
Seçici Kredi Masalı: Fakirleşirken Zenginleşmek Mümkün Mü?
Türkiye ekonomisi üzerine yapılan tartışmaların odağında sıkça yer alan "seçici kredi" kavramı, aslında ne anlama geliyor? Birçok ekonomiste göre, piyasadaki para arzını artıran her türlü uygulama, sonuç olarak enflasyona davetiye çıkarıyor. Peki, bu durumun şirketler ve patronlar üzerindeki etkisi ne oluyor?
Türkiye'de Şirketler Neden Fakir?
Türkiye'deki şirketlerin genel durumu pek iç açıcı değil. Birçoğu, düşük ödenmiş sermayeleri ve yüksek kredi bağımlılıkları ile ayakta durmaya çalışıyor. Bu durum, şirketlerin kırılganlığını artırırken, ekonomik dalgalanmalara karşı dirençlerini de zayıflatıyor. Şirketler zor durumda kaldığında, fatura genellikle çalışanlara ve geniş halk kitlelerine kesiliyor.
- Düşük ödenmiş sermaye
- Yüksek kredi bağımlılığı
- Ekonomik kırılganlık
Patronlar Nasıl Zenginleşiyor?
Şirketler zor durumda olsa bile, patronlar genellikle bu durumdan etkilenmiyor. Hatta bazı durumlarda krizler, patronların servetlerini daha da artırmasına olanak sağlıyor. Kredi genişlemesi ve enflasyonun düşük faizlerle desteklenmesi, aslında geniş halk kitlelerinden zenginlere bir servet transferi anlamına geliyor. Bu durum, gelir dağılımındaki adaletsizliği daha da derinleştiriyor.
Bu durumun en acı sonucu ise, şirketlerin batması durumunda patronların yalılarında yaşamaya devam edebilmesi. Yani, risk ve sorumluluk dengesi tamamen bozulmuş durumda. Kar patronların olurken, zarar halka kalıyor.
Kredi Genişlemesi ve Enflasyonun Acı Reçetesi
Kredi genişlemesi ve enflasyonun düşük faizlerle desteklenmesi, aslında geniş halk kitlelerinden zenginlere bir servet transferi anlamına geliyor. Bu durum, kaynakların verimsiz kullanımına ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin daha da derinleşmesine yol açıyor. Enflasyon, alım gücünü düşürerek dar gelirli vatandaşları daha da zor durumda bırakırken, zenginler servetlerini koruma ve hatta artırma fırsatı buluyor.
Peki, bu kısır döngüden nasıl çıkılabilir? Öncelikle, para politikasının bağımsızlığı ve şeffaflığı sağlanmalı. Enflasyonla mücadele öncelikli hedef olmalı ve popülist politikalardan kaçınılmalı. Ayrıca, şirketlerin sermaye yapıları güçlendirilmeli ve kredi bağımlılıkları azaltılmalı. Aksi takdirde, "seçici kredi" masalı, sadece birilerini zengin ederken, çoğunluğu fakirleştirmeye devam edecek.