10 Mayıs 2025 Cumartesi

Zarifoğlu'nun Kızı: Babam Şiir, Ben Deri İşliyorum!

Deri ile yapılan ürünler her zaman dikkat çekicidir. Ancak daha da önemlisi, bu ürünleri ortaya koyan sanatkarın yaklaşımı, dikkati ve özenidir. Şair Cahit Zarifoğlu’nun kızı, deri sanatçısı ve zanaatkarı Ayşe Hicret Zarifoğlu ile yapılan bu röportajda, deriye duyulan tutku ve şiirsel bağ derinlemesine inceleniyor.

Ayşe Hicret Zarifoğlu'nun Hayat Serüveni

Ayşe Hicret Zarifoğlu, aslen Kahramanmaraşlı ve anne tarafından Vanlıdır. İlahiyat Fakültesi mezunu olan Zarifoğlu, uzun yıllar müşteri hizmetlerinde çalıştıktan sonra öğretmenlik yapmıştır. Deri aksesuarlara olan ilgisi onu bu alanda kurslara yöneltmiş ve bu ilgi zamanla bir mesleğe dönüşmüştür. Şu anda Üsküdar Kapalı Çarşı’da bir atölyesi bulunmaktadır.

Zarifoğlu, deri ile ilk tanışmasının Kurban Bayramı'nda kesilen hayvanların derileri olduğunu hatırlıyor. Ancak deriye olan ilgisi 20'li yaşlarında başlamış. Kadıköy'de ikinci el deri ürünleri satan bir arkadaşı sayesinde deriyle daha yakından ilgilenmeye başlamış ve uzun yıllar kullandığı deri bir pardösü almıştır.

Deriye dokunduğunda hissettiği ilk şey doğallık, dayanıklılık ve kalite hissi oluyor. Zarifoğlu, genel olarak giyim, gıda, yaşam ve tavırda hakikiliği ve doğallığı önemsiyor.

Deri ve Şiir Arasında Bir Bağ

Ayşe Hicret Zarifoğlu, babası Cahit Zarifoğlu'nun kelimelerle şiir kurduğunu, kendisinin ise derilerle yola çıktığını belirtiyor. Şiirin estetiğiyle derinin doğallığı arasında güzel bir benzerlik olduğunu vurguluyor. El yapımı ürünlerin ve şiirin arka planında duygunun aktığını ifade ediyor.

Dükkanında ürettiği ürünleri çok sevdiğini ve onlara dokunmaktan keyif aldığını söylüyor. Bir çantayı tasarlarken, keserken, delerken ve dikerken her adımda ürünün belirginleştiğini ve bu sürecin kendisine keyif verdiğini belirtiyor. Tamamen el işi ve geleneksel yöntemlerle çalıştığı için her bir dikişin sona yaklaştırdığını ve bu durumun kendisini mutlu ettiğini dile getiriyor.

"Her biriyle ayrı bir bağ kuruyorum. Onlar sadece ürün değil benim için; zamanımı, emeğimi ve duygularımı verdiğim parçalar."

Deri Sanatının İncelikleri

Kaliteli derinin doğal kokusu ve esnekliğiyle kendini belli ettiğini söyleyen Zarifoğlu, derinin zamanla güzelleştiğini, eskidikçe kişilik kazandığını ve formunun kolay kolay bozulmadığını ifade ediyor. Deri üzerindeki doğal izlerin, onun gerçekliğini ve doğallığını gösterdiğini belirtiyor.

Deri işçiliğinde usta çırak ilişkisinin çok önemli olduğunu vurgulayan Zarifoğlu, bu işin sadece teorik bilgiyle öğrenilemeyeceğini, el zekasının kişiden kişiye aktarıldığını söylüyor. Ancak kendisinin iyi bir ustaya ulaşamadığını da ekliyor.

  • Deri genelde doğal kokusuyla, esnekliğiyle kendini belli eder.
  • Dokulu bir yüzeyi vardır.
  • Zamanla güzelleşir, eskidikçe kişilik kazanır, patina alır, formu kolay kolay bozulmaz.

Deri işlemeciliğinin hem sanat hem de zanaat olduğunu düşünen Zarifoğlu, el işiyle yapılan ve kreatif bir zihinle ortaya çıkan ürünlerin zanaat olarak isimlendirilebileceğini, ancak bu ürünlerin aynı zamanda kişinin ruhunu yansıttığı için sanat olduğunu da ifade ediyor.

İnsanlık tarihinin en eski sanatlarından biri olan deri sanatı, mağara insanlarından itibaren hayvan derilerinin koruma amaçlı kullanılmasıyla başlamış ve zamanla estetikle birleşerek bir sanata dönüşmüştür. Deriden üretilen ilk malzemeler arasında elbiseler, ayakkabılar, çadırlar, silah kılıfları ve torbalar yer almıştır.

Ayakkabı, terlik, elbise ve yelkenlerde de kullanılan deri, nefes alabilen, doğal, esnek ve sağlam bir malzeme olduğu için tercih edilmiştir. Hakiki derinin iletken olması da kullanımını artırmıştır.

El yapımı derici olan Ayşe Hicret Zarifoğlu, herhangi bir makine kullanmadığı için iyi hesap yapmanın ve göz ayarını iyi tutmanın önemli olduğunu belirtiyor. Ölçülerin çok önemli olduğunu ve dikişlerin sağlam ve estetik olması gerektiğini vurguluyor.

Zarifoğlu, bu işi çok sevdiğini, kendi başına olduğunu ve istediği ürünü dilediği şekilde yapabildiğini söylüyor. Her yaptığını severek yaptığını ve renkleri denemekten, tasarımları ürüne dönüştürmekten keyif aldığını ifade ediyor.

Deri ile uğraşmanın yapan için terapi değeri olduğunu düşünen Zarifoğlu, deriye dokunmanın, onunla uğraşmanın zihni ve eli çalıştırdığını, ruhu şifa bulduğunu belirtiyor.

Son yıllarda doğala dönüş ve el yapımı ürünlere olan ilginin artmasıyla birlikte deri sanatına olan ilgi de artmıştır. Bilinçli tüketiciler bu tarz ürünleri daha çok tercih etmektedir. Deri, doğal ve sağlam bir malzeme olduğu için uzun ömürlüdür ve kullanıldıkça güzelleşir.

Ayşe Hicret Zarifoğlu, ürünlerinin değerini bilen ve ona kıymet verecek kişilerle buluşmasının önemli olduğunu düşünüyor. Herkesin ürünlerini kullanmasını istese de, bir hassasiyetin söz konusu olduğunu belirtiyor.

İlgili Haberler