Resmi Gazete’de yer alan karara nazaran, bir şirketin yetkilisi, bir ilan sitesinde rastgele bir hasarının, değişen ve boyanan modülünün bulunmadığı belirtilen satılık araç için Van’dan Adana’ya gitti.
Ekspertize götürdüğünde aracın sağ ön kapısının değiştiği ve sağ ön çamurluğunun boyandığını, tavanda da dolu izlerinin olduğunu ve 6 bin lira hasar kaydının bulunduğunu öğrenen kişi, aracı almaktan vazgeçip daha sonra 1607 lira maddi tazminat ile 300 lira ihtarname masrafının tahsili için dava açtı.
Davaya bakan Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan tazminat davası açılmadan evvel arabulucuya başvurma kaidesinin yerine getirilmediği, daha sonra arabulucuya başvurulduğundan “dava kuralı noksanlığı” gerekçesiyle metottan ret kararı verdi.
Kararın nihaileşmesinin akabinde Adalet Bakanlığı, kanun faydasına bozma isteminde bulundu. İstemde, 2021’de asliye hukuk mahkemesinde dava açıldığı, Adana 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin ticaret mahkemesinin misyonlu olduğunu belirterek misyonsuzluk kararı verdiği, misyonsuzluk kararı üzerine 14 Ocak 2022’de arabulucuya başvurulduğu anlaşılamadığına dair tutanak düzenlendiği, verilen misyonsuzluk kararının ise 26 Şubat 2022’de katılaştığı anlatıldı.
Görevli mahkeme olan Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin ise 28 Şubat’ta 2022’de davanın temeline girmeden, duruşma açmadan kıymetlendirme yaparak karar verdiği ve “hukuki dinlenilme hakkını” ihlal ettiği söz edildi.
Kanun faydasına bozma istemini görüşen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, lokal mahkemenin kararının kanun faydasına bozulmasını kararlaştırdı.
Davada, yasal düzenlemeler doğrultusunda davacı tarafından, misyonsuzluk kararı katılaşmadan arabulucuya başvurulduğu ve son tutanağın bir örneğinin misyonlu asliye ticaret mahkemesinde davanın açıldığı tarihten evvel evraka sunulduğunun anlaşıldığı belirtilen kararda, mahkemece evraka sunulu bu tutanağın, “ilk dava açılmasından evvel sunulması gerekçesiyle” davanın dava koşulu yokluğundan reddine dair karar verildiği hatırlatıldı.
Yüksek mahkemenin kararında, lokal mahkemenin kararının “usul ve yasaya alışılmamış olduğu, yanlışlı değerlendirmeyle yazılı biçimde karar tesisinin isabetsiz olduğu” kaydedilerek, somut davaya ait kanun faydasına temyiz itirazlarının kabul edildiği bildirildi. (AA)