İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu'nun hazırladığı rapor, Marmara Bölgesi hapishanelerindeki 2025 yılının ilk üç ayında yaşanan hak ihlallerinin vahametini gözler önüne seriyor. Rapora göre, 1249 hak ihlali tespit edildi. Bu ihlallerin büyük bir kısmı, mahpuslardan gelen bireysel başvurular ve basın taramaları sonucu ortaya çıktı. İHD, bu çarpıcı raporu kamuoyuyla paylaşarak, yetkilileri göreve çağırdı ve mahpusların yaşadığı sorunlara dikkat çekti.
Hapishanelerdeki Hak İhlalleri Artıyor Mu?
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, raporun amacının sadece ihlalleri belgelemek olmadığını, aynı zamanda kamuoyu oluşturarak yetkilileri harekete geçirmek olduğunu vurguladı. Yoleri, mahpuslara, mahpus yakınlarına, avukatlara ve toplumun duyarlı kesimlerine daha fazla başvuru yapmaları için çağrıda bulundu. Bu çağrı, hapishanelerdeki hak ihlallerinin görünürlüğünü artırmayı ve çözüm için bir adım atmayı hedefliyor.
Rapora göre, en yoğun başvuru alanı işkence, kötü muamele ve onur kırıcı davranışlar oldu. 500'ün üzerinde vakada darp, ters kelepçeleme, çıplak arama, sürgün sevk, psikolojik baskı ve tehdit gibi insanlık dışı uygulamalar tespit edildi. Bu durum, mahpusların fiziksel ve psikolojik sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor.
- Darp ve Ters Kelepçeleme: Mahpuslara yönelik fiziksel şiddetin yaygınlığı endişe verici boyutlarda.
- Çıplak Arama: Onur kırıcı bu uygulama, mahpusların insanlık onuruna aykırı bir şekilde muamele gördüğünü gösteriyor.
- Sürgün Sevkler: Mahpusların ailelerinden ve avukatlarından uzaklaştırılması, savunma haklarını kısıtlıyor.
- Psikolojik Baskı ve Tehdit: Mahpusların psikolojik sağlığı üzerinde kalıcı hasarlar bırakabilecek uygulamalar.
Sağlık Hakkı İhlalleri ve Diğer Sorunlar
Sağlık hakkı ihlalleri de raporda önemli bir yer tutuyor. Mahpuslar, revire çıkarılmama, hastane sevklerinin yapılmaması veya geciktirilmesi, ameliyatların ertelenmesi ve kelepçeli muayene dayatması gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Bu durum, mahpusların tedaviye erişimini engelleyerek sağlık durumlarının kötüleşmesine neden oluyor.
İletişim hakkı ihlalleri, tecrit, adil yargılanmama, infaz eşitsizlikleri, beslenme ve hijyen de mahpusların sıkça karşılaştığı diğer sorun alanları arasında. Gazete, kitap ve mektup yasakları, aileyle görüş sınırlamaları, sosyal etkinlik ve kurslardan yararlandırılmama gibi ihlaller, mahpusların sosyal hayattan koparılmasına ve yalnızlaşmasına yol açıyor.
Yetersiz beslenme ve temizlik malzemesi eksikliği de mahpusların sağlığını tehdit ediyor. Haşere, küf ve kanalizasyon sızıntısı gibi sağlıksız koşullar, özellikle kronik rahatsızlığı olan mahpusların durumunu daha da kötüleştiriyor. Epilepsi hastası C.S.Ç.'ye defalarca hücre cezası verilmesi ve şeker, çölyak ve Behçet hastası olan U.K.'nin tek kişilik hücrede tutulması, bu durumun vahametini gözler önüne seriyor.
İHD Hapishane Komisyonu, bu raporla mahpusların yaşadığı muhatapsızlık hissini azaltmayı, ihlalleri belgelerken aynı zamanda kamuoyu oluşturmayı ve yetkilileri harekete geçirmeyi hedefliyor. İşkence, kötü muamele ve tecrit uygulamalarının yaygın ve sistematik hale geldiği vurgulanırken, İdare ve Gözlem Kurulu’nun 'iyi hal' değerlendirmeleri ile tahliye ve infaz süreçlerinde keyfi engellemelerde bulunduğu ifade ediliyor. Bu durum, hapishanelerdeki adaletsizliklerin ve insan hakları ihlallerinin sistematik bir şekilde devam ettiğini gösteriyor.
Marmara Bölgesi hapishanelerinde yaşanan bu hak ihlalleri, Türkiye'deki ceza infaz sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. İnsan haklarına saygılı, adil ve şeffaf bir ceza infaz sistemi için acil adımlar atılması gerekiyor. Aksi takdirde, mahpusların yaşadığı bu insanlık dışı koşullar devam edecek ve Türkiye'nin uluslararası alandaki itibarı zarar görecektir.