[ad_1]
Fenerbahçe, Muhteşem Lig’in 33. haftasında Giresunspor ile deplasmanda kozlarını paylaştı. Çotanak Stadı’nda oynanan gayret 1-1’lik eşitlikle sona erdi.
Sarı lacivertli takım, müsabakanın 20. dakikasında Batshuayi’nin penaltıdan kaydettiği golle öne geçti ve devreye 1-0’lık üstünlükle girdi. Birinci yarının sonlarında bulduğu konumları değerlendiremeyen Giresunspor, 68. dakikada Bajic ile ağları havalandırdı ve skora istikrar geldi: 1-1.
Alınan bu sonucun akabinde Fenerbahçe maç fazlasına rağmen 68 puanla başkan Galatasaray’ın 2 puan gerisinde kaldı. Giresunspor’un puanı ise 28 oldu.
‘KÜME’ ÇİZGİSİNE KAYIPLAR
Giresun’da oynanan maçın akabinde şampiyonluk yarışında önemli yara alan Fenerbahçe’nin bu sezonki birtakım puan kayıpları akıllara geldi. Sarı-lacivertliler, küme sınırında uğraş eden 3 kadroya 9 puan kaybetti. Fenerbahçe, İstanbulspor’a 2, Ümraniyespor’a 2 ve Giresunspor’a 5 puan verdi.
Ligin birinci haftasında konutunda Ümraniyespor ile 3-3 berabere kalan Jesus’un öğrencileri, Dünya Kupası ortası öncesi oynanan son lig maçında ise Giresunspor’a Kadıköy’de 2-1 yenilmişti. Galatasaray’ın Fatih Karagümrük ile 3-3 berabere kaldığı 31. haftada ise Fenerbahçe, İstanbulspor ile 3-3 berabere kalmıştı. Bu hafta ise Giresunspor’a 2 puan kaybedildi.
İRFAN BUZ GELENEĞİ
Giresunspor’da Hakan Keleş’ten boşalan teknik yöneticilik koltuğuna 4 gün evvel oturan İrfan Buz’un, Fenerbahçe karşısındaki geleneği devam etti.
Opta’nın datalarına nazaran; İrfan Buz, Harika Lig mesleğinde Fenerbahçe’yi konuk ettiği üç maçtan da 1-1’lik skorla ayrıldı.
Giresunspor – Mayıs 2023
Yeni Malatyaspor – Nisan 2021
Osmanlıspor (Ankaraspor) – Kasım 2017
UĞUR MELEKE: HER MAÇI KAOSLA KAZANAMAZSINZ
F.Bahçe artık hiçbir rakibini oyun olarak boğamadığı için kaos stratejisi uyguluyor.
Fenerbahçe’nin bu döneminin iki perdeli geçtiğini söylemek için herhalde kâhin olmaya gerek yok: Dünya Kupası öncesi her maçta oyun üstünlüğü arayan, neticeyi yeterli futbolun doğal sonucu olarak alan bir Fenerbahçe vardı. Katar sonrasıysa rakiplerinin birçoklarını oyun olarak mat edemeyen, sonuçlara son dakikalarda ferdi kaliteyle giden bir Fenerbahçe…
Son bir ayda Karagümrük’ü, Ankaragücü’nü, Başakşehir’i bu türlü yendiler. İstanbul ve Giresun maçlarında yaşanan puan kayıpları da bence doğal. Çünkü Fenerbahçe artık hiçbir rakibini oyun olarak boğamıyor. Sonuçları de genelde ferdî performanslar ve son dakikalardaki kaos stratejisi belirliyor. Karagümrük, Ankaragücü ve Başakşehir’e karşı kaos sonuç getirdi. Dün getirmedi. Tüm stratejinizi buna bağlarsanız her vakit sonuç alamamanız aslında doğal.
BiR KORNER ATMAK TAM 65 SANiYE SÜRDÜ
Dünkü karşılaşmanın sonucundan bağımsız bir bahse değinmek istiyorum son olarak… Şayet fırsatınız varsa lütfen dün 44:20’deki korneri ve 45+3’teki taç atışını bir yerlerden bulup izleyin. 44:20’de Giresun bir köşe vuruşu kazanıyor. Evvel korneri kullanmaya kimse istekli olmuyor. Sonra Alper atmaya gidiyor lakin yardımcı hakem net bir formda nizami görünen topun yerini denetim için bir durduruyor oyunu. Onun kasveti geçiyor, Alper tekrar atmaya niyetleniyor, bu defa orta hakem ceza alanına gerçek anlaşılmayan bir yerlere ikazda bulunmak için kesiyor oyunu. O şov de bitip Alper nihayet kullandığında tabelada 45:25’i görüyoruz. 65 saniyede kullanılamıyor bir korner.
