28 Nisan 2025 Pazartesi

İmamoğlu Soruşturması: Jammer Skandalı ve Hukuki Boyutları!

İstanbul Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturma kapsamında gündeme gelen "jammer" (sinyal kesici) iddiaları, siyaset ve hukuk arasındaki karmaşık ilişkiyi bir kez daha gözler önüne serdi. Hukukçu Ertuğrul Akar, İstiklal Gazetesi'ne yaptığı açıklamalarla bu konuya farklı bir boyut getirdi. Akar, jammer kullanımının yasