerini verdi. Trump, 2018 yılında İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekilerek, İran'a yönelik yaptırımları yeniden uygulamaya koydu. Bu durum, İran ile Batı arasındaki gerilimi tırmandırırken, İran'ın nükleer programını yeniden canlandırmasına yol açtı.

İran'ın Nükleer Programı: Gerçekler ve İddialar

İran, nükleer programının barışçıl amaçlarla, özellikle enerji üretimi ve tıbbi araştırmalar için olduğunu savunuyor. Ancak Batılı ülkeler ve İsrail, İran'ın nükleer programının nükleer silah üretme potansiyeli taşıdığından endişe ediyor. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) da İran'ın nükleer tesislerinde denetimler yaparak, programın barışçıl amaçlarla sınırlı kalmasını sağlamaya çalışıyor.

İran'ın nükleer programıyla ilgili bazı önemli noktalar:

  • İran, nükleer yakıt üretimi için uranyum zenginleştirme faaliyetleri yürütüyor.
  • UAEA, İran'ın bazı nükleer tesislerine erişimde zorluklar yaşadığını belirtiyor.
  • İran, 2015 nükleer anlaşmasından çekildikten sonra, uranyum zenginleştirme seviyesini artırdı.
  • Batılı ülkeler, İran'ın nükleer programını yakından takip ediyor ve olası bir nükleer silah üretimini engellemeye çalışıyor.

İran'ın nükleer programının geleceği belirsizliğini korurken, Netanyahu'nun yıllardır süregelen uyarıları, bu konunun ne kadar hassas ve önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Sonuç olarak, Netanyahu'nun 33 yıldır dile getirdiği İran'ın nükleer silah geliştirme potansiyeline dair endişeleri, günümüzde hala geçerliliğini koruyor. İran'ın nükleer programının geleceği, bölgedeki istikrarı ve uluslararası güvenliği yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle, uluslararası toplumun bu konuya dikkatle yaklaşması ve diplomatik çözümler araması büyük önem taşıyor.