Üniversiteden Skandal Takip! Filistinli Öğrencilere Özel Dedektif Mi?
Gündem

Üniversiteden Skandal Takip! Filistinli Öğrencilere Özel Dedektif Mi?


06 June 20255 dk okuma13 görüntülenmeSon güncelleme: 02 July 2025

ABD'de Michigan Üniversitesi'nin, Filistin yanlısı öğrenci gruplarını izlemek için özel dedektifler tuttuğu iddiası gündeme bomba gibi düştü. Öğrenciler, kampüs içinde ve dışında sürekli takip edildiklerini, hatta tehdit edildiklerini belirtiyor. Peki, bu skandalın ardında yatan gerçekler neler? Üniversite yönetimi neden böyle bir yola başvurdu?

Öğrencilerden Şok İddialar: Tehdit ve Taciz!

Filistin destekçisi öğrenci grubu "Students Allied for Freedom and Equality" (SAFE) üyeleri, sivil dedektifler tarafından sürekli takip edildiklerini ve bu kişilerin zaman zaman tehditkar davranışlar sergilediklerini ifade ediyor. Öğrenciler, yaşadıkları korku dolu anları şu sözlerle dile getiriyor:

  • "Bizi takip edenler tarafından hakarete uğradık."
  • "Bir keresinde üzerimize araba sürdüler."
  • "Sürekli etrafımızda dolanıp konuşmalarımızı dinliyorlar."

Öğrencilerden Katarina Keating, "Aktivist öğrencileri takip etmek için milyonlar harcanması gerçekten akıl almaz." diyerek duruma tepkisini dile getiriyor. Josiah Walker ise, "Beni hedef almak için harcadıkları çaba inanılmaz. Sadece rahat bırakın." şeklinde konuşarak yaşadığı baskıyı vurguluyor.

Üniversiteden Casusluğa Dev Bütçe!

Ortaya çıkan bilgilere göre Michigan Üniversitesi, Haziran 2023-Eylül 2024 döneminde City Shield'in ana şirketine en az 800 bin dolar ödeme yapmış. Bu durum, üniversitenin öğrenci takibi için ne kadar büyük bir bütçe ayırdığını gözler önüne seriyor. Peki, bu paralar nerelere harcandı? Öğrenciler neden bu kadar yakından takip ediliyor?

'Kampüs Güvenliği' Mi, Baskı Aracı Mı?

Michigan Üniversitesi, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, uygulanan güvenlik önlemlerinin "kampüs güvenliğini sağlamak amacıyla" yapıldığını ve bireylerin inançlarına ya da bağlı oldukları gruplara göre hedef alınmadıklarını savunuyor. Ancak aktivistler, özel dedektiflerin kullanılmasının öğrencilerde "soğutucu etki" yaratacağı uyarısında bulunarak bu uygulamanın kabul edilemez olduğunu belirtiyor.

Bu skandal, üniversitelerin ifade özgürlüğüne ne kadar saygı duyduğu ve öğrencilerin aktivizm haklarını ne ölçüde koruduğu sorularını yeniden gündeme getiriyor. Michigan Üniversitesi'ndeki bu olay, diğer üniversiteler için de bir ders niteliğinde olmalı ve benzer uygulamalardan kaçınılmalıdır. Aksi takdirde, üniversiteler özgür düşüncenin ve eleştirel aklın yeşerdiği yerler olmaktan çıkıp, birer baskı merkezine dönüşebilir.