[ad_1]
24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması 8 devlet tarafından imzalandı. Fakat asıl önemli olan bunlardan 2 tanesiydi: Türkiye ve Yunanistan. Tarihimizde en çok tartışılan konularından olan Lozan Barış Anlaşması, günümüzde kimi siyasi tartışmaların odağında olmaya devam ediyor.
Kimlerine göre “hezimet”, kimilerine göre ise “zafer” olan Lozan’a farklı bir gözle bakmaya var mısınız? Özellikle azınlıklara verilen haklar konusunda tartışmalara neden olan Lozan’ın hak ihlallerini ilk kez okuyacaksınız.
Çünkü Lozan, 1918’de son bulan I. Dünya Savaşı’nı bitirmenin yanı sıra, 1919-22 Türk Kurtuluş Savaşı’nı da bitiren antlaşmaydı ve bu harplerden ikincisi Türkiye ile Yunanistan arasında cereyan etmişti.
Dolayısıyla, her ne kadar 30 Ocak 1923 Lozan Mübadele Sözleşmesi’yle azınlıklar karşılıklı olarak azaltılmış da olsa, kalan azınlıkların hakları, dönemin icaplarına göre Lozan Barış Antlaşması’nın “Azınlıkların Korunması” başlıklı III. Kesiminde koruma altına alındı.
Alındı ama, bu iki devletten ikisi de yaklaşık bir asır arayla (1830ve 1923) birer ulus-devlet olarak kurulmuşlardı. Ve ulus-devlet olgusunun 1 numaralı evrensel niteliği, ulusal homojenlik sağlamak adı altında azınlıkları ortadan kaldırmak idi.
Deyim üzerinden anlatım
Her iki ülkenin de karşı tarafın soydaşlarını/dindaşlarını (başka bir deyişle, kendi farklı vatandaşlarını) karşılıklı olarak nasıl ezdikleri, “Tencere dibin kara, seninki benden kara” deyimini hatırlatır biçimde bu kitapta anlatılıyor.
Ege dengesi
Anlatım burada da kalmıyor ve Lozan’ın Gayrimüslimlere ek olarak ayrıca 3 gruba da getirdiği hakları incelerken projektörü Kürtlerin ve Alevilerin üzerine tutuyor. Lozan sonrasında Türkiye ile Yunanistan arasında bir “Ege dengesi” kurulmuştu.
Sayfa: 304
Tek kitap olma özelliği
Kitap bu Ege meselesini de, aynen azınlıklar meselesinde olduğu gibi, karşılaştırmalı ve tamamen tarafsız biçimde ele alıp inceliyor. Bu tarafsız niteliğiyle de elinizdeki kitap, bu konudaki (şimdilik) tek kitap olma özelliğini taşıyor.
KAYNAK : Ensonhaber
[ad_2]