Yargıtay 3. Ceza Dairesi, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında o dönemki ismiyle Boğaziçi Köprüsü’ndeki faaliyetlerine ait İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinin ve akabinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği karar üzerindeki incelemelerini tamamladı.
Darbe teşebbüsü gecesi yaşanan olayların kronolojik sıralamasının, FETÖ’nün faaliyetlerinin ve sanıkların olay tarihindeki vazifelerinin detaylarıyla yer aldığı 304 sayfalık ilamda, kimi beraat kararlarının farklı ayrı onanmasına karar verildi.
Daire, ceza kararlarına yönelik temyiz incelemesinde, yargılama sürecindeki yöntemi süreçlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, basamaklarda ileri sürülen sav ve savunmaların temyiz kontrolünü sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, dengeli ve çelişmeyen datalara dayandırıldığı, karara temel alınan tüm kanıtların hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiğini kıymetlendirdi.
TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİNE
Sanıklara ilişkin hareketlerin gerçek olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen cürüm tipine uygun yaptırımların yasal bağlamda kişiselleştirmek suretleriyle uygulandığına kanaat getiren daire, incelenen evrak kapsamına nazaran sanıklar hakkında verilen mahkumiyet kararlarında bir isabetsizlik görülmediğinden sair temyiz itirazlarının reddine karar verdi.
Daire, 64 sanık hakkında müşteki Habip Kiraz’a yönelik “nitelikli taammüden adam öldürmeye teşebbüs” cürmünden verilen beraat ve sanık Gazi Odacı hakkında katılan Yakup Ekşi’ye yönelik “nitelikli taammüden adam öldürmeye teşebbüs” hatasından kurulan beraat kararı ile sanık İbrahim Sezer hakkında “anayasayı ihlale yardım etme” cürmünden verilen mahkumiyet kararını gerekçesiz bularak bozdu.
Sanık Ertuğrul Çeliker’in üzerine atılı hatanın hukuksal mana ve sonuçlarını algılama yeteneğini ortadan kaldıran bir akıl hastalığı olduğu konusunda kuşku oluştuğundan, İsimli Tıp Kurumuna sevk edilerek rapor aldırılması ve bunun sonucuna nazaran karar kurulması gerektiğini kıymetlendiren Yargıtay, bu sanık hakkında “anayasayı ihlal” hatasından verilen mahkumiyet kararını bozdu.
EKSİK ARAŞTIRMA NEDENİYLE BOZULMASINA
Daire, sanık Hasan Kale hakkında, “anayasayı ihlale yardım etme” kabahatinden kurulan mahkumiyet kararını, sanığın “anayasayı ihlal” kabahatinden cezalandırılması gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verdi.
Sanıklardan 7’si hakkında “anayasayı ihlale teşebbüse yardım”, “kasten öldürme” ve “kasten öldürmeye teşebbüs etme” hatalarından kurulan beraat kararlarının eksik araştırmayla verildiğinden bozulmasına karar veren daire, 18 sanık hakkında hakkında “anayasayı İhlal cürmüne yardım etme” cürmünden kurulan mahkumiyet kararlarını, haklarında kâfi olmayan münasebetlerle indirim uygulanmaması nedeniyle bozdu.
Daire, 4 sanığın, köprüde bulunan askerler tarafından tüfekle ve tankla yapılan atışlar sonucu birçok vatandaşın yaralandığına ve hayatını kaybettiğine şahit olmalarına karşın teslim oldukları saate kadar ateş çizgisinde kaldıklarının anlaşıldığını belirtti.
Sanıkların aksiyonlarını darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelik olarak dikkate alan daire, bu 4 sanığın aksiyonlarının “anayasayı ihlale teşebbüse yardım etme” hatasını oluşturacağı gözetilmeden verilen beraat kararını bozdu.
Sanık Habibullah Şahin hakkında “anayasayı ihlal” hatasından kurulan beraat kararını bozan daire, bu sanığın “haksızlığı tercih etmeme bakımından kendisinden beklenebilen tercih ve tavrı kullanmaması” nedeniyle “anayasayı ihlal” cürmünden mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği kaydedildi.
Daire, bozma nedeni, tutuklulukta geçirilen müddet ve mevcut kanıt durumunu dikkate alarak sanıklar ve avukatlarının tahliye taleplerinin reddine, dava belgesinin İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmetti.
2018’DE KARARA BAĞLANMIŞTI
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada 12 Temmuz 2018’de yaptığı duruşmada davayı karara bağlamıştı.
Mahkeme, ortalarında tutuklu sanıklar eski Yarbay Turgay Ödemiş ve eski Binbaşı Ahmet Taştan’ın da bulunduğu 72 sanığı “Anayasal tertibi ortadan kaldırmaya teşebbüs” kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırdı.
Mahkeme, 22 sanığa “Anayasal tertibi ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” cürmünden 17 yıl 7’şer ay, 5 sanığa da tıpkı hatadan 15’er yıl mahpus cezası verdi.
Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok’un şehit edilmesine ait 12 sanığı “kasten öldürmek” kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına çarptıran mahkeme, ayrıyeten birtakım vatandaşların şehit edilmesine ait birçok sanığı da birebir cezaya mahkum etti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 9 Temmuz 2019’da belge üzerinden yaptığı incelemenin akabinde verdiği kararında, lokal mahkemenin 99 sanık hakkında verdiği çeşitli mahpus cezaları ile 44 sanık hakkında verdiği beraat kararlarına ait yapılan istinaf müracaatlarının asıldan reddine karar verdi.
Daire, mahpus cezalarına çarptırılan 99 sanığın tahliye talebini de reddederek, bu sanıkların tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı. AA
