Sivas'ın Koyulhisar ilçesinde etkili olan şiddetli sağanak yağış, hayatı felç etti ve sele neden oldu. Ani bastıran yağışlar, derelerin taşmasına ve çevredeki yerleşim yerlerinin sular altında kalmasına yol açtı. Sel felaketiyle ilgili tüm detaylar haberimizde.
Sel Felaketinin Boyutu
Koyulhisar ilçesinde öğleden sonra başlayan ve etkisini giderek artıran sağanak yağış, kısa sürede sele dönüştü. Dereler taştı, yollar kapandı ve birçok ev ile iş yeri sular altında kaldı. Vatandaşlar, sel sularının yükselmesiyle birlikte büyük panik yaşadı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, AFAD ve sağlık ekibi sevk edildi. Ekipler, mahsur kalan vatandaşları kurtarma çalışmalarına başladı.
Sel sularının çekilmesiyle birlikte hasar tespit çalışmalarına başlandı. İlk belirlemelere göre, birçok ev ve iş yerinde maddi hasar meydana geldi. Tarım arazileri de selden zarar gördü. Yetkililer, hasarın boyutunun daha detaylı incelemeler sonucunda ortaya çıkacağını belirtti.
Sivas'ta Yaşam ve İklim Hakkında Genel Bilgiler
Sivas, İç Anadolu Bölgesi'nin önemli şehirlerinden biridir ve karasal iklimin etkisi altındadır. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçer. İlkbahar ve sonbahar ayları ise ılıman bir havaya sahiptir. Ancak son yıllarda iklim değişikliğinin etkisiyle birlikte Sivas'ta da aşırı hava olayları daha sık görülmeye başlandı. Özellikle ani ve şiddetli yağışlar, sel ve su baskınlarına neden olabilmektedir. Bu durum, şehirdeki altyapı ve dere yataklarının yetersizliğinden de kaynaklanmaktadır.
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında, Sivas'ta da su kaynaklarının korunması, erozyonla mücadele ve altyapı iyileştirme çalışmalarına ağırlık verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, vatandaşların aşırı hava olaylarına karşı bilinçlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması da büyük önem taşımaktadır.
Sivas'ta yaşanan sel felaketi, iklim değişikliğinin etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Yetkililerin, benzer felaketlerin yaşanmaması için gerekli önlemleri alması ve vatandaşların da bu konuda duyarlı olması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, doğaya karşı saygılı olmak ve çevre bilincini geliştirmek, geleceğimiz için hayati önem taşımaktadır.
