Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Jeofizik Mühendisliği Kısmı Sismoloji Ana Bilim Kolu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergin Ulutaş sarsıntının neden kuvvetli hissedildiğini açıkladı. Ulutaş, AA muhabirine, Düzce’nin zelzele beklenen bir bölge olduğunu, 1999’da da burada afet meydana geldiğini anımsattı.
Düzce’nin yerinde alüvyon yapı bulunduğunu aktaran Ulutaş, “Alüvyon yapısı kalın bir bölge olduğu için zelzelede sarsıntının tesiri büyüyor. Ben burada yer büyütmesi çalışmıştım. Hasebiyle yer büyütmesi kayalık yerlere nazaran daha fazla oluyor ve tesirleri de daha yüksek olabiliyor. Asıl dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de budur.” dedi.
“YAPILAŞMA GÜZEL DURUMDA”
Doç. Dr. Ulutaş, 1999 sarsıntısından sonra yönetmeliklerde değerli değişiklikler yapıldığına dikkati çekerek, geçmişe nazaran yapılaşmanın güzel durumda olduğunu, sarsıntı yönetmeliğinin de geliştiğini vurguladı.
Marmara Depremi’nin akabinde çıkarılan 2007 ve 2019’daki zelzele yönetmeliklerinin çok daha düzgün olduğunu vurgulayan Ulutaş, “Ancak bunların kontrollerinin yeterli yapılmasıyla birlikte gelecekte sarsıntı zararlarından çok daha az etkileneceğimizi bekliyoruz. Yeni yapılan yönetmeliklere akademisyenlerin de katkı vermesiyle çok daha nitelikli hale geldi. Fakat sonuçlarını gelecekte göreceğiz.” sözlerini kullandı.
“KÜÇÜK DEĞİL FAKAT BÜYÜK BİR BİR SARSINTI DE DEĞİL”
Ulutaş, 1999 sarsıntısının dış merkezinin Gölcük olmasına, Sakarya vilayet merkezinin de faya 4 kilometre uzakta bulunmasına karşın can ve mal kaybına yol açtığına işaret ederek, bunun nedeninin de yer büyütmesine yol açan alüvyon kalınlığı olduğunu söyledi.
Sarsıntının tesirinin değerli olduğunu vurgulayan Ulutaş, şunları aktardı:
“Düzce ve Adapazarı üzere kentler, alüvyon kalınlığının yüksek olduğu ve bu nedenle taban büyütmesine yol açma mümkünlüğünün yüksek olduğu yerlerdir. Yani küçük sarsıntıda dahi bir öteki yere nazaran daha büyük etkilenme olasılıkları yüksek olan yerlerdir.
Yöreye özel çalışılması gereken yerlerdir. Buralar yer yapısından ötürü yöreye has zelzele çalışması gerektiği alanlardır. Münasebetiyle 5.9 üzere bir sarsıntıda bile çok etkilenebiliyorlar. Kayalık tabana gelirseniz, oralardakiler hissetmediklerini de söylüyor. Küçük zelzele değil bu ancak büyük zelzele de değil. Orta büyüklükte söylenebilecek zelzele zati 6’ya kadardır; 5.9-6 orta sayabileceğimiz büyüklüktür bu. Buna büyük zelzele diyemeyiz.” (AA)
