İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, avukatları aracılığıyla 200'ün üzerinde suç duyurusunda bulundu. Suç duyurularının hedefinde, İmamoğlu hakkında "masumiyet karinesine aykırı, suçlayıcı, gerçek dışı" yayınlar yaptığını iddia ettiği televizyon kanalları, gazeteler, gazeteciler ve sosyal medya kullanıcıları yer alıyor. Bu isimler arasında Cem Küçük ve Gürkan Hacır da bulunuyor.

Neden Suç Duyurusunda Bulunuldu?

İmamoğlu'nun avukatları, özellikle 19 Mart'taki gelişmeler sonrasında müvekkilleri hakkında çıkan haber ve yorumların "taraflı ve yönlendirici" olduğunu savunuyor. Yapılan suç duyurularında, bu yayınların hukukun temel ilkelerini hiçe saydığı, herhangi bir somut delile dayanmadığı ve İmamoğlu'nu halk nezdinde itibarsızlaştırmaya yönelik olduğu belirtiliyor.

Avukatlar, söz konusu yayın organlarında çıkan haberlerin ve yorumların şu özelliklere sahip olduğunu vurguluyor:

• Masumiyet karinesini ihlal etmesi
• Kişilik haklarına saldırı niteliği taşıması
• Gerçek dışı bilgilere dayanması
• Taraflı ve yönlendirici olması

Suç Duyurusunda Kimler Var?

Ekrem İmamoğlu'nun suç duyurusunda bulunduğu kişi ve kuruluşlar arasında şunlar yer alıyor:

• A Haber
• Akit TV ve internet sitesi
• Sabah Gazetesi ve internet sitesi
• TGRT TV
• Ülke TV
• Kanal 24
• Cem Küçük
• Abdulkadir Selvi
• Gürkan Hacır
• Ferhat Murat

Avukatlar, bu kişi ve kuruluşların yanı sıra, sosyal medya üzerinden de İmamoğlu hakkında olumsuz paylaşımlar yapan çok sayıda kullanıcı hakkında da suç duyurusunda bulundu.

Türkiye'de ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü sıkça tartışılan konular arasında yer alıyor. Bir yandan basın özgürlüğünün korunması gerektiği savunulurken, diğer yandan da yalan haber ve iftiraların önüne geçilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu dengeyi sağlamak, hukuk devletinin temel prensiplerinden biri olarak kabul ediliyor.

Ekrem İmamoğlu'nun bu hamlesi, siyaset ve medya ilişkileri açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Suç duyurularının sonuçları ve yargı sürecinin nasıl ilerleyeceği merakla bekleniyor. Bu süreç, Türkiye'deki ifade özgürlüğü tartışmalarını da yeniden alevlendirecek gibi görünüyor. Bu davanın seyrini hep birlikte izleyeceğiz.