Oğuzhan Uğur’la Konular Açık Mikrofon’un bugün yayınlanan kısmında Muharrem İnce vardı. Cumhurbaşkanı Adayı İnce’ye çok sivri sorular geldi, o da gergin bir biçimde karşılıklar verdi. Bakın onlardan kimileri nasılmış?
Oğuzhan Uğur’la Konular Açık Mikrofon, siyasi başkanları ağırlamaya ve gündem yaratmaya devam ediyor.
Programın bugünkü konuğu Memleket Partisi Genel Lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce oldu. Epeyce gergin geçen ve yaklaşık 3 saat süren programdan ilgi çeken başlıkların bir kısmını sizler için derledik.
“Kılıçdaroğlu’na haksızlık yapamam, ben vefalı bir beşerim. Beni cumhurbaşkanı adayı yapmışsa ben asla karşısına çıkmam, karşı karşıya gelmem. Bir faninin kolay kolay yapamayacağı şeyi yaptı. Ben vefasız insan değilim. Ben onun karşısına geçmem” demiştiniz. Şu anki durumda sizin vefasız olduğunuzu söyleyebilir miyiz? Verilen en ufak bir kelama sadık kalmadığınıza nazaran size neden inanalım? Yarın vadettiğiniz şeyleri gerçekleştireceğiniz ne malum?
Bu kelamların hepsi bana aittir, doğrudur. Lakin bak eksiktir. 2018’in şubatında kurultay yaptık. Kurultayda ben yenildim, Kılıçdaroğlu Genel Lider oldu. Yanına gittim, mart başıydı. ‘Siz bizim genel başkanımızsınız, ben yenildim’ dedim. ‘Şimdi bir soru soracağım’ dedim, ‘buyur’ dedi. ‘Seçim ufukta. Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız?’ dedim. ‘Hayır olmayacağım’ dedi. ‘O vakit aç önümü ben olayım’ dedim. Önümü açmadı! Mart geçti, nisan geçti, 15 gün geçti ortadan. Adaylıklar başladı. Meral Akşener alanda geziyor. 4 Mayıs günü benim adaylığım açıklandı. Partide 12-13 milletvekili beni destekliyordu. Hepsini tırpanladı. Ben bu lafı ettim, gerçek. Lakin o vakit beni destekleyem milletvekillerinin boynunu koparmamıştı. Hepsini tırpanladı. Ön seçimle gelen milletvekillerini listeye koymadı. İntikam aldı onlardan. Sonra ben dedim ki, CHP Genel Başkanlığına karşı aday olmam dedim, gerçek diyorum. Ben artık CHP Genel Lideri Adayı değilim, ben artık Memleket Partisindeyim. Yani Kılıçdaroğlu’na CHP’de sana karşı aday olmam dedim, ben Cumhurbaşkanlığında aday olmam dedim mi? Bana selam veren kimse bırakmadılar partide.
Yani vefasız olduğunuzu kabul ediyorsunuz?
Yok o denli bir şey.
Girişte Kemal Özkiraz’la iligli konuşurken “Eşi CHP’li belediyede çalışan Kemal Özkiraz” dediniz. Sizin de basın sözcünüzün eşi Kolin İnşaat’ta çalışıyor. Bu husus hakkında bir açıklama yapacak mısınız?
Sıkı dur Avukat Beyefendi, biraz sonra İpek Hanım’dan özür dileyeceksin. Ben diyorum ki, büyük mühendislik projeleri konuşalım. Nanoteknoloji, dijitalleşme, bir tane mühendisi konuşalım diyorum. Füzyonu konuşalım diyorum ya! Yüksek sıcaklık altında hidrojenlerin birleşerek helyum oluşturmasını konuşalım. Yok! İpek Hoca’nın mühendis eşini konuşalım. Bir inşaat firmasında sermayedar mı? Değil. Üst seviye yönetici mi? Değil. Bir mühendis. A firmasında çalışır, B firmasında çalışır. Bu firmayı bugün araştırdım 24 bin çalışanı varmış. Oradaki kapıcı, oradaki bekçi, oradaki sekreter, oradaki mühendis… Bunların hepsi AK Partili mi? Bu türlü bir şey olabilir mi? Siz işe girerken işvereninizin hangi partili olduğuna bakarak mı giriyorsunuz yoksa işe mi giriyorsunuz? Devam ediyorum, bitmedi. Mahçup olacaksınız, çok hem de! Ankara’da bir restoran var, işletmecisi CHP’li . Her akşam burda kesinlikle bir CHP’li vardır. Ben de gittim CHP’deyken bu restorana. Bence sorun mu? Bence sorun değil. Belediye meclis üyesi Kolin’in restoranını kiralamış, %5 de ortağı galiba, iş yapıyor. Ekmek parası… İpek Hanım’ın eşi ihale veren birisi değil, zirve yöneticisi değil. Orada çalışan bir mühendis. Artık sıkı dur! Dudullu-Bostancı metrosu. İBB hangi partide? CHP’de. Kim yaptı? Kolin. Açılışını kim yaptı? Kılıçdaroğlu. Bunu sormayıp orada çoluk çocuğunun rızkı için çalışan bir mühendisi soruyorsunuz. Ayıp bu ayıp! Trilyonlarca liralık ihaleyi Kolin’e vereceksiniz… Ben verilmesin demiyorum ha. Kim uygun yapıyorsa, kim ucuz yapıyorsa herkes alabilir, hiç eza yok. Ben bunu laf etmiyorum, siz ettiğiniz için ediyorum. Siz arkadaşıma haksızlık yaptığınız için konuşuyorum bunları.
