Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Lideri ve Meteoroloji Mühendisi Adil Tek, yağışlar açısından önümüzdeki ayların kurak geçeceğini söyledi.
Ocak ayında yağışların yurt genelinde ortalamaların altında kalacağını belirten Tek, “Ege Bölgesi öbür bölgelere nazaran daha kurak. Şubat ve mart aylarında tekrar batı bölgelerde yağışlar ortalamaların altında kalıyor. Marmara, Ege ve Batı Karadeniz’de de şubat ve mart aylarında yağışlar ortalamaların altında kalacak” dedi.
“ŞUBAT VE MARTTA SICAK GÜNLER DAHA FAZLA”
Yağışlar açısından kurak bir kış olacağına değinen Tek, kelamlarına şöyle devam etti:
“Sıcak günlerin sayısı soğuk günlerden biraz daha fazla. Şubatta sıcak günler daha fazla. Soğuk, serin, kuvvetli kar yağışının olduğu günler çok uzun soluklu olmayabilir. Mart ayı için de tıpkı şeyler geçerli. Yaza kadar ortalamaların üzerinde seyreden bir sıcaklık devri var önümüzde. Ocak için Doğu Anadolu’da mevsim normallerinin daha üzerinde, öbür bölgelerde mevsim normallerinin birkaç derece üzerinde. Şubat için Ege’nin güneyi hariç başka bölgelerde sıcaklıklar ortalamaların üzerinde. Mart için genel tabloya baktığımızda Doğu Anadolu’da kendi ortalamalarının üzerinde sıcaklıklar var. Türkiye’nin öbür kesitleri tekrar ortalamaların üzerinde ancak Doğu Anadolu kadar değil.”
“NİSAN İÇİN ÖNÜMÜZDE BU TÜRLÜ BİR RİSK VAR”
Nisan ve mayıs ayları içinde sıcaklıkların genel olarak ortalamaların üzerinde seyredeceğini söz eden Tek, “Nisandan itibaren Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz, Doğu Anadolu’nun güney bölümleri Güneydoğu Anadolu’da yağışlar daima ortalamanın üzerine çıkıyor. Mayıs ve haziranda uzun vade iddialarda yağışlar ortalamaların üzerinde kıymetlerde. Nisandaki yağışların sel, su baskını, taşkın oluşturma riski çok yüksek gözüküyor. Nisan için önümüzde bu türlü bir risk var” değerlendirmesinde bulundu.
Sıcak günlerin sayısının fazla olmasından ötürü kar mümkünlüğünün düşük olduğunu anlatan Tek, “Kar yağışı 1-2 gün olur çok uzun soluklu olmaz. Geçtiğimiz kış İstanbul’a 1 gün kar yağdı, sonraki gün hiçbir şey kalmadı. Bu çeşit geçişler olabilir ve külfetler yaşanabilir” diye konuştu.
“BUGÜN YAŞANANLAR BİREBİR ÖRTÜRŞÜYOR”
Glasgow’da düzenlenen 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın kıymetlendirme raporuna atıfta bulunan Tek, “Raporda iddia edilen süreçlere ve raporun haritalarına baktığımızda bugün yaşananlar birebir örtüşüyor. Atlantik’ten başlayarak Akdeniz koridorunun batıdaki başından, bizim Doğu Akdeniz’e kadar ülkemizi de içine katarak, koridor boyunca yağışlarda azalma, ani kısa vadeli yağışlarla rejimdeki değişme, toprak neminde azalma ve sıcaklıklarda artış kelam konusu. Bunlarla ilgili ortalama uzun vadeli iklim iddialarıyla şu an yaşananlar birebir örtüşüyor” dedi.
Türkiye için kısa vadeli hava kestiriminde bir haftalık dönemde yağış olmadığını kaydeden Tek, “Marmara Bölgesi’nde 11 Ocak’ta yağmur formunda yağış görünüyor, o da tahminen Batı Karadeniz’in yükseklerinde kar yağışı yapabilir. Başka bölgelerde yağış yok, modüllü bulutlu bir hava görünüyor. Daha sonrasında ayın 12’sinden sonra Akdeniz’den gelecek bir sistem var.” halinde konuştu.
“SUYUMUZU GERÇEK KULLANMALIYIZ”
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Siyasetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, 2020 yılında 15 Ocak’a kadar yağmur yağmadığını hatırlatarak, “Yağmurlar, bu tarihten sonra başladı. Daha az yağmurlu bir bölgede yaşamaya başlayacağız. Onun için de buna alışmamız gerekiyor. Bu büsbütün daha olağan bir hale gelecek bizim açımızdan. Bundan sonraki hayatımızda daha az suyla yaşamamız gerektiğini bilerek, bütün yaptığımız süreçleri ona nazaran ayarlamak zorundayız” görüşünü paylaştı.
Sanayi ve tarımda çok daha az su kullanılmasına alışılması gerektiğini vurgulayan Kurnaz, kelamlarını şöyle tamamladı: “Günlük hayatımızda da genelde su kullanımıyla ilgili ikazları temmuz-ağustos aylarında yapıyoruz. Artık ocak ayında da ‘Suyumuzu hakikat kullanmalıyız’ uyarısı yapılmalı her tarafta, beşerler buna alışmak zorundalar. Su yalnızca yaz aylarında kısıtlanır diye bir şey yok artık, şu anda barajlar nitekim düşük düzeye indi. Bilhassa İstanbul’da.” (AA)
