Cumhurbaşkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren 10 ayrı politika kuruluna yapılan son atamalar ve bu kurullardaki maaş artışları kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. AKP'ye yakınlığıyla bilinen isimlerin de yer aldığı kurullarda, üye sayısı ve maaşlardaki artış dikkat çekiyor. Peki, bu artışın ardında yatan sebepler neler?
Politika Kurullarında Kimler Var?
Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki 10 kurula toplamda 140 isim atandı. Bu isimler arasında AKP iktidarına yakınlığıyla bilinen Orhan Gencebay ve Hülya Koçyiğit gibi sanatçılar Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu'nda yer alırken, Ekonomi Politikaları Kurulu'nda ise Yiğit Bulut'un bulunması dikkat çekti.
Bu atamalar, yeni hükümet sistemine geçişle birlikte bakanlık sayısının azalması ve bürokrasinin sadeleşmesi beklentilerini de beraberinde getirmişti. Ancak, 16 bakanlıkla benzer alanlarda faaliyet gösteren 10 politika kurulu ve özel Cumhurbaşkanlığı ofislerinin kurulması, kamuoyunda tartışmalara yol açtı.
Maaşlar Neden Arttı?
Kısa süre önce kurulan Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu ile birlikte politika kurullarının sayısı 10'a yükselirken, üye sayısı da 2018'deki 76 kişiden 140'a çıktı. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 6 Ocak 2025 tarihli genelgesine göre, memur aylık katsayısı 1,012556 olarak belirlendi. Bu katsayının 100.000 ile çarpılması sonucunda, politika kurulu üyelerine ödenecek en düşük aylık 2018'e göre yaklaşık 10 kat artarak 101 bin 255 TL'ye yükseldi.
Bu durum, atanan 140 üyenin diğer kurumlardan, üniversitelerden ve şirketlerden elde ettiği maaş ve gelirleri almaya devam edecek olmasıyla birlikte, kamuoyunda daha da fazla tartışmaya neden oldu.
Bu Artışın Anlamı Ne?
Politika kurullarına yapılan bu atamalar ve maaş artışları, kamu yönetimindeki bürokratik yapının karmaşıklığına ve maliyetine dair önemli soruları gündeme getiriyor. Bakanlıklara paralel bir yapılanma oluşturulması, görev alanlarının tekrarı ve kurumsal yapılanma konusundaki eleştiriler de bu tartışmaları daha da alevlendiriyor.
Bu gelişmeler, Türkiye'deki kamu yönetiminin etkinliği, şeffaflığı ve maliyet etkinliği konularında daha derinlemesine bir değerlendirme yapılması gerektiğini gösteriyor. Özellikle ekonomik zorlukların yaşandığı bir dönemde, kamu kaynaklarının kullanımının ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılıyor.