
SES Van'dan Ekonomik Kriz Çıkışı: Emekçiler Sefalete İtilmeycek!
Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Van Şubesi, KESK Van Şubeler Platformu ile birlikte 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi öncesinde dikkat çekici bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, emekçilerin yaşadığı ekonomik zorluklar ve sendikal hakların kısıtlanması gibi önemli konulara vurgu yapıldı. SES Van Şubesi Eş Başkanı Figen Çolakoğlu, mevcut ekonomik koşullarda işçi ve emekçilerin insanca yaşamaktan uzak, asgari düzeyde yaşamaya mahkum edildiğini belirtti.
Ekonomik Çıkmaz ve Hak Kayıpları
Çolakoğlu, "Bugün emeğiyle geçinen biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, ücretlerimizin yoksulluk sınırının altında kalmasıyla derin bir ekonomik çıkmazın içine itilmiş durumdayız. Enflasyon ve vergi yükü altında cüzdanlarımız dolmadan boşalmakta, kira paramızı dahi ödeyemez hale gelmiş bulunmaktayız." ifadelerini kullandı. Ayrıca, iş yerlerinde iş barışının bozulduğunu ve alınan ücretlerin düşüklüğü nedeniyle aşağılamaların yaşandığını dile getirdi.
Sendikal hakların kısıtlanmasına da değinen Çolakoğlu, grevli toplu sözleşme hakkının engellenmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu savundu. Uluslararası düzenlemelerin sendikal örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkını birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak kabul ettiğini hatırlattı.
Talepler ve Çözüm Önerileri
SES Van Şubesi, açıklamasında sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin taleplerini de sıraladı. İşte öne çıkan talepler:
- Emekliliğe yansıyan temel ücret verilmesi
- Grevli ve özgür toplu sözleşme hakkı içeren sendika yasasının çıkarılması
- Fiili hizmet süresinin tam olarak uygulanması
- Nöbet ve fazla çalışma ücretlerinin artırılması
- Sağlık hizmetlerinin şiddetten arındırılması
- Kadrolu personel istihdamı ve güvenceli çalışma koşulları
Çolakoğlu, güç dengesinin bir tarafın lehine olmasının özgür toplu pazarlığı engelleyeceğini ve bunun da güçlünün güçsüze tahakkümüne dönüşeceğini vurguladı. Bu durumun her toplu sözleşme döneminde yaşandığını belirtti.
Sendikal Mücadele ve Genel Kültür
Sendikalar, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen, çalışanların haklarını koruyan ve geliştiren önemli kuruluşlardır. Sendikal mücadele, işçilerin daha iyi çalışma koşullarına, adil ücretlere ve sosyal güvenceye sahip olmaları için verdikleri ortak mücadeledir. Bu mücadele, zaman zaman grevler, protestolar ve toplu sözleşme görüşmeleri gibi çeşitli yöntemlerle yürütülür.
Türkiye'de sendikacılık tarihi, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerine kadar uzanmaktadır. İlk sendikalar, genellikle işçi dernekleri şeklinde ortaya çıkmış ve daha sonra sendikalara dönüşmüştür. Cumhuriyet döneminde sendikacılık önemli gelişmeler kaydetmiş, ancak zaman zaman siyasi baskılar ve yasal sınırlamalarla karşılaşmıştır. Günümüzde Türkiye'de birçok farklı sendika bulunmaktadır ve bu sendikalar, işçilerin haklarını korumak ve geliştirmek için çeşitli faaliyetler yürütmektedir.
Sendikaların önemi, sadece işçilerin haklarını korumakla sınırlı değildir. Sendikalar, aynı zamanda toplumun genel refahına da katkıda bulunurlar. Daha iyi çalışma koşulları ve adil ücretler, işçilerin yaşam standartlarını yükseltir ve bu da toplumun genel ekonomik ve sosyal gelişimine olumlu yansır. Ayrıca, sendikalar, işçilerin eğitimine, kültürel gelişimine ve sosyal hayata katılımlarına da destek olurlar.
Sonuç olarak, SES Van Şubesi'nin açıklaması, Türkiye'deki emekçilerin yaşadığı ekonomik zorlukları ve sendikal hakların önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Sendikanın talepleri ve çözüm önerileri, emekçilerin daha iyi bir yaşam standardına ulaşması ve sendikal hakların korunması için önemli bir yol haritası sunmaktadır. Emekçiler, "Direne direne kazanacağız", "İnsanca Yaşam Demokratik Bir Ülke, Sefalete Teslim Olmayacağız", "Greve Hakkı Engellenemez" ve “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganlarıyla mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladılar.