Rezan Epözdemir Davasında Şok İddialar! Cem Küçük Bomba Detayları Açıkladı
Gündem

Rezan Epözdemir Davasında Şok İddialar! Cem Küçük Bomba Detayları Açıkladı


13 August 20255 dk okuma6 görüntülenmeSon güncelleme: 13 August 2025

Gazeteci Cem Küçük, son yazısında Rezan Epözdemir davasının perde arkasını araladı. Gözaltı süresinin uzatılması ve yeni iddialarla dava giderek derinleşiyor. Küçük, iş adamı Atalay Demirbaş'ın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak verdiği ifadeleri ve dosyada yer alan çarpıcı detayları aktardı.

Rüşvet İddiaları ve Gizli Hesaplar

İddialara göre, 7 Temmuz 2021 tarihinde Atalay Demirbaş'ın adresinden alınan 150 bin dolar, savcı Cengiz Çallı aracılığıyla Epözdemir'e ulaştırıldı. Dosyada HTS/BAZ kayıtları ve WhatsApp yazışmalarında da 75 bin dolarlık rüşvet iddiasının doğrulandığı belirtiliyor. Bu iddialar, davanın seyrini değiştirecek gibi görünüyor.

Milyonluk Servet ve Aile Üzerine Kayıtlar

Mali polis raporlarına göre Rezan Epözdemir'in kısa sürede büyük bir servet edindiği ve bu servetin bir kısmını aile üyelerinin üzerine devrettiği öne sürülüyor. Soruşturma kapsamında farklı bankalarda başkaları adına açılmış çok sayıda hesap tespit edildi. Bu hesapları açan kişilerin yanı sıra, eski Cumhuriyet Savcısı Cengiz Çallı’nın kâtibi de gözaltına alındı. Bu durum, soruşturmanın derinleştiğinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

Ahmet Saçaklı İddiası ve Hukuk Yoluyla El Koyma

Cem Küçük, yazısında ayrıca iş adamı Ahmet Saçaklı’nın milyonlarca dolarlık mal varlığına hukuk kullanılarak el konulduğu iddiasını da gündeme getirdi. Saçaklı'nın uzun zamandır hakkını arayamadığını belirten Küçük, bu durumun da soruşturma kapsamında incelenmesi gerektiğini vurguladı. Bu iddia, davanın farklı boyutlara ulaşabileceğini gösteriyor.

Türkiye'de hukuk sistemi, adalet arayışında olan herkes için eşit bir şekilde işlemelidir. Rezan Epözdemir davası, bu ilkenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Cem Küçük'ün ifşa ettiği bu detaylar, davanın daha da derinleşmesine ve yeni gelişmelerin yaşanmasına yol açabilir. Unutulmamalıdır ki, kimse hukukun üstünde değildir ve herkesin adil bir şekilde yargılanma hakkı vardır.