İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaret argümanıyla yargılandığı davada siyasi yasak yolunu açan 2 yıl 7 ay 15 gün mahpus cezası almasının akabinde, gittiği Almanya’daki programını iptal ederek İstanbul’a dönen CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV’de canlı yayında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun davasının olduğu gün Almanya’ya gitmesi hakkındaki tenkitlere şöyle karşılık verdi: Kararı açıklanırsa beraat ya da ertelenir diye bekliyordum. Bakılırsa olağanda bu beraattır dediler. Benim İngiltere’de benim Amerika’ya gidişim Türkiye’nin süratle büyümesi ve kalkınmasıdır. Türkiye’nin bu kısır tartışmalardan çıkması gerekiyor. Bu seyahatleri yaparken, onların ve bizim müsait olduğu vakit dilimi içerisinde randevular alınıyor. Biz İngiltere’den sonra vizyon toplantısını yaptık ve sonrasında Almanya’ya ziyareti planladık
Kılıçdaroğlu’nun satırbaşları şöyle:
İSTANBUL’U KAYBETMESİ ONUN İÇİN BÜYÜK BİR YARA OLDU”
*Anadolu’da hoş bir kelam vardır; ‘Zalimin erken gitmesi için, zulmün artsın’ derler. Saray iktidarının da yaptığı açıkça bu.
*Tek kişilik hükümet, yasama yargı kendisine bağlı. Yürütme organının başında. İstediği yere, istediği hakimi atayabiliyor.
*İstediği yargıçtan istediği kararı çıkartabiliyor. Kendisinin önüne çıkacak pürüzleri, İstanbul’un rantlarını bir biçimiyle devşirmek istiyor.
*İstanbul’u kaybetmesi onun için büyük bir yara oldu. Zira ‘İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder’ demişti. Artık, Türkiye’yi de kaybediyor.
“BU ULUSAL İRADEYE DARBEDİR”
*Normalde olması gereken, yargının bağımsız olmasıdır. Yargıç, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine nazaran karar vermiyor, Saray’dan gelen talimata nazaran karar veriyor. Bu ulusal iradeye darbedir.
*Yani ulusal iradenin seçtiği bir belediye liderini, bir yargıç tek başına aldığı talimatla ona siyasi yasak getirme cüretini gösterebiliyor.
*Dolayısıyla bu tablo, bizim alışkın olmadığımız demokrasilerde yaşanmaması gereken bir tablo. Lakin bu tablo maalesef Türkiye’de etap aşama hayata geçiriliyor.
“BU ÜLKENİN HALKI, DEMOKRASİ İSTİYOR, YARGI BAĞIMSIZLIĞI İSTİYOR”
*Daha evvel İzmir Büyükşehir Belediye Liderimiz benzeri bir tabloyla karşılaşmıştı, ona da 100 küsur yıllık ceza isteniyordu.
*Bizim İstanbul Vilayet Liderimiz Sayın Kaftancıoğlu, tıpkı halde siyasi yasak getirildi. Sanıyorlar ki, biz bu yasakları getirirsek CHP geri adım atar, önderi geri adım atar. Asla ve asla, zalimin karşısında bir milim dahi geri adım atmayacağız.
*Tam aksine, inadına, demokrasiyi bütün kurallarıyla bu ülkeye getirmek için gayret edeceğiz. Kimse karamsarlığa kapılmasın. Bu ülke sahipsiz değildir. Bu ülkenin halkı demokrasiye aşıktır. Bu ülkenin halkı, demokrasi istiyor, yargı bağımsızlığı istiyor.
*Daha evvelki duruşmada yargıç ‘YSK ile ilgisi yok bunun’ diyor. Gülşah İnce de şahit olarak inceleniyor, ‘Soylu ile ilgili soru sordum bu yanıtı aldım’ diyor.
*Şimdi bunu öteki bir olayla temas kurup İstanbul Büyükşehir Belediye liderini cezalandırmak istiyorlar.
*Sayın İmamoğlu’na ‘Sakın üzülme, senin sorumluluğun var 16 milyon seni dirençle, kararlılıkla görmek istiyor’ dedim.
“DEMOKRASİ İSMİNE, ÜLKEM İSMİNE ÜZÜLDÜM”
*Demokrasi ismine, ülkem ismine üzüldüm. Olay bir kişi olayı değil demokrasi, insan hakları, ulusal iradeye hürmet olayıdır.
*Bunları düşündüğünüz vakit öteden beri gelen bir süreç var. Bu süreç kendi iktidarını pekiştirmek istiyor. Ben koltukta kalayım Türkiye yanabilir… Ortamızda dağlar kadar fark var.
“16 MİLYON İSTANBULLUNUN HAKKI GASP EDİLMİŞTİR”
*Siz CHP’nin elini kolunu bağlamak istiyorsunuz. Artık bunu evre basamak hayata geçirmeye çalışıyorlar.
*Onlar hukuk dışı yola saparak, yargıçların gücünü gerilerine alarak bir şeyler yapmaya çalışıyorlar.
*Bizde halkın gücünü, iradesini kazanmak istiyoruz. Halkın iradesi pahalıdır. Halkın iradesine darbe yapan bir anlayış demokraside yoktur. 16 milyon İstanbullunun hakkı gasp edilmiştir.
