19 Nisan 2025 Cumartesi

Susuz Kalma! Yağmurun Hikmeti ve Şükrün Önemi

Yağmurun yağması, karın düşmesi insanlık için her zaman bir sevinç kaynağı olmuştur. Özellikle kurak geçen günlerin ardından gelen bu doğa olayı, sadece su ihtiyacını gidermekle kalmaz, aynı zamanda umutları da yeşertir. Yağmur ve kar, sadece birer doğa olayı değil, aynı zamanda mutluluk ve umudun sembolüdür.

Yağmur ve Kar: Umudun Kaynağı

Her yağmur ve kar yağışında insanların gözlerinde beliren umut ve mutluluk, toprağın suya doyması gibi içimizi de tazeler. Kuraklık ve beklentinin ardından gelen bu bereket, adeta toprağa su yüklerken, insana da umut aşılar. Rahmetli annemin dediği gibi, "Gider darlık, gelir bir bolluk." Bu söz, Allah'ın insanı sınavdan geçirdikten sonra mutlaka beklentilerini karşılayacağına olan inancı ifade eder.

Kur'an-ı Kerim'de de bu duruma işaret eden ayetler bulunmaktadır: "Sizi mutlaka biraz korku ve açlık ile; biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden noksanlaştırmak suretiyle imtihan edeceğiz." (Bakara Suresi, 155) Bu ayet, insanın zorluklarla sınanacağını, ancak bu sınavın sonunda mükafatlandırılacağını müjdeler.

Şükretmek mi, Nankörlük mü?

İnsanoğlu, darlıktan bolluğa kavuştuğunda nasıl davranmalıdır? Şükretmek mi, yoksa nankörlük mü etmek? Yüce Rabbimiz bizleri şükredenlerden eylesin. Ancak ne yazık ki, nimete kavuştuğunda veya bir beladan kurtulduğunda sanki hiçbir şey olmamış gibi davranan, şükretmeyi gururuna yediremeyen nankörler de vardır. Yüce Rabbimiz bu durumu şöyle ifade eder: "İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman yanı üzere yatarken veya otururken yahut ayakta iken (o zararın giderilmesi için) bize yalvarır. Fakat kendisinden sıkıntısını giderince, sanki kendisine dokunan o sıkıntı için bize dua etmemiş gibi (şükür ve itaati bırakıp) gider (yine günahlara dalar)." (Yunus Suresi, 12)

Nimeti Görmek ve Şükretmek

Yağmur bir nimet, kar bir nimet. Ancak bu nimetlerin kıymetini idrak etmek, nimeti vereni bilmek daha da önemlidir. Nimete göz dikip o nimeti göndereni bilmemek, nankörlüktür. Bediüzzaman Said Nursi'nin dediği gibi: "Kur’ân-ı Kerîm, nimetleri, âyetleri, delilleri ta’dad ederken, 'Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz?' âyet-i celîlesi tekrarla zikredilmekte olduğundan, şöyle bir delâlet vardır ki: Cin ve insin en çok isyanlarını, en şedid tuğyanlarını, en azîm küfranlarını tevlid eden şöyle bir vaziyetleridir ki, nimet içinde in’amı görmüyorlar." Bu nedenle, her nimetin başında besmele çekmeli ve o nimetin Allah'tan olduğunu bilerek şükretmeliyiz.

Yağmur Sonrası: Bir Şiir

Geçen gün bir yağmur sonrası tefekkür eyleyip şu şiiri yazdım:

  • Bir bak, nasıldır, bu arzın dokusu?
  • Kuraklık, kıtlık insanın korkusu
  • Ruhuma işlemiş enfes kokusu.
  • Yağmur sonrası toprağı sevdim.
  • Huzur verici, kokusu sanki mis.
  • Yerler, zemin, sulanmış, tertemiz.
  • Dışarı çıkarız, sevinçle hepimiz.
  • Yağmur sonrası sokağı sevdim.
  • Tabiat, hayata yeniden başlar.
  • İnsanda bin bir heyecan, uğraşlar.
  • Neşeyle öter, dallarda kuşlar.
  • Yağmur sonrası yaprağı sevdim.
  • Aşıklar söyler, nağmeler eliflenir.
  • Böcekler, kelebekler keyiflenir.
  • Bitkiler uç verir de zülüflenir.
  • Yağmur sonrası çiçeği sevdim.
  • Su kıymetli, su aziz, su en saf.
  • Tasarruf et, sakın etme israf.
  • Kulağa küpe olsun, bu söz, bu laf.
  • Yağmur sonrası gerçeği sevdim.
  • Şükret, olma sakın ha duygusuz.
  • Allah'a güvenen olur korkusuz.
  • Allah bırakmasın bizi susuz.
  • Yağmur sonrası bu duayı sevdim.
  • Yağmur sonrası bu dileği sevdim.

Yağmurun bereketi, toprağın suya doyması ve içimizde yeşeren umutlar, hayatın devamlılığı için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Unutmayalım ki, su hayattır ve şükretmek, bu hayatı anlamlandırmanın en güzel yoludur. Allah kimseyi susuz bırakmasın.

İlgili Haberler