CHP, PKK'nın fesih ve silah bırakma kararını Merkez Yönetim Kurulu toplantısında değerlendirdi. Kararın "barış için olumlu bir adım" olarak değerlendirildiği toplantıda, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası'na yapılan atıflara tepki gösterildi. CHP kurmayları, bu kararın ardında hala yanıtlanması gereken önemli sorular olduğunu vurguladı.
CHP'den Silah Bırakma Kararına İlk Yorum
CHP MYK, Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında çevrimiçi olarak toplandı. Toplantının en önemli gündem maddesi, PKK’nın fesih ve silah bırakma kararı oldu. CHP kurmayları, kararı değerlendirirken, "Silah bırakma kararı barış açısından olumlu bir adım. Türkiye’de barışın sağlanmasını en çok CHP ister. CHP Kürt sorununu hiçbir zaman inkar etmedi" ifadelerini kullandı. Ancak, sürecin dikkatle takip edilmesi gerektiği vurgulandı.
CHP'liler, PKK'nin bildirisinde Lozan Antlaşması'nın ve 1924 Anayasası'nın geçmesine dikkat çekerek, 1924 Anayasası’nda üniter devlet tanımının yer aldığının altını çizdi. Lozan Antlaşması’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu niteliğinde olduğunu vurgulayan CHP kurmayları, “Lozan’ı tartışmaya açmak, yeniden bir Cumhuriyet tanımlaması yapmak demek” şeklinde konuştu.
"Yeni Orta Doğu Projesi mi?"
CHP, 1 Ekim 2024’te TBMM’de başlayan, DEM Parti heyetinin İmralı ziyaretleriyle devam eden ve terör örgütü PKK’nın fesih açıklamasına evrilen sürecin Orta Doğu’daki gelişmelerden bağımsız ele alınamayacağını düşünüyor. CHP’liler, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Hem Putin’in yakın zamanda anlaşma yapacak olması hem bugün bu olayın olması. Zamanlama tesadüf değil. YPG ile ilgili hiçbir açıklama yok. PKK kendini feshediyor. Üst tarafta Rusya ve Ukrayna anlaşıyor. Aşağıda Suriye politikası oluşturulmaya çalışılıyor. Günün sonunda tabloyu kaldırdığımızda altından ABD çıkacak. Yeniden bir Orta Doğu projesinin altyapısı.”
- Zamanlama manidar: Rusya-Ukrayna anlaşması ve PKK'nın fesih kararı aynı döneme denk geliyor.
- YPG sessizliği: YPG ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmaması dikkat çekiyor.
- ABD etkisi: Sürecin sonunda ABD'nin yeniden bir Orta Doğu projesi oluşturmaya çalıştığı iddia ediliyor.
Cevap Bekleyen Kritik Sorular
CHP’liler, PKK’nın kendini fesih ve silah bırakma kararına karşı, yanıt bekleyen sorular olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Metinde, ‘Demokratik mücadelenin yolu açılmıştır’ deniliyor ama o mücadelenin yolu ne, yöntemi ne, ne verildi? Durup dururken bugüne kadar bu demokratik mücadele ortamıyla ilgili ne değişti de silah bırakmaya evrildi bu süreç? Silahlar ne olacak, nereye teslim edilecek? Silah bırakanlar ne olacak? Bunlar hiç konuşulmadan mı bu kişiler silah bıraktı? ‘Hadi, Bahçeli istedi. Silah bıraktık’ mı diyecekler? Ne üzerine anlaşıldı? Selahattin Demirtaş ne olacak? Öcalan’ın süreci ne olacak? Bir af getirecekse ki kısmi aftan bahsediliyor, ‘Bir genel af olmayacak’ deniliyor. Sadece bu af karşılığı mı bu işler yapıldı?”
CHP'nin bu açıklamaları, sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiği yönündeki beklentisini ortaya koyuyor.
PKK'nın silah bırakma kararı, Türkiye'nin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olabilir. Ancak, sürecin tüm boyutlarıyla ele alınması, olası risklerin ve fırsatların doğru değerlendirilmesi büyük önem taşıyor. CHP'nin bu konudaki hassasiyeti ve sorgulayıcı yaklaşımı, sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesine katkı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, barışın kalıcı olması için tüm tarafların samimi ve şeffaf bir şekilde hareket etmesi gerekmektedir.