İstanbul’da dünyaya gelen ve Alman Lisesi’nden mezun olan Buyraç, 2001’de Viyana Devlet Konservatuarı’nın tiyatro kısmının imtihanlarını kazanarak başladığı sanat hayatını ve Avrupa’nın en esaslı tiyatrolarından Burgtheater’in oyuncu takımında yer alma muvaffakiyetini AA muhabirine anlattı.
Buyraç, “Viyana Devlet Konservatuarı’nın tiyatro kısmında bildiğim kadarıyla, çok argüman etmek istemiyorum ancak birinci Türk asıllı oyuncuyum, orada okuyan. Hele Türkiye’den gelen büyük bir ihtimalle birinci öğrenciyim.” diye konuştu.
Konservatuvardan 2006’da mezun olduğunu anlatan Buyraç, bu periyotta okulda farklı etnik kökenlerden öğrenci çeşitliliği üzere bir durum kelam konusu olmadığı için burada eğitim almasının okul açısından da farklı bir tecrübe olduğunu lisana getirdi.
‘BENİMLE NE YAPACAKLARINI BİLEMEDİLER’
Buyraç, “Ben daima farklıydım, onların gözünde de farklıydım. Beni tam olarak başlarında bir yere oturtamıyorlardı. Türkiye’den gelen, bekledikleri genç insan profili vardı başlarında, ben o profile uymuyordum. Bu dört sene içinde benimle ne yapacaklarını pek bilemediler lakin yeterli bir eğitim alarak hoş bir formda mezun oldum.” formunda konuştu.
Eğitimi mühletince kendisine daima “iş bulmakta zorlanacağının” söylendiğini anlatan Buyraç, “Senin ismin Zeynep, soyadın Buyraç, esasen ismini kimse söyleyemeyecek, her şey senin için güç ilerleyecek.” denildiğini lakin çalışmaya başladığında bu türlü bir durumla karşılaşmadığını söyledi.
Buyraç, mesleksel hayatına başşehrin dışındaki farklı eyaletlerin kıymetli tiyatrolarında sahnelenen oyunlarda rol alarak başladığını, bu sürecin deneyim edinme ve oyunculuk ismine kendisini geliştirme açısından çok verimli geçtiğini lisana getirdi.
TÜRKİYE’YE YÖNELİK KLİŞELER
Buyraç, kusursuz Almancasıyla sanatçı arkadaşlarını daima şaşırttığını belirterek, insanların Türkiye hakkında bilmemekten ve araştırmamaktan kaynaklanan çok yanlış bilgilere sahip olduklarını, eğitimli, sanatçı dostlarının gerçek zannettikleri yanlışları da düzeltmek durumunda kaldığını anlattı.
Avusturya’nın önde gelen çok sayıda tiyatrosunda oynayan ve kamu yayıncı kuruluşu ORF’de yayımlanan birçok dizide de rol alan Buyraç, meslek hayatında ötekileştirilmeye ve ayrımcılığa hiçbir vakit müsamaha göstermediğini vurguladı.
‘NASIL YAPAMADIKLARINI DUYUYORLAR7
Buyraç, Türkiye’de doğup büyümüş olmasının bu bahiste kıymetli bir rol oynadığını belirterek, şöyle devam etti:
“Yaklaşık 20 yıldan sonra dönüp baktığımda burada doğup büyüyen çocukların ilkokul çağından itibaren duydukları şey neyi yapamadıkları üzerine. İsimlerinden dolayı, inançlarından dolayı, ana lisanlarından dolayı. Esasen ayrımcılık orada başlıyor. 7-8 yaşındaki çocukların başlarına bu bir sefer yerleşti mi, bu sistem içerisinde büyümek ve başını dik tutmak sıkıntı. Ben bu türlü bir sistem içerisinde büyümediğim için ve buraya 19 yaşında geldiğim için onların başlarında benim üzerime oturtmak istedikleri o göçmen damgasını tutturamadılar.”
274 yıllık tarihiyle Almanca konuşulan coğrafyanın en eski tiyatrosunda oynamanın kendisi için kıymetine değinen Buyraç, tiyatro eğitimi almış ve bu mesleği icra eden herkesin hayalinde bir gün bu esaslı ve büyük tiyatronun sahnesine çıkmanın olduğunu anlattı.
– “İlk Türk asıllı bayan oyuncu olarak sahneye çıkmanın verdiği bir keyif de kelam konusu”
Bu tarihi tiyatroda oynamanın kendisi için şahane bir his olduğunu kaydeden Buyraç, “Ama bir de birinci Türk asıllı bayan oyuncu olarak sahneye çıkmanın verdiği bir keyif de kelam konusu ancak ben hiçbir vakit şöyle düşünmedim, ‘Kendimle gurur duyuyorum, mükemmel bir şey başardım’ diye düşünmedim. Hatta şöyle düşündüm, ‘Nasıl olabilir bu türlü bir şey? 2021-2022 yılına kadar nasıl benden evvel kimse olmamış olabilir?’ Benim başımdaki en büyük soru işareti buydu. Bir rol model olarak kendimi görmüyorum. Şu bakımdan görmüyorum, aslında bunun çok doğal bir şey olması gerektiğini düşünüyorum. Tahminen ben bir yol açtım lakin o yolda ilerleyecek, gerimden gelecek çok gencin olacağına, olması gerektiğine inanıyorum.” diye konuştu.
Kendisinden sonra gelecek genç oyuncular için bir yol açmanın gurur verici olduğunu belirten Buyraç, burada yaşayan Türk gençlerine yönelik projelerde mümkün olduğunca yer almaya çalıştığını, gençlerle bir ortaya gelerek tecrübelerini paylaştığını tabir etti.
Buyraç, Avusturya’da farklı alanlarda çok başarılı Türk kökenli insanların bulunduğuna dikkati çekerek, bu bireylerin görünür olmasının değerli olduğunu, bu örneklerin gençlere başarabilme ismine ilham vereceğini söyledi.
.
‘NEDEN BARADAKİ TÜRKLERE YÖNELİK İŞLER YAPILMIYOR’
ORF’de çok dizide rol almasına karşın Avusturya’daki Türk toplumu tarafından tanınmamasından keder duyduğunu lisana getiren Buyraç, bunun Türk toplumunun daha çok Türkiye’deki dizi ve sinemaları izlemeyi tercih etmesinden kaynaklandığını belirtti.
Buyraç, “Ancak burada eleştirmemiz gereken nokta bence şu: Bu ülkede bu kadar fazla Türk asıllı insan yaşarken niçin buranın devlet kanalları bunu göz arkası ediyor? Neden bu insanlara yönelik işler yapılmıyor? Bunun üzerinde bence durmamız gerekiyor.” görüşünü paylaştı.
Türkler de dahil farklı bölümlerden azımsanmayacak oranda çok insanın hayatında bir sefer olsun Burgtheater’e gelmediğine dikkati çeken Buyraç, tiyatroya ilginin artması gerektiğini ve bu tiyatroda herkesin kabul görmesinin değerli olduğunu söz etti.
.
TÜRKİYE’DE DE OYNAMAK İSTİYOR
Buyraç, Türk dizi ve sinema dalını yakından takip ettiğini, uygun bir projede yer almaktan memnuniyet duyacağını kaydederek, bir Türk oyuncu olarak Türkiye’de yapılmış kaliteli çalışmaları ve pahalı oyuncuları buradaki sanat etraflarında tanıtmayı da bir çeşit vazife olarak gördüğünü kelamlarına ekledi. AA
