Antik Roma’da İcat Edilip Günümüze Kadar Gelen ve Hepimizin Ömrünü Değiştiren 9 Buluş

Antik Roma, çağdaş betonun öncüsü olarak kabul edilir. Roma betonu, kireçtaşı, tuğla kesimleri ve volkanik kül üzere gereçlerin bir karışımından yapıldı. Bu karışım sağlam ve uzun ömürlü bir yapı gereci sağladı ve birçok antik Roma yapısının hala ayakta kalmasını sağladı.

İlk deniz fenerleri Antik Roma’da, MÖ 3. yüzyılın sonlarında inşa edildi. Ticaretlerinde denizin kıymetli bir yere sahip olduğu Roma’da deniz fenerleri, deniz seyahatlerinde güvenliği artırmak ve gemilerin gece seyahat etmelerini sağlamak için inşa edilmişti. Deniz fenerleri, tıpkı vakitte Roma İmparatorluğu’nun inşaat hünerleri ve mühendislik bilgisinin bir göstergesiydi.

Gelişmiş bir su mühendisliği ve mekanik bilgisine sahip olan Antik Roma periyodundaki vinçler, büyük taş blokların, sütunların ve öteki ağır yapı gereçlerinin inşa edilmesinde kullanılmak için yapılmıştır. Ayrıyeten, vinçler, arenalarda yapılan gladyatör oyunları için sahne dekoru ve ekipmanlarının kaldırılmasında da kullanılmıştır.

Antik Roma’nın su idare sistemi, su kemeri, teraslı sulama teknikleri ve akuedükler üzere inşaat teknikleri kullanarak su kaynaklarını yönetmeye ve dağıtmaya yardımcı oldu. Bu sistemi inşa etmek, Roma İmparatorluğu’nun su kaynaklarına erişimini ve verimliliğini artırdı ve birçok büyük kentin çağdaş su idare sistemlerinin temelini oluşturdu.

Antik Roma devrinde, merkezi ısıtma sistemleri, binaların içinde sıcak su ve ısıtma sağlamak için kullanılmaktaydı. Antik Roma’da kullanılan en yaygın merkezi ısıtma sistemi Hypocaust sistemidir. Bu sistem, sıcak hava ve sıcak suyun kullanıldığı bir ısıtma sistemidir. Bu sistemde, meskenlerin altına yerleştirilmiş olan bir dizi kemerli boşluk, ahşap yakıtla beslenen bir fırın ile ısıtılır. Sıcak hava, bu boşluklar boyunca sirküle eder ve meskenin tabanına yerleştirilmiş seramik borulara geçer. Bu borular, konutun sıcak suyu sağlamak için kullanılan bir ısıtma elemanı olarak misyon yapardı.

Her ne kadar kağıdı bulmadılarsa da ‘Kodeks” olarak da bilinen ciltli kitap fikri Antik Roma’da ortaya çıktı. Böylece artık bilgiyi kil tabletler ya da metrelerce uzunluktaki parşömenlerde değil daha küçük ve portatip ciltli kitaplarda taşımaya başladılar.

Antik Roma, dünyanın en büyük imparatorluklarından biriydi ve bu imparatorluğun idaresi, yolların inşa edilmesi ve yönetilmesi ile kolaylaştırılmıştı. 

Antik Roma periyodunda, Roma İmparatorluğu’nun çeşitli yerlerine yayılan bir yol ağı inşa edilmiştir. Bu yol ağı, Roma’nın güçlü ordularının süratle ve inançlı bir biçimde hareket etmelerine imkan sağlamıştır. 

Roma yolları, taş bloklardan oluşan bir taban üzerine döşenmiş olan kumlu bir yerle kaplanmıştı. Bu kumlu yer, sıkıştırılmış taş ve moloz ile kaplanmıştır. Yolların üzerinde suyun akışını sağlamak için, kenarlarda çukurlar bulunurdu. Ayrıyeten, yolların üzerindeki dikilitaşlar yahut sütunlar, köprüler yolu kullananların tarafını bulmalarına yardımcı olmak için yerleştirilmişti.

Antik Roma, kent planlaması konusunda epeyce ileri bir medeniyetti. Roma İmparatorluğu’nun büyük kentleri, planlama ve inşaat konusunda uzmanlaşmış mimar ve mühendisler tarafından tasarlanmıştı. 

Roma kentleri, çoklukla bir grid sistemine nazaran inşa edilmiştir. Bu sistemde, sokaklar sistemli bir biçimde dik kesişir ve meydanlar, forumlar ve tapınaklar üzere değerli yerler, bu kesişim noktalarında yer alır. Bu sistem, kent içindeki hareketi kolaylaştırmış ve yönlendirici bir tesir yapmıştır.

Haberler ekseriyetle resmi duyurular, askeri zaferler, doğal afetler, gladyatör oyunları ve imparatorluk siyasetleri hakkındaydı. Bu haberler, çoklukla bir halk toplantısında ya da gladyatör oyunları sırasında duyurulurdu. Buna ek olarak, duvarlara yazılan ilanlar da tanınan bir biçimde kullanılırdı. Bu ilanlar, bilhassa seçim vakitlerinde siyasetçilerin kendilerini tanıtmak ve dayanaklarını toplamak için kullanılırdı.