[ad_1]
Necmi Çelik
Geçtiğimiz yıllarda, bilhassa seyahatlerde karşılaşılan hijyen mahrumu tuvaletlere OPET tarafından örnek olacak, imza üzere bir çalışma başlatıldı.
TOBB Bayan Teşebbüsçüler Konseyi Lideri ve OPET İdare Şurası Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, “Biz insanlarımız meselesiz seyahat edebilsin diye istasyonlarımızda Pak Tuvalet Kampanyası’nı başlattık. Velhasıl beni de muhtaçlıklar zorladı bu projeyi yapmaya. Ülkenin muhtaçlığı vardı ve çılgın bir fikirdi. Hele de bir bayanın tuvalet konusunu yerin altından masanın üzerine çıkarması cüret istiyordu” diyor.
Nurten Öztürk, İşimiz Pak Projesi yanı sıra iş hayatında muvaffakiyet ve memnunluk kavramlarıyla ilgili sorularımızı yanıtladı.
Sizin üç ‘ev’iniz var. OPET başka bir konut, Regnum Carya başka bir konut ve ferdî olarak da ailenizin meskeni. En çok hangi konutunuzu seviyorsunuz?
Bana nazaran en temel taş aile. Ailenize gerekli ilgiyi gösteremezseniz onlar keyifli olmazsa siz de keyifli olamazsınız. Bu durum tüm başka işlerinize de yansır. Benim için aile birliği ve bütünlüğü vazgeçilmez. İş planımı yaparken konutun programına ve evdekilerin programına uygun formda yapmaya çalışırım. Ve hangi ortamdaysam bulunduğum yere sevgimi de taşırım. Ve etrafımdaki beşerlerle sağlıklı bağlar kurmaya ve kenetlenmeye çalışırım. Şuna inanırım ki insanın isteyip de yapamadığı, programına sığdıramayacağı rastgele bir iş yoktur. Şayet sağlıklı planlama yapabilirseniz her şeye yetişebilirsiniz.
Bu kenetlenmenin sırrı nedir?
Almak ile vermek ortasında istikrar kurmak. Sevgi, hürmet ve müsamahaya dayalı bir birliktelik en başta geliyor. Başarmayı seviyoruz, muvaffakiyet büyük haz veriyor. En uygununu yapmayı seviyoruz. Ve insanları keyifli etmeyi seviyoruz. Bütün bunları yapmak isteyince de olağan ki çok fedakârlık gerekebiliyor vakit zaman. Yani işi omzumuzda yük üzere görmüyoruz. Bu da muvaffakiyet açısından son derece kıymetli.
Bu üç konutun sizin pencerenizden baktığınızda ortak pahaları nelerdir?
En değerli ortak kıymetimiz adil ve paylaşım odaklı olmak. Güzel takımlar kurmak, şirketine bağlı, alanında güçlü, âlâ beşerlerle çalışmak. Bulunduğumuz alanlarda mesken sıcaklığı yaratmak ve aile bağları mevhumunu geliştirmek.
İşin büyüğü, küçüğü yoktur deriz. Bize nazaran her iş ve o işi en âlâ yapan değerlidir. Bütün işlerimizde bu ideoloji hakimdir. Beşerler bir hizmet almak için gelmişlerse, size bir bedel ödüyorlarsa onların istediği, beklediği hizmeti de vermek zorundasınız. Her işimizde kaliteli hizmet sunmak ve kusursuza seyahat ideolojisini içselleştirmek ortak anlayışımızdır. Şayet yanlışsız kadro arkadaşlarıyla çalışırsanız başarınız takdir görür kesinlikle ve yükselmeye başlarsınız. Münasebetiyle muvaffakiyet yalnız değildir. Daima birlikte başarırsınız bir kadro şeyleri. Sizin olumlu olmanız da çok değerli. Ofise kapıdan girerken yaptığım şey güler yüzle girmeye çalışmaktır. Şayet negatif enerjiyi taşırsam, o günün şirkette âlâ geçmeyeceğini düşünürüm.
Temizlik ve kirlilik nispi kavramlar, sizin bakış açınız nasıl paklık kavramına?
Temizlik ile hijyeni birbirinden ayırmak gerekir. Paklık yüzeysel manada kirlerden kurtulmaktır. Hijyen ise bütün ortamı mikroptan ve ziyanlı organizmalardan sıhhate ziyan vermeyecek biçimde arındırmaktır. Paklık deyince yalnız yer paklığı, etraf paklığını anlamamak gerek, bedensel ve içsel paklık de kıymetli. Yani paklık bizim için çok küçük, dar bir kavram değil, içinde hijyenik tüm kıymetli başlıkları barındıran kapsamlı bir his ve kavram.
İşimiz Pak Projesi paklık ve hijyen mevzularını mı içeriyor?
