İtalya'da yayımlanan bir rapor, Katolik Kilisesi'ndeki cinsel istismar vakalarının boyutunu gözler önüne serdi. İstismar Mağdurları Ağı'nın raporuna göre, ülkede 4 bin 625 kişi rahipler tarafından istismara maruz kaldı. Mağdurların büyük çoğunluğunun çocuklar olması ise olayın vahametini artırıyor.

İstismar Vakalarının Boyutu Şoke Etti

İstismar Mağdurları Ağı'nın 2025 yılı raporu, mağdurların ifadeleri, basına yansıyan vakalar ve yargı kararları dikkate alınarak hazırlandı. Raporda, 2000 yılından bu yana İtalyan Katolik Kilisesi'ne bağlı yaklaşık 31 bin aktif rahipten 1106'sının istismar olaylarına karıştığı belirtiliyor. Bu durum, İtalyan toplumunda büyük bir infial yarattı.

Raporda yer alan bazı çarpıcı detaylar şunlar:

• Toplam mağdur sayısı: 4 bin 625
• Mağdurların çocuk sayısı: 4 bin 451
• İstismar olaylarına karışan rahip sayısı: 1106

Hukuki Süreçler Ağır İlerliyor

İstismar Mağdurları Ağı Başkanı Francesco Zanardi, raporla ilgili yaptığı açıklamada, istismar faillerinin yargılanması ve cezalandırılması süreçlerinin son derece yavaş ilerlediğini vurguladı. Bu durum, mağdurların adalete olan inancını zedelerken, faillerin cezasız kalma ihtimali ise kamuoyunda büyük bir tepkiye neden oluyor.

Vatikan'ın Çocukları Koruma Komisyonu'nun raporu da İtalyan Katolik Kilisesi'nin cinsel istismar vakalarını ele almakta zorlandığını ortaya koymuştu. Bu eleştirel rapor, kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı.

Papa'dan İstismar Mağdurlarına Destek

Mayıs ayında Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri olarak seçilen Papa 14. Leo, göreve geldikten sonra cinsel istismar mağdurlarıyla bir araya geldi. Papa ayrıca, Filipinler'deki Ulusal Koruma Konferansı'na gönderdiği mesajda, "Kilise'de hiçbir tür istismara hoşgörü gösterilmemesi gerektiği yönündeki çağrımı yineliyorum" ifadelerini kullandı. Papa'nın bu açıklamaları, istismar mağdurlarına umut ışığı oldu.

Cinsel istismar olayları, Katolik Kilisesi'nin uzun yıllardır başını ağrıtan sorunlardan biri olmaya devam ediyor. İtalya'da ortaya çıkan bu son rapor, sorunun ne kadar derin ve yaygın olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Kilise'nin bu sorunla mücadelede daha kararlı ve etkili adımlar atması, hem mağdurların adalete kavuşması hem de kurumun itibarını yeniden kazanması açısından büyük önem taşıyor.