TOKİ'nin Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi olarak lanse ettiği proje, 81 ilde 500 bin konut inşa etmeyi hedefliyor. Özellikle dar gelirli vatandaşların ev sahibi olmasını amaçlayan bu proje, konut piyasasında nasıl bir etki yaratacak? Uzmanlar, projenin kısa vadede fiyat artış hızını düşürebileceğini belirtirken, uzun vadeli çözümler için daha kapsamlı düzenlemelerin gerekliliğine dikkat çekiyor.

TOKİ Projesi Konut Krizini Çözer mi?

Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş, sosyal konutların toplam konut stoku içindeki oranının sınırlı kalması durumunda projenin etkisinin düşük olabileceğini vurguluyor. Tanrıvermiş, konut piyasasında kalıcı bir rahatlama sağlanabilmesi için sadece arzı artırmakla kalmayıp, dağıtım, mülkiyet ve finansman modellerinin de adil bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini belirtiyor.

Gayrimenkul iktisatçısı Dr. Ahmet Büyükduman ise, "Arza yönelik her türlü proje piyasaya pozitif etki eder," diyerek projenin olumlu etkilerine dikkat çekiyor. Ancak Büyükduman, bu tür projelerin başarısının, doğru lokasyon seçimi, uygun fiyatlandırma ve sürdürülebilir finansman modelleriyle desteklenmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Projenin potansiyel etkileri şu şekilde sıralanabilir:

• Kısa vadede konut fiyatlarındaki artış hızının yavaşlaması
• Dar gelirli vatandaşların ev sahibi olma fırsatının artması
• Konut arzının artmasıyla piyasadaki rekabetin canlanması

Sosyal Konut Projelerinde Nelere Dikkat Edilmeli?

Sosyal konut projelerinin başarılı olabilmesi için dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır. Bunlar:

• Doğru Lokasyon Seçimi: Konutların ulaşım, eğitim, sağlık gibi temel hizmetlere yakın olması önemlidir.
• Uygun Fiyatlandırma: Dar gelirli vatandaşların bütçesine uygun ödeme koşulları sunulmalıdır.
• Sürdürülebilir Finansman Modelleri: Projenin uzun vadede finansal olarak sürdürülebilir olması gerekmektedir.
• Adil Dağıtım: Konutların ihtiyaç sahiplerine adil bir şekilde dağıtılması sağlanmalıdır.

TOKİ'nin sosyal konut projesi, Türkiye'deki barınma sorununa önemli bir çözüm sunma potansiyeli taşıyor. Ancak projenin başarısı, sadece konut sayısıyla değil, aynı zamanda dağıtım, mülkiyet ve finansman modellerinin de adil ve sürdürülebilir bir şekilde düzenlenmesiyle mümkün olacaktır. Uzmanların uyarıları dikkate alınarak, projenin uzun vadeli etkileri yakından takip edilmeli ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Aksi takdirde, projenin etkisi sınırlı kalabilir ve konut krizi devam edebilir.