Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Welt gazetesine yaptığı açıklamada, “Eğer sivil halka yönelik bombardımanları mümkün olan en güçlü formda kınıyorsak, birebir vakitte onlara mühimmat ihraç edemeyiz. Bu nedenle nereye ihracat yapılacağı konusunda ortak Avrupa kurallarına gereksinimimiz var” dedi.
Avrupa’da her vakit barış içinde yaşanılacağına inanıldığı için, geçmişte siyasetçiler ve toplum olarak savunmanın gerçekte ne manaya geldiğiyle gereğince ilgilenmediklerini söz eden Baerbock, “NATO ve AB’de güvenlik ve savunma bahislerinde uzun müddettir yakın işbirliği içinde olmamıza karşın, Rusya’nın savaşı bize, mühimmat ve teçhizatın Avrupa ülkeleri ortasında otomatik olarak uyumlu olmadığını gösterdi. Bu nedenle artık ortaklarımızla silahlanma alanında sanayi siyaseti açısından da nasıl daha yakın işbirliği yapabileceğimize dair bir strateji üzerinde çalışıyoruz. Bu tıpkı vakitte ihracat için ortak bir çizgiye gereksinimimiz olduğu manasına geliyor” sözünü kullandı.
“AKDENİZ’DEKİ VEFATLAR AÇIK YARA”
Alman Dışişleri Bakanı, Avrupa’ya göç etmek isterken Akdeniz sularında hayatını kaybedenlere dikkati çekerek, “Akdeniz’deki vefatlar Avrupa’nın açık yarasıdır zira ortak bir göç ve mülteci siyasetine ulaşmayı başaramadık. Her ne kadar güç olsa da ortak bir konum üzerinde sıkı bir biçimde çalışmalıyız ve çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Baerbock, ne denizde tehlikeden kurtarılan beşerlerle ne de dış sonlara ulaşan lakin sığınma hakkı olmayan ve geri gönderilmesi gereken beşerlerle dış huduttaki devletleri yalnız bırakabileceklerine dikkati çekti.
Dışişleri Bakanı Baerbock, Çin konusuna da değinerek, “Avrupa tarafında ülkelerin Çin bağımlılığından kurtulmalarına nasıl yardımcı olabileceğimize dair stratejiler geliştiriyoruz.” sözlerini kullandı.
“Dünyanın tüm sıkıntılarını Almanya’dan çözebileceğimizi düşünmüyoruz. Biz Avrupalılar uzun yıllar boyunca dünyanın öbür bölgelerindeki meselelerin bizi etkilemediği, kelamda kusursuz bir dünyaya inandık.” diyen Baerbock, Çin’in ekonomik bağımlılıklar yaratarak, nüfuzunu genişletmek için Avrupa’nın bıraktığı boşlukları stratejik olarak kullandığını ve Yeni İpek Yolu projesinin buna örnek olabileceğini kaydetti.
Buna karşı koymak için gereğince efor sarf etmediklerini vurgulayan Baerbock, şu sözleri kullandı: “Çin ile sistemik rekabette Avrupa jeopolitik olarak daha etkin hale gelmelidir. Çin’in jeostratejik yatırımlarını engelleyemeyiz lakin ülkelere daha âlâ tekliflerde bulunabiliriz, yani ham unsurların yalnızca geri çekilmediği, tıpkı vakitte üretimin bir kısmının da bu ülkelerde oluşturulduğu, böylelikle istihdam ve büyümenin sağlandığı adil ticaret mutabakatları yapabiliriz. Çin’in bilakis, kredilerdeki geri ödeme zahmetlerini, alıcılara siyasi baskı uygulamak için, örneğin Birleşmiş Milletlerde makul bir oylama davranışını zorlamak için kullanmıyoruz.” (AA)
KAYNAK : Sözcü
