
Borç Batağı Büyüyor: Vatandaş Takibe Düştü! İşte Korkunç Rakamlar
Türkiye ekonomisindeki dalgalanmalar ve Türk Lirası'nın değer kaybı, vatandaşları kredi kartı ve kredi kullanımına yöneltirken, ödeme güçlüğü yaşayanların sayısında da ciddi bir artışa neden oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verileri, kredi kartı borçlarındaki takip oranının son beş yılda rekor seviyede arttığını gösteriyor. Bu durum, vatandaşların borç sarmalında giderek daha fazla sıkıştığını ortaya koyuyor.
Kredi Kartı Kullanımı Rekor Kırdı
2020 yılında bireysel kredilerde ihtiyaç ve konut kredileri ön plandayken, 2024'ün ilk çeyreği itibarıyla bu durum tamamen değişti. Konut kredilerinin toplam payı %34'ten %13'e gerilerken, kredi kartlarının payı %20'den %48'e yükseldi. Bu veriler, artık her iki bireysel krediden birinin kredi kartı olduğunu gösteriyor. Kredi kartı kullanımındaki bu artış, vatandaşların günlük harcamalarını dahi kredi kartıyla finanse etmek zorunda kaldığını ortaya koyuyor.
İhtiyaç Kredilerinde Tehlike Çanları
Kredi kartlarından sonra en hızlı büyüyen borç türü ise ihtiyaç kredileri oldu. Takipteki ihtiyaç kredisi tutarı %498 gibi çarpıcı bir oranda arttı. Kullanım oranı %45'ten %37'ye düşmesine rağmen, ödeme zorluğu çekenlerin sayısındaki artış endişe verici. Bu durum, özellikle düşük gelirli vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlandığını ve borçlanmaya mecbur kaldığını gösteriyor.
Vatandaş Borçlanarak Yaşıyor
Kredi kartı kullanıcılarının borçlarını ödeyememesi, finansal sistemdeki kırılganlığı gözler önüne seriyor. %1056'lık takip artışı, kartla sürdürülen yaşam tarzının sürdürülemez hale geldiğine işaret ediyor. Uzmanlar, özellikle düşük gelir grubunun artan harcama baskısı altında borçlanarak yaşamını devam ettirmeye çalıştığını ve bu durumun bankacılık sistemi açısından ciddi bir risk taşıdığını belirtiyor.
Konut kredilerindeki takip oranı düşüş eğiliminde olsa da, taşıt kredilerinde sınırlı bir artış gözlemleniyor. Ancak genel tablo, vatandaşların borç yükünün giderek arttığını ve ödeme güçlüğünün yaygınlaştığını gösteriyor.
Bu gelişmeler, ekonomik istikrarın sağlanması ve vatandaşların borç yükünün hafifletilmesi için acil önlemler alınması gerektiğini gösteriyor. Aksi takdirde, borç sarmalındaki vatandaşların sayısı daha da artabilir ve bu durum, tüm ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.