İsrail'in Gazze Saldırılarında 150 Çocuk Hayatını Kaybetti
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med), İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik son saldırılarında 150 Filistinli çocuğun hayatını kaybettiğini açıkladı. Örgüt, İsrail ordusunun sivilleri hedef alan yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve yerleşim yerleri, barınma merkezleri ile mülteci kamplarını vurduğunu belirtti.
Uluslararası Toplumun Sessizliği Eleştirildi
Euro-Med'in açıklamasında, İsrail'in saldırılarında kasten toplu katliam yapma niyetinin açık olduğu vurgulandı. Bazı ailelerin tamamen yok edildiği, büyükbaba, ebeveynler ve torunlar dahil nesillerin birlikte hedef alındığı kaydedildi. Örgüt, uluslararası toplumun 18 aydır Gazze'deki katliamlara sessiz kalmasının, İsrail'e "soykırımı tırmandırma konusunda fiili bir yetki" verdiğini ifade etti.
İsrail'in saldırıları askeri zorunluluk ya da güvenlik önlemi gibi göstermeye çalışması, "soykırım suçunu örtbas etmeye yönelik bir manipülasyon" olarak değerlendirildi. Gazze’de işlenen suçların toplu katliam, zorla aç bırakma, temel hayati ihtiyaçlardan mahrum bırakma ve altyapının sistematik olarak yok edilmesi gibi insanlığa karşı suçlar kapsamında olduğu belirtildi.
Ateşkesin Bozulması ve Yeni Saldırılar
İsrail ordusu, 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesi bozarak Gazze Şeridi’ne yönelik şiddetli saldırılarına yeniden başladı. 18 Mart sabahı düzenlenen hava saldırılarında, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 400 kişi hayatını kaybetti, 500’ün üzerinde Filistinli yaralandı. İsrail Başbakanlık Ofisi, saldırıların Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın talimatlarıyla başlatıldığını duyurdu.
- Hamas, İsrail'in ateşkese uymadığını ve Gazze'de soykırımı yeniden başlattığını açıkladı.
- İsrailli esirlerin aileleri, Netanyahu hükümetini "esirlerden vazgeçmekle" suçladı.
- İsrail'deki muhalefet partileri, Netanyahu'nun tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde saldırıların yeniden başladığına dikkat çekti.
Euro-Med, Gazze’de işlenen suçların Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Örgüt, uluslararası toplumu sessizliğini bozmaya ve İsrail’e karşı somut adımlar atmaya çağırdı.
