Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Denizi'nde beklenen büyük depremle ilgili kritik uyarılarda bulundu. Görür, bölgedeki sismik hareketliliğin kritik seviyeye ulaştığını belirterek, "Stres birikimi artıyor, zaman daralıyor. Bu bilimsel bir gerçek" dedi. Olası bir Marmara depreminin sadece can kaybına yol açmakla kalmayıp, Türkiye ekonomisi için de yıkıcı sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.
Marmara Depremi Ekonomiyi Nasıl Etkiler?
Görür, İstanbul'un üretim gücünün önemini vurgulayarak, "İstanbul'daki ekonominin büyük ölçüde üretiminin duracağı kesin. Ekonomi üretim durursa İstanbul oturur yerine, bütün Türkiye diz üstü çöker" ifadelerini kullandı. Bu durum, Türkiye ekonomisinin ne denli büyük bir risk altında olduğunu gözler önüne seriyor. İstanbul'un ekonomik faaliyetlerinin durması, ülke genelinde ciddi bir ekonomik krize yol açabilir.
Fay Hatları ve Beklenen Deprem Büyüklüğü
Deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Marmara'daki aktif fay hatlarına dair önemli bilimsel veriler paylaştı. Kumburgaz kolunun 75 kilometre, Adalar kolunun ise 65 kilometrelik kesimlerinin hala kırılmadığını belirten Görür, "Bu iki fay birlikte kırılırsa en az 7.5 büyüklüğünde bir deprem bekleniyor" dedi. Bu büyüklükteki bir deprem, İstanbul ve çevresinde büyük bir yıkıma neden olabilir.
Bilimsel Verilere Dayalı Uyarılar
Görür, Marmara'nın jeolojik yapısının detaylı şekilde haritalandığını ve uyarıların bilimsel verilere dayandığını söyledi. 1999 Gölcük depreminin ardından başlatılan çalışmalarda Marmara'nın deniz altının insanlı ve insansız denizaltılarla incelendiğini ifade etti. Bu araştırmaların binlerce kilometrelik sismik veriyle desteklendiğini aktardı. Görür, bilimsel uyarıların temelsiz beyanlarla karıştırılmaması gerektiğine dikkat çekti ve şunları ekledi:
Bilimde görüş serdetmek, ‘ben böyle düşünüyorum’ demekle olmaz. Yöntemi, verisi, analizi, uluslararası yayını ve atıfı olur. Bilimsel zemine oturmayan ifadeler, toplumu yanlış yönlendirir.
Hazırlık Yapmak Şart
Görür, 1999'dan bu yana Marmara Denizi'nde 7'nin üzerinde bir depremin olma olasılığının yüzde 47 olduğuna dikkat çekerek, "Bu oran, yazı tura atmakla eşdeğer. Ama sonuçları bir yazı turadan çok daha ağır olur. Bu yüzden zaman kaybetmeden hazırlık yapılmalı" çağrısında bulundu. Bu çağrı, deprem riskine karşı alınması gereken önlemlerin ne kadar acil olduğunu vurguluyor.
Naci Görür'ün uyarıları, Marmara Bölgesi'nde yaşanması beklenen depremin sadece fiziksel yıkımla kalmayıp, Türkiye ekonomisi üzerinde de derin ve kalıcı etkiler bırakabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, bireysel ve toplumsal düzeyde alınacak önlemler, olası bir felaketin etkilerini en aza indirmek adına hayati önem taşıyor. Yetkililerin ve vatandaşların bu uyarılara kulak vererek gerekli hazırlıkları yapması, olası bir kriz durumunda daha dirençli olmamızı sağlayacaktır.