Balıkesir’de 2008’de evlenen Özlem-Tuna Gül çifti çocuk sahibi olamayınca tüp bebek denemeye karar verdi. 10 kez tüp bebek deneyen çift, muvaffakiyet sağlanamayınca süreç sonunda evlat edinmek istedi. 2014’te müracaat yapan çift, sürecin uzamasıyla kollayıcı aile olmak için de talepte bulundu. Bir kız bebeğin hami ailesi olan çift, kısa mühlet sonra gelen telefonla bir kız çocuğunu da evlatlık edindi.
“SEKİZ AY SONRA BİZİ ARADILAR”
Çocuk sahibi olmak için yıllarca uğraştıktan sonra beş ay ortayla iki kız çocuğu annesi olduğunu söyleyen Hasret Gül, “Evlat edinmeye karar verdik. Bununla ilgili uzun bir prosedür var. Bekleme sürecindeyiz. Bu ortada 10 defa tüp bebek denedik. Yine kuruma gittik. Bu sefer hami aileye başvuralım dedik. Onda da tekrar bir prosedür olduğunu fakat evlat edinmeye nazaran daha az bir prosedür olduğunu söylediler. Sekiz ay sonra bizi aradılar ve almak için yola çıktık. Çıktıktan kısa bir vakit sonra telefon geldi, ‘Bebeği ebeveynleri gelip aldı’ dediler. Bir anda çok makus oldum. ‘Nasip değil’ dedik ve döndük. Tam 20 gün sonra tekrar bir telefon geldi. ‘O, geri geldi’ dediler. Gittik, onu aldık. Tam 5 ay sonra bize bir telefon daha geldi. Evlat edinmek istediğimiz bebeğin de hazır olduğunu söylediler. Oradan ikisiyle birlikte çıktık” dedi.
KIZLARINA VAKİT AYIRMAK İÇİN İŞİNİ BIRAKTI
O süreçte İstanbul’da yaşayan ve bir deri atölyesi bulunan Hasret Gül, kızlarına vakit ayırmak için çok sevdiği mesleğini bırakıp, atölyesini devretti. Daha sonra kızlarıyla birlikte, her anne üzere bir masal seyahatine çıktı. Kızlarına masal ve kıssalar anlatan Gül, bu süreçteki tecrübelerini meslek haline getirmeye karar verip, Yıldız Teknik Üniversitesi Daima Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde Masal ve Öykü Anlatıcılığı eğitimi programına katıldı. Gül, burada Türkiye’de yaşayan Fransız kıssa anlatıcısı, müellif ve öğretmen Jüdith Malika Liberman ile müellif Ayşegül Dede’den eğitim aldı.
“JUDITH LİBERMAN’DAN EĞİTİMLER ALDIM’
Kızları kreşe başladığında, çocuklara ahşap boyama dersi verdiğini söyleyen Gül, tanıştığı bir okul sahibinin sorduğu soru ile hayatının değiştiğini anlatarak, şöyle konuştu:
“Hayatımın kapısını açmama yardımcı olan soru geldi; Hasret Hocam, masal anlatıyor musunuz? Bu soru ile birkaç kere karşılaşınca, işaret olabileceğini düşündüm. Bununla ilgili bir üniversiteden masal ve öykü anlatıcılığı eğitimi aldım. Çok pahalı bir hocadan, bu mevzuyla ilgili hakikaten çok duayen olan Jüdith Liberman’dan eğitimler aldım. Ayşegül Dede’den eğitimler aldım. İçimde de vardı herhalde. Daha sonra masalsı, öykü halinde yazdığımı fark ettim. Sonra gittiğim okullarda onları da anlatmaya başladım. Ve masallarıma minik minik müzikler ekledim. Okullarda daima bu türlü anlatmaya başladım. Daha sonra bir markaya bir masal dizini yazdım. Ve onlar, bunu animasyona çevirmek istedi. Daha sonra bununla ilgili sinemalarını çektiler. Ufak çizgi sinemalar, animasyonlar yaptılar. Onları seslendirdim.”
Hobiden işe gerçek giden bir durumun olduğunu belirten Hasret Gül, Ancak misyon değil; en kıymetli detay bu. Büsbütün içimden geliyor ve çok çok memnun oluyorum. Bu seyahatimde yanlışsız yerde olduğumu düşünüyorum. Lakin natürel çok uzun bir seyahat. Fakat benim çok güçlü iki meleğim var. Meleklerim beni yanlışsız yere götürecektir diye inanıyorum” dedi.
BÜYÜKLERE DE MASALLAR ANLATTI
Pandeminin başlamasıyla birlikte eşi ve 2 kızıyla birlikte, annesinin memleketi olan Balıkesir’e taşınan ve burada büyüklere de masal anlatan Hasret Gül, “Burada kısa bir eğitim süreci oldu. Buradaki bütün anaokullarını gezdim. Bu bölgedeki anaokulu öğretmenlerine masal anlatıcılığına dair giriş eğitimi verdim. Onun dışında çağrıldığım yerlere gidiyorum. Burada özel bir kulüp tarafından çağrılmıştım. Orada büyüklere masal anlattım. Çok keyifliydi. Masalın sonunda büyükler, sesleri ve hareketleri yaparak, kapıdan çıkıyor. Fevkalade hoş bir şeydi. Masala en çok bizlerin muhtaçlığı var” diye konuştu.
“BÜTÜN ÖYKÜYÜ BİLİYORLAR”
20’ye yakın masal ve öyküsü olan ve bunları kitaplaştırmak için çalışmalarını sürdüren, kızlarının arkadaşlarının tabiriyle ‘Masalcı Anne’ Hasret Gül, hayatının kızları sayesinde değiştiğini söyledi. Gül, “Bütün öyküyü biliyorlar. Hiç çekinmeden, minik öykülerle çocuklarımıza daima anlattık. Kimi vakit ormandaki kuşlardı, kimi vakit maymunlardı, kimi vakit ağacın gerisindeki kedilerdi. Fakat daima bildiler. Daha manaya düzeyine geldikleri vakit, biliş düzeyleri yükseldiğinde, biraz daha gerçek hayattan, nitekim bir şeyler anlattık. Sonra daha büyüdüklerinde biraz daha kattık, biraz daha kattık. Artık tüm olaylara vakıflar ve bunu söylemekten de hiç gocunmuyorlar. Eşimle tek maksadımız; kendilerine sahip çıkan ahlaklı, çok hoş fıstık üzere genç kız olsunlar. Büyüsünler, kendilerine sahip çıksınlar” dedi.
Çocuk sahibi olamayan ailelere seslenen Gül, “Ertelemeyin, korkmayın. Kaygı hiçbir şey tabir etmiyor. Korkacağınız vakit dilimi kadar, o memnunluğu ona yaşatsanız kâfi. Siz de tatsanız yeter” diye konuştu. (DHA)
