[ad_1]
Fatma KAYTEZ
Antalya’ya mahsus turunç, bergamot, patlıcan üzere reçellerin üretimiyle bölümde öne çıkan Yenigün, 110 yılı geride bıraktı. Resmi sayılara nazaran 1914 yılında Antalya’da Kalekapısı’nda temeli atılan markanın dördüncü jenerasyon yöneticisi Necmi Alpagot, yaklaşık yılda 5 bin ton reçel, 2 bin ton pekmez, 2 bin ton turşu, bin ton lokum-helva, 500 ton da toz içecek ürettiklerini belirtti.
Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde ikinci fabrika yatırımı yaptıklarını kaydeden Alpagot, fabrikada üretim ve inşaatın devam ettiğini inşaat tamamlandığında 10 bin metrekarelik bir alanda yeni teknolojilerle donatılmış bir tesise sahip olacaklarını tabir etti. Bu yıl ihracata da tartı vereceklerini de söyleyen Alpagot, 35 farklı ülkeye eser gönderdiklerini kaydetti. Yenigün’ün dördüncü nesil yöneticisi Necmi Alpagot ile markanın kuruluşunu, planlarını ve yatırımlarını konuştuk.
Öncelikle Yenigün’ün kuruluş öyküsünü kısaca sizden de dinlemek isteriz. Yenigün’ün temeli nerede ne vakit atıldı?
Yenigün Besin Sanayi’nin temelleri aslında 1800’lü yılların ikinci yarısına dayanıyor. Ne yazık ki bu periyotlara ilişkin, kelamlı bilgilerden ve aile bilgimizin dışında yazılı bir kaynağımız yok. Elde edebildiğimiz yazılı kaynaklarla lakin 1914 yılına kadar ulaşabildik.
Bu nedenle de 1914’ü kendimize milat aldık. Kurucumuz Mahmut Yağcılar’ın babası (benim büyük büyük dedem) Şekerci Halil İbrahim Ağa olmasına karşın, kaynak yokluğundan, kurucumuzu da Mahmut Yağcılar (benim büyük dedem) olarak benimsedik. Bu milada nazaran de şu anda dördüncü jenerasyon olarak ben firmanın idaresini üstlenmiş durumdayım.
Bu dört nesilde isimler de bir aile geleneğini yansıtır dikkat ederseniz. Büyük dedemiz Mahmut dede, benim Necmi dedem, babam Mahmut, ben Necmi. Oğlumun ismi da Mahmut Efe. Umarım o da bu geleneği devam ettirir. O yıllarda helva, akide şekeri, tahin imalatı yapılarak işe başlanmıştı. Bugünkü Mevlana şekeri olarak anılan kaba şeker imalatı da vardı. Tabi ki üretim tekniği o vaktin şartlarına göreydi ve klasikti.
Zamanla üretimdeki eser çeşitleri değişti. 1998 yılından bu yana, 9.500 m² kapalı alana sahip, çağdaş teknolojinin ve çağımız üretim tekniklerinin kullanıldığı Antalya Havaalanı karşısındaki fabrikamızda üretime devam etmekteyiz. Bu tesisin kentin içinde ve değerli bir bölgede kalması ile geçtiğimiz yıllarda Antalya Organize Endüstrideki ikinci fabrikamızı açtık, şimdi yarısı tamamlanan yeni fabrikada hem üretim hem de inşaat devam ediyor, inşaat süreci tamamlanınca 10.000 m2 bir alanda yeni teknolojilerle donatılmış bir tesise taşınmış olacağız.
Sizin dala girişiniz nasıl oldu?
Şirkette şu anda dördüncü nesil yöneticiler var. 1977 Antalya doğumluyum. Antalya Koleji’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi İİBF, İşletme Kısmından lisans eğitimi aldım. Evliyim ve Mahmut Efe’nin babasıyım. Düzgün derecede İngilizce biliyorum.
Ailemizin geçmiş bireyleri üzere küçük yaşta, ortaokul çağında bütün boş vakitlerimde Kalekapı mağazamızda çalışarak büyüdüm. Yaz aylarında imalat tesisimizde çalışmaya devam ettim. Tüm departmanlarda, dağıtım araçlarında çalıştım. Üniversite eğitimim sırasında İstanbul’da açtığımız dağıtım depomuzda çalışarak okumaya devam ettim, mezuniyet ve askerlik sonrası aileme ilişkin Yenigün Besin Sanayi’nde üst seviye yönetici olarak etkin vazife aldım.
Pek çok sivil toplum kuruluşunda; Antalya Ticaret Borsası, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği, Türkiye İhracatçılar Meclisi, ANSİAD üzere sivil toplum kuruluşlarında da üyeliklerim ve etkin vazifelerim var, tıpkı vakitte Antalya’nın birinci tenis kulübü olan Atik (Antalya Tenis İhtisas ve Spor Kulübü ) idare konseyi başkanlığını yürütüyorum.
“Fabrikamızda öğrencilere staj imkanı sunuyoruz”
Yenigün’ün fabrikaları, kapasiteleri hakkında bilgi verir misiniz?
Yaklaşık olarak yılda 5000 ton reçel, 2000 ton pekmez, 2000 ton turşu, 1000 ton lokum-helva, 500 ton toz içecek üretilmektedir. Mevsimsel olarak ufak değişimler olmakla birlikte bünyemizde yaklaşık 100 kişi istihdam ediyoruz. Firmamızda 1 Yüksek Besin Mühendisi, 3 Besin Mühendisi, 2 Besin teknikeri ve yeteri kadar da konusunda deneyim sahibi kısım şefleri bulunmaktadır.
Firmamızdaki işçi evre suratı epeyce düşük düzeydedir (Yaklaşık 5 kişi / yıl gibi). Bu da işçinin uzmanlaşması ve işi benimsemesinde değerli bir katkı sağlamaktadır. Çalışanımıza kesinlikle işbaşı eğitim verilmektedir. Ayrıyeten vakit zaman da dışarıdan eğitim satın alınmakta yahut dış kaynaklı eğitimlere işçimizin iştiraki sağlanmaktadır. Fabrikamızda gerek Besin Meslek Lisesi gerekse Üniversitelerin Besin ile ilgili kısım öğrencilerine staj imkanı sağlanmaktadır.
Özellikle Üniversitelerin besin ile ilgili kısımlarında eğitim gören öğrencilerden, fabrikamızda staj yapmak için çok ağır müracaatlar almaktayız. Ne yazık ki bu müracaatların tamamına olumlu karşılık veremiyoruz. Her ne kadar bir aile işletmesi niteliğinde olsa da; firmamızda profesyonel bir işbölümü gerçekleştirilmiş, tertip şeması oluşturulmuş ve ünitelerin birbirleriyle bağları tanımlanmıştır.
Yenigün’ün birinci dükkanının hala durduğunu biliyoruz. Buranın sizin için kıymetine değinir misiniz?
Her şeyin birinci başladığı dükkan Kalekapısı mağazamızdır. Bu mağazada aileden birinin daima olmasına hala dikkat ederiz. Yeni eserlerimizi birinci tanıtıp tattırdığımız yerdir, tüketicilerimizle yüz yüze geldiğimiz yerdir, bizim için kıymetlidir.
Pekmezde keçiboynuzu başı çekiyor
Eser yelpazenizden bahseder misiniz? En çok hangi eseriniz tercih ediliyor?
Reçel, pekmez, bal, turşu, lokum, helva, toz içecek eserleri ve bunların çeşitleri 150’nin üstündedir. Reçelde şeker eksiz reçellerimiz, Antalya’nın coğrafik işaretli Turunç-bergamot reçelleri, pekmezde ise Keçiboynuzu pekmezi en kıymetli eserlerimizdendir.
Şu anda kaç ülkeye nerelere eser gönderiyorsunuz?
Üretimimizin yaklaşık %30’unu ihraç etmekteyiz. 35 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiriliyor. Başta Amerika, Dubai, İsrail üzere ülkeler olmak üzere, Almanya, İngiltere, Litvanya, Avustralya, Kanada, Fransa, Rusya üzere dünyanın çok geniş coğrafyasında eserlerimizle müsabakanız mümkündür. Bu yıl yapılan fuar tanıtımları ile daha da ileriye taşınacak.
Biraz da sürdürülebilirlik yatırımlarınızdan bahseder misiniz?
Bununla ilgili en büyük yatırımımız yeni fabrikamızın çatısına yapılan GES yatırımı oldu. Güneş panelleri ile elektrik üretip fabrikamızın kendi gücünü karşılar hale gelmesini sağladık.
Bu yılki kısa ve orta vadeli yatırımlarınızdan amaçlarınızdan kelam eder misiniz?
Devam eden fabrika yatırımımızı tamamlamak en öncelikli gündem unsurumuz. İhracatta tanıtım yatırımları ve verimli üretime odaklanacağımız bir yıl olacak.
“İşimi severek yapmanın ayrıcalığını yaşıyorum”
“Büyüklerinizden öğrendiğiniz ve kulağınıza küpe olan, iş ve özel ömrünüze istikamet veren bir kelam öğüt var mı?” sorumuzu, “Sevdiğin işi yap derlerdi, ben de işimi severek yapmanın ayrıcalığını yaşıyorum. Hem iş hayatımda hem de özel hayatımda hakikat olduğuna inandıklarımla devam ediyorum” diyerek yanıtlayan Necmi Alpagot, güne saat yedide başladığını söyledi.
Erken güne başlamanın değerine inandığını lisana getiren Alpagot, “Bazı günler sporla başlar işe geçerim, kimi günler direkt işe başlarım. Erken güne başlamanın kıymetine inanırım. Bitişi işe maalesef çok nizamlı ve istikrarlı olamıyor bizim işimizde. Hayatımızda birinci önceliği işe vermemizden kaynaklanan bir durum. İstikrar daima iş tarafına ağır basıyordu. Son birkaç yılda iş-özel hayat istikrarını tutturmaya çaba ediyorum.
Geçen yıllardan öğrendim ki kendimize de vakit ayırmamız gerek.” Hobilerinden de kelam eden Necmi Alpagot, spor yapmayı çok sevdiğini söyledi. Alpagot, “Başkanlığını yaptığım Antalya Tenis kulübünde çok vakit geçiririm, hem ailemle hem de arkadaşlarımla buluşma noktamdır. Ayrıyeten iş seyahatlerini ufak tatillere dönüştürmeyi severim” dedi.
“İçerik bilgisinde ne kadar az söz varsa o kadar keyifli oluyoruz”
İnovatif eserlerinden bahseden Necmi Alpagot, Antalya’ya has turunç, bergamot, patlıcan üzere reçellerin Türkiye’deki en büyük üreticisi olduklarını kaydetti. Alpagot, kelamlarına şöyle devam etti: “Şeker eksiz, organik, diyabetik reçel çeşitleri de üretimlerimiz ortasında yer almaktadır.
Şeker eksiz reçelleri Türkiye’de birinci üreten firmayız. Hurma, dut, üzüm, keçiboynuzu, andız pekmezi üretimi gerçekleştiren firmamız, Patentini de aldığımız Pekmix eserinde ise 5 adet farklı meyvenin karışımından elde edilen ve içinde pek çok vitamin ve minerali bir ortada barındıran eserin tek üreticisidir. Her yıl yeni eserler çıkarmak için çalışmalar yapılır.
Son periyot eserlerimizden birisi de içinde yalnızca fındık ve pekmez bulunan fındık ezmesidir, hem lezzetli hem de çok sağlıklı ve besleyici. Yalnızca 2 çeşit girdi olması bizim için kıymetli, biz içerik bilgisinde ne kadar az söz varsa, o kadar memnun oluyoruz, sade, doğal içeriklere inanıyoruz.”
“Fırsat gördüğümüz her bölgeye gitmekte çekinmiyoruz, hepsine algımız açık”
Dijitalleşme yatırımlarıyla ilgili bilgi veren Necmi Alpagot, bu hususa büyük ehemmiyet verdiklerinin altını çizerek, online mağazaları bulunduğunu ve bu mağazalarını her geçen gün geliştirdiklerini kaydetti. Online mağaza üzerinden satış yapan müşterilerine de dayanak olduklarını ve büyümelerine katkıda bulunduklarını lisana getiren Alpagot, üretim-depolama ve sevkiyatta da dijital bir dönüşüm başlattıklarına dikkat çekerek, pek çok datayı dijital olarak saklayıp raporlayıp faydalandıklarını kelamlarına ekledi. Öbür alanlarda da yatırımlarını sürdürdüklerini vurgulayan Alpagot, yatırımda en öncelikli gündem unsurlarının devam eden fabrika yatırımını tamamlamak olduğunu vurguladı. Alpagot, önümüzdeki periyotta güçlenip atılım yapmak istediğiniz alanlar var mı sorumuzu da “Fırsat gördüğümüz her bölgeye gitmekte çekinmiyoruz, hepsine algımız açık” diyerek karşılık verdi.
Ekonomi > Şirketler
HABER İÇERİĞİ : Dünya
[ad_2]