Bence paklık çok geniş bir perspektifle değerlendirilmeli ve hayatın her alanında olmalı. Ancak hijyen ile beraber… Biz de o denli yapıyoruz, örneğin İşimiz Pak Projesi’ni bu nedenle yalnız paklık olarak düşünmedik. Bireylerin, çalışanların paklığı kadar tertemiz bir şirket, tertemiz bir kurum olma bildirisini da içeriyor bu projemiz. Başlangıçta Antalya Muğla ve İzmir de başlayıp 20 ile sonrasında ise 81 ile yaygınlaştırdığımız proje kapsamında mevzuyu pek çok açıdan pahalandırıyor ve günümüzde bir işletmenin kesimlere sadece hijyen eğitimi sunmuyoruz. Mevzuyu pek çok açıdan pahalandırıyor ve günümüzde bir işletmenin sahip olması gereken yetkinliklerde en güzel duruma gelmelerine takviye sağlıyoruz. Tercih edilebilir duruma getiriyor marka imajlarını güçlendirmeye ekonomik manada da kalkınmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Buna en yeterli örnek “Sürdürülebilir İdare Eğitimlerimiz”. İşimiz Pak eğitimleri kapsamında verilen bu modüle proje web sitesi üzerinden ulaşılabiliyor. İşletmelerin sürdürülebilirliğine katkı sağlamak gayesiyle kolay, anlaşılır ve kolay uygulanabilir olarak hazırlanan eğitim modülünde; sürdürülebilirliğim temel unsurları, tesirli bağlantı, müşteri memnuniyeti, kalite, liderlik, yaratıcılık, yenilikçilik, atık idaresi, etraf müdafaa ve mikro işletmelerde sürdürülebilirliğin takibi üzere günümüz rekabetçi şartlarında bir işletmenin gereksinimi olan pek çok içerik sunuluyor.
Son analizde natürel ki herkesin bu paklık hissini içselleştirme yolu ve formülü farklı olabilir. Ne dersiniz?
Bence paklık ve hijyen kelam konusu olduğunda beyin bunu bir alışkanlık haline getirmeli. Örneğin bir tuvaletten çıkıp da elini sabunla yıkamadan sağa sola değen, tokalaşan beşerler görürsünüz. Bu unutulabilir bir mevzu olmamalı, yani öğrenilen şeylerin alışkanlık haline getirilecek biçimde yerleşmesi gerektiğine inanıyorum.
Sizin bu paklık hassasiyetinizin temelinde hangi hisler yatıyor?
Bilinçli sağlıklı bir toplum yaratma çabası. İnsan ve ülke sevdam. Ve annelik içgüdüm. Bir anne olarak çocuklarınızı en pak yerlerde büyütmek istersiniz. En pak tuvaletlere götürmek istersiniz. Geçmişte mesleği öğretmenlik olan biri olarak da size teslim edilmiş yavruları tertemiz ortamlarda var etmek istersiniz. Hizmet kesiminde olduğunuzda paklığın herkes için ehemmiyetini görüyorsunuz ve bunun etrafınızda de olmasını istiyorsunuz. Biz insanlarımız meselesiz seyahat edebilsin diye OPET istasyonlarımızda Pak Tuvalet Kampanyası’nı başlattık. Velhasıl beni de gereksinimler zorladı bu projeyi yapmaya. Ülkenin gereksinimi vardı ve çılgın bir fikirdi. Hele de bir bayanın tuvalet konusunu yerin altından masanın üzerine çıkarması cüret istiyordu. Burada alçakgönüllü davranmayacağım, beşerler evvelden su dökmeye gidiyorum, çiçek toplamaya gidiyorum derken artık rahatlıkla tuvalete gittiğini söyleyebiliyor yani bu bahsin utanılacak bir şey olmadığını, doğal bir muhtaçlık olduğunu anlattık hatta artık OPET’im geldi diyenler bile var.
OPET’i kurduğunuz 1992 ile bugünü kıyasladığımızda pak dünya hayalinde neredeyiz sizce?
Çok büyük bir fark var 1992 yılıyla kıyasladığımızda… OPET’i kurduktan sonra yollarda insanların en büyük gereksinimlerinden biri olan tuvalet sıkıntısını daha âlâ görme fırsatı yakaladım. Tüm OPET tuvaletlerini en çağdaş halde yeniledik, engelli WC kuralı ve standardı getirdik, bebek bezi değişim yerleri koyduk. Velhasıl bir taraftan istasyonlarımızda projeyi sürdürürken öteki yandan okullarda, hastanelerde, belediyelerde, TCDD’de, mescitlerde ve yurt dışında birtakım ülkelerde projeyi yaygınlaştırdık. Eğittik, uyguladık, denetledik. Hiç gündeme getirilmeyen bir husus gündeme getirildi ve bugün bakın hijyen olmayan yerde hizmet olmaz diyoruz. Hasebiyle Türkiye’de değişti ve bu değişimde hissemiz olabildiyse ne memnun.
O zamanki akaryakıt istasyonları ile kıyasladığınızda bugünkü tablo nasıl?
O vakitler hakikaten inanılmaz derecede berbattı tablo. Girilebilir bir tuvalet bulmanız neredeyse imkânsızdı. Projeye birinci başladığımızda istasyonlarda sabun, tuvalet kağıdı ve sarf gereçleri çalınırdı, tuvaletin kapısı bile çalındı, zira tuvaletler market içinde değil dışarıdaydı. Biz akaryakıt istasyonlarının tuvaletlerini market içerisine alacağız dediğimizde, nasıl olabilir diye yansılar oluştu ve besin satılan bir yerde tuvalet nasıl olur diye karşı çıkıldı. Sen pak ve hijyenik hizmet verirsen neden olmasın? Onun için hijyen konusunda o günkü Türkiye ile bugünkü Türkiye ortasında olumlu manada çok büyük bir değişim var. Yalnız bölümümüzde değil toplumda da önemli bir değişim ve fark yarattık.
Son olarak memnunluğu sorabilirim. Diğerlerine da ilham vermesi açısından memnunluk tanımınız nedir?
Yaşam sevinci bence… Bulunduğu andan durumdan hoşnut olma hali. Kendisi ile barışık olmanın dışa yansıması. Memnunluk bir piramitse bence bu piramidin en temelinde insanın kendisiyle barışık olması ve kendisini uygun tanıması kendi farkındalığını bilmesi gerektiğine inanıyorum. Ben kendi mutluluğumu kurmuş olduğum sevgi, hürmet ve müsamaha üçgenine borçluyum.
‘Eğer yaşıyorsak, yaşadığımızın da bir ispatı olmalı’
Her alanda günümüzde büyük işlere imza atmış iş insanları var. Siz de toplumsal sorumluluk başta olmak üzere bir dizi alanda iz bırakacak projelere imza atıyorsunuz, nasıl anılmak istersiniz gelecekte?
Ben iz bırakmanın değerine inanıyorum. Şayet yaşıyorsak, yaşadığımızın da bir ispatı olmalı. Bu dünyada bir şeylere değmeden, bir iz bırakmadan geçip gitmek var oluş nedenimize karşıt. Onun için nasıl doğumla, çocuklarımızı dünyaya getirerek biz geleceğimizi, yavrularımıza devrediyorsak burada da yaptığımız işlerle birilerine bir şeyleri devredebilmek, birilerine bir şeyleri verebilmek ve yaptıklarımızla nitekim anılmak kıymetli. Yani bu benim için hijyen kavramıyla anılmakmış, lakin öteki türlü alanlarda da çok şey yaptık. Yapmış olduğumuz pek çok toplumsal sorumluluk projesi var.
Örnek Köy Projesi, Yeşil Yol Projesi, Tarihe Hürmet Projesi, Trafik Dedektifleri Projesi, Bayan Gücü Projesi, Tabiata Hürmet Projesi üzere. Trafik Dedektifleri projesiyle ailelerini ve etraflarını bilinçlendirmek ve geleceğin şuurlu şoförleri olmaları için eğitim vererek 15 milyon çocuğu ‘Trafik Dedektifi’ yaptık. Tertemiz Yarınlar Okullardan Başlar Projesi ile 77 bin okulda paklık, hijyen eğitimleri veriyoruz. Tüm Türkiye’de 81 ile bu şuuru yaymaya çalışıyoruz. Bana birçok unvan verildi halkımız tarafından. Çanakkale’de ‘Atatürk’ün kızı’ ve ‘Şehitlerin annesi’ dediler lakin hijyen konusunda ne diyecekler bilemiyorum. ‘Hijyen ile Türkiye’yi tanıştıran kadın’ yahut ‘uygarlık elçisi’ diyecekler. Bir şeyleri değiştirebildiğimiz için memnunum ben hayatımı ülkeme adadım pek çok alanda değişim ve fark yarattım. Bunun bilinmesi ve gelecek jenerasyonlara gerçek aktarılması benim en büyük arzum.
İşimiz Pak Projesi, işbirliğinden doğdu
Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Uzunluğu Öğrenme Genel Müdürlüğü, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Bayan Girişimcileri Konseyi ve OPET işbirliği ile yürütülen “İşimiz Temiz” Projesi’nin tüm ülkeye yayılması amacıyla üçüncü etaba geçildi. 2021 yılında 3 vilayette başlayan ve 2022 yılında kapsamı 20 ile ulaşan “İşimiz Temiz” Projesi, artık de Türkiye’nin 81 vilayetine yayılıyor. Proje kapsamında bugüne kadar konaklama, ulaşım, yiyecek-içecek bölümündeki işletmeler ve çalışanlarına yönelik verilen hijyen eğitimlerinde 150 bin şahsa ulaşıldı.
Ekonomi > Şirketler
HABER İÇERİĞİ : Dünya
[ad_2]
