İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından siyasi arenada yankılar sürüyor. Özellikle DEM Parti'nin saldırıdan 15 saat sonra yaptığı açıklama dikkatleri üzerine çekti. Peki, bu gecikmenin ardında ne yatıyor? Açıklamada İsrail'e yönelik eleştirel bir tonun olmaması, Kürt partileri arasındaki farklı yaklaşımları gözler önüne seriyor.

DEM Parti'nin Sessizliği: Neden 15 Saat?

İsrail'in 13 Haziran gecesi İran'a yönelik saldırısı, bölgede tansiyonu yükseltti. Türkiye saati ile 03.25 sıralarında gerçekleşen bu saldırıya dünya genelinden tepkiler gelirken, DEM Parti'nin açıklaması saat 18.00'de yapıldı. Bu 15 saatlik gecikme, siyasi kulislerde çeşitli spekülasyonlara yol açtı. Acaba DEM Parti, bu süre zarfında farklı görüşleri değerlendirerek mi daha temkinli bir açıklama yapmayı tercih etti?

DEM Parti Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüleri Ebru Günay - Berdan Öztürk tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

• Bölgede yaşanan gelişmelerden derin kaygı duyuyoruz.
• Tüm tarafları itidale davet ediyoruz.
• Savaşın çözüm olmadığını vurguluyoruz.

Ancak, açıklamada İsrail'in saldırısı açıkça kınanmadığı için bazı kesimler tarafından eleştirildi.

Kürt Partileri Arasında Farklı Sesler

DEM Parti'nin aksine, İran'daki bazı Kürt partilerinin İsrail'e destek mesajları verdiği iddiaları da gündeme geldi. Bu durum, Kürt siyasi hareketinin kendi içindeki farklı yaklaşımlarını ortaya koyuyor. Bölgedeki karmaşık dengeler ve farklı çıkarlar, Kürt partilerinin de farklı pozisyonlar almasına neden oluyor olabilir.

KCK'nın Abdullah Öcalan'a atıf yapması ve PJAK'ın özyönetim çağrısında bulunması, Kürt siyasi hareketinin farklı fraksiyonlarının farklı önceliklere sahip olduğunu gösteriyor. Bu durum, bölgedeki siyasi denklemleri daha da karmaşık hale getiriyor.

Siyasi Analiz: DEM Parti Ne Amaçlıyor?

DEM Parti'nin İsrail saldırısı sonrası yaptığı açıklama, parti içinde farklı görüşlerin olduğunu veya daha dikkatli bir yaklaşım sergileme çabasında olduğunu gösteriyor olabilir. Partinin, bölgedeki hassas dengeleri gözeterek tüm taraflara eşit mesafede durmaya çalıştığı da düşünülebilir.

Ancak, bu tutumun parti tabanında ve Kürt seçmenler nezdinde nasıl karşılandığı da önemli bir soru işareti. Zira, bazı Kürt seçmenler DEM Parti'nin daha net bir tavır sergilemesini bekliyor olabilir.

Sonuç olarak, DEM Parti'nin İsrail saldırısı sonrası yaptığı açıklama, siyasi arenada tartışmalara neden oldu ve Kürt siyasi hareketinin içindeki farklı yaklaşımları gözler önüne serdi. Bölgedeki karmaşık dengeler ve farklı çıkarlar, siyasi aktörlerin pozisyonlarını belirlemede önemli rol oynamaya devam edecek gibi görünüyor. Bu durum, Türkiye'nin bölge politikaları açısından da dikkate alınması gereken bir faktör.