Ürtiker bir hastalık değil, belirtidir. Toplumda kurdeşen ya da gece yanığı olarak da isimlendirilmektedir. Ürtiker kaşıntılı, deriden kabarık, basmakla solan, değişik şekil ve boyutlarda olabilen, sınırları belirgin, etrafı kızarık lezyonlardır. Döküntüler genellikle bir günden fazla sürmez ve saatler içerisinde iz bırakmadan kendiliğinden geçer. Bir yerdeki döküntü kaybolurken vücudun başka yerinde tekrar çıkabilir. Ürtiker tüm vücutta yaygın olabilir, bazen birleşip plaklar halinde görülebilir bazen de anjioödem olarak adlandırdığımız dudaklarda, göz çevresinde, genital bölgede, el ve ayaklarda şişliğe neden olabilir. Hastaların yaklaşık yarısında ürtiker ve anjiödem birlikte görülürken, % 40’ın da sadece ürtiker ve %10’unda sadece anjioödem tek başına ortaya çıkar. Her yaş grubunda görülebilir. Hayatı boyunca her dört kişiden biri en az bir kez ürtiker geçirmiştir.
Ürtiker hastalık süresine göre akut ve kronik olarak iki gruba ayrılır. Altı haftadan daha kısa sürerse akut 6 haftadan daha uzun sürerse kronik ürtiker olarak tanımlanır. Akut ürtiker çocukluk yaş grubunda özellikle atopik ve küçük çocuklarda daha sık iken kronik ürtiker sıklıkla genç erişkin yaşta görülür ve kadınlarda erkeklere oranla 2-4 kat daha fazladır.
Akut ürtikerde en sık nedenler; enfeksiyonlar, besin allerjileri ve ilaçlardır. Ancak hastaların yarısında bir neden bulunamaz. Özellikle çocuklarda viral veya bakteriyel üst solunum yolu enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları ve parazitler ürtikere neden olabilir. Besinlere karşı gelişen akut ürtikerde besin tek başına ya da besine eklenen baharatlar, katkı maddeleri neden olabilir. Sıklıkla süt ve süt ürünleri, yumurta, fıstık, fındık gibi kuruyemişler, balık gibi besinler ürtikere neden olabilmektedir. Genellikle dakikalar içinde ürtiker tablosu gelişir, ancak besin sindirildikten sonra daha geç dönemde de ürtiker ortaya çıkabilmektedir. Nadiren de alındıktan hemen sonra egzersiz yapıldığında ürtikere neden olan besinler vardır. Bu besinlere örnek olarak buğday, fındık ve kabuklu deniz hayvanları verilebilir. Arı sokmaları, böcek ısırıkları, aşılar, alınan kan ürünleri de akut ürtiker için tetikleyiciler arasında sayılır. İlaçlara karşı ortaya çıkan akut ürtikerde genellikle belirtiler ilaç alındıktan sonra 36 saat içinde görülür.
Akut ürtiker genellikle 2-3 hafta içerisinde kendiliğinden geçer.
Kronik ürtikerde tetikleyici nedenler mutlaka araştırılmalıdır. Bu tetikleyici nedenler;
ilaçlar (antibiyotikler, ağrı kesiciler, antihipertansifler gibi),
besinler ve besin katkı maddeleri (tartrazin, azo boyları, sodyum benzoat gibi),
parazitlerin neden olduğu enfeksiyonlar, kist hidatik, helikobakter pilori,
viral enfeksiyonlar,
diş apseleri,
üriner enfeksiyonlar,
safra kesesi enfeksiyonları,
sinüzit,
solunum ile alınan alerjenler (çayır otu polenleri, küf sporları, hayvan tüyleri, ev tozu akarları),
kimyasal irritan maddeler,
sistemik hastalıklar (lupus, Sjögren sendromu, tiroid hastalıkları, kanserler),
implantlar (uyluk kemiğine yerleştirilen metaller, metal diş protezler, diş dolgusunda kullanılan maddeler,
psikolojik nedenler (depresyon ve kaygı bozuklukları),
fiziksel uyarılar (basınç, sıcak, soğuk, su, güneş ışınları) olabilir.
Kronik ürtiker hastalarının %25’inde yakınmalar fiziksel nedenlere bağlı olarak gelişmektedir. Fiziksel ürtikerde derinin doğrudan etkilenmesi söz konusudur. Aşırı sıcağa ya da soğuğa maruz kalmak, güneş, basınç ve terleme gibi birçok nedene bağlı fiziksel ürtiker oluşabilir. Etkene maruz kaldıktan yaklaşık bir saat sonra hastalık belirtileri görülmeye başlanır. Ayrıca fiziksel ürtikerin dermografizm olarak adlandırılan tipi ise derinin sert ve sıkı bir şekilde kaşınması, deri üzerinde çizik oluşması sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Ürtiker tanısı hastanın öyküsü ve klinik bulguları ve döküntülerin görülmesi ile konur. Laboratuvar tetkikleri olası altta yatan nedenleri araştırmak amacıyla yapılmaktadır. Ürtiker tedavisinin ana amacı; nedene yönelik tedavi ya da neden olan faktörler (besin, ilaç) ile temasın önlenmesidir. Örneğin kullanılan ilaç veya besinin alımının durdurulması ya da bir enfeksiyon varsa tedavisi yapılmalıdır. Ürtiker hemen düzelmeyebilir aralıklarla tekrarlayabilir. Antihistaminik ilaçlar histaminin etkisini bloke ederek kaşıntıyı ve ürtikerin tekrarlamasını önleyebilir. Bazen de kısa süreli steroid tedavisi gerekebilir. Kronik ürtiker bulguları kontrol altında değilse anti-IgE tedavisi önerilebilir. Kronik ürtiker uzun süreli ve tekrarlayıcı ataklar ile seyredebilmektedir. Tedavide ilaçların uzun süreli kullanılması gerekebilir.