DURAN TOP SEREMONiLERi
Ardından birinci yarının sonunda 47:55’te bir taç atışı kazanıyor Giresun. Sainz atacak üzere tutuyor topu elinde. Dönüyor dolaşıyor, 25 saniye sonra yanına gelen Alper’e bırakıyor topu. Hakem de Giresun’un tacı atmaya niyeti olmadığını görünce o noktada bitiriyor birinci yarıyı. Rakip yarı alandaki taç fırsatını değerlendirmeyen Giresun’un o dakikada 1-0 mağlup olduğunu da hatırlatayım.
Maalesef Üstün Lig’de artık hiçkimse bu duran top seremonilerinden rahatsız olmuyor. Bir kornerde hatta bir taçta dahi dinlenmeyi tercih ediyor herkes.
ENGİN KEHALE: KALBİ OLANLAR FENERBAHÇE’Yİ İZLEMESİN
Fenerbahçe’yi anlamak sıkıntı.
Örneğin; ligde şampiyonluğa oynayan bir ekibin, dönemin son kısmına girilirken 61-75. dakikalar ortasında 12 gol ile kalesinde en çok gol gören takım olması, nitekim izahı olan bir durum değil. Giresun deplasmanında ligin en az gol atan rakibi karşısında skor üstünlüğünü aldıktan sonra maçın bittiğini düşünen sarı lacivertli taraftara, Szalai-Bajic ikilisinin 68. dakikada bir sürprizi vardı.
JESUS iSTiKRARLI BAŞLAMIŞTI
Jesus devrinin birinci yarısı, istikrar ile betimlendi. Fenerbahçe’nin saha içerisinde güçlü ve zayıf yanları çok netti. Standart sapmaları da bir o kadar ender. Kendi oyununu kabul ettirdiği maçlarda skor ve sonuç alıyor, kabul ettiremediğinde zorlanıyordu.
Kasım ayında, Dünya Kupası ortası öncesindeki Giresunspor yenilgisi, Fenerbahçe’yi dönüşünde farklı bir gruba evriltti. Set oyununu daha uygun yapayım derken, bildiği ezber oyunundan ödün verdi Fenerbahçe ve daha kırılgan bir kadroya dönüştü.
ŞAMPiYONLUĞA MAL OLACAK GiBi
Beşiktaş, İstanbulspor ve Giresunspor çabaları, saha içerisinde bölünmüş maçlardan oluşuyor ve bu istikrarsızlık, şampiyonluğa mal olacak üzere gözüküyor. Karadeniz deplasmanında pek fazla üretemediği bir birinci yarı oynayan sarı lacıvertliler, son 5 dakikada rakibin baskısıyla soyunma odasına gitti.
SZALAi’DEN ÜST ÜSTE iKi HATA
İkinci yarıda Jorge Jesus’un merkeze atılımları ne kadar doğruysa, Valencia’yı kenara alması bir o kadar yanlıştı. Dönem içerisinde bu yanlışın düzgün sonuç vermediğini tekraren gördük. Keza dakikalar sonra Szalai’nin üst üste iki büyük küsurunda Bajic’in dayanılmaz son vuruşu, Giresunspor’a bir puanı getirdi.
BÜYÜK GRUPLAR UKALA OLUR
Fenerbahçe, bir kere daha taraftarına “Acaba mı?” dedirttikten sonra o eşiği geçecek hamleyi yapamadı. Pep Guardiola bir belgeselde “Büyük gruplar ukala olur” demişti ki sonrasında sırasıyla Jack Grealish ve Erling Haaland’ı gruba kattı.
Sanırım sarı lacivertliler vakit zaman bu “ukala” grup karakterini saha içerisinde ziyadesiyle arıyor. Birçok maçta son dakikalarda geri dönmüş olmasına karşın…
KAYNAK :Hürriyet
[ad_2]