Konuyu açacağınızı biliyordum esasen, madara olun diye yaptım.
Muharrem İnce’nin bu çıkışından sonra salondan bir izleyicinin reaksiyonu şu oldu:
‘Biz esasen bundan bıktık. Bize bu halde konuşulmasından, bu türlü davranılmasından bıktık. 21 yıldır esasen bize bu biçimde hitap ediliyor. Biz artık bunu değiştirmek istiyoruz. Bugün şu an bu durumdaysanız, böyleyseniz yarın iktidara geldiğinizde nasıl olacaksınız çok merak ediyorum!’
Seçim gecesi bizim hayallerimiz vardı. 1 dakika ya, fazla değil! “Kazanamadık, çabanız için teşekkür ederim” o kadar. Diğer bir şey istemedik. Sorum şu: Muhalefete muhalefet ederek gidiyorsunuz. Geldiğiniz dakikadan beri birinci ağzınızdan çıkan Kılıçdaroğlu oluyor, dönüp dolaşıp yeniden oraya geliyorsunuz. Şayet ki ikinci tipe kalırsanız Cumhur İttifakı ile ittifak yapacak mısınız?
Asla asla asla!
“Dediniz ki İnce soyadlı rastgele birinin cipi yok. Pekala sanki akrabalarınızdan rastgele biri 1. sıradan bir kentte aday mı?”
Aday. İlhan Düzyürek, burada. Teyzemin oğlu.
Sizce seçim ikinci cinse kalırsa Erdoğan ne üzere ataklar yapacak? Kılıçdaroğlu ve Erdoğan ikinci tipe kalırsa Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğinizi söylediniz. PKK’lı olarak atfettiğiniz Altılı Masa’nın adayını oy isteyip desteklemeye utanmayacak mısınız?
Ben utanılacak bir şey yapmıyorum ancak PKK’nın yaptığı açıklamalardan utanmıyorlarsa benim utanacak bir şeyim yok.
İlkokul 4 öğrencilerine çoktan seçmeli bir imtihan yaptıklarında çoktan seçmeli bir seçenek sunarlar: A,B, C, D. Siz diyorsunuz ki Türk Milleti’ne, senin kafan pek basmaz ya A ya B! C olamaz mı? Olamaz! C olursa olmaz. Arkadaş biz C seçeneğiyiz. Biz üçüncü yoluz, neden olmasın? Diyelim ki ben adaylıktan çekildim. Bana oy vereceklerin Kemal Bey’e oy vereceğinin garantisi nerde? Onlar aslında her ikisini de beğenmediği için bize geliyorlar.
Tüm milleti yasa boğan, hepimizin konutundan cenaze çıkmış üzere içimize hüzün ve sıkıntı veren, daha kırkı çıkmadan oradaki canların bir dans görüntüsüyle gündeme gelmeniz ne kadar hakikat oldu?
Ben bu hareketi (dans) yaptım. Bana bir kız çocuğu bunu yaptı, ben de ona yanıt verdim. Ne vakitti bu biliyor musun? Sarsıntıdan üç ay önceydi. Ya bu insafsızlık ya! Ya bu çok ayıp lakin ya, üzülüyorum ya! Üç ay önceydi, ne yapsaydım o çocuğa ya? Ben onun dedesi yaşındayım. Onu yaydılar sonra. Adıyamanlılar, Hataylılar, Maraşlılar, Malatyalılar hepsi bizim kardeşimiz. Seccade üzerinden siyaset yapmak, dans üzerinden siyaset yapmak bunlar Tayyip Erdoğan taktikleri. Bunları bırakın. 99’da benim arkadaşlarım enkaz altında kaldığında Hatay’da düğün yapıldı. Ne var ki bunda? Yapılmayacak mıydı? Ben sarsıntı gününden itibaren ordaydım, o insanlara yardımcı olmaya çalıştım.
Programın tamamını buradan seyredebilirsiniz 👇
KAYNAK : Onedio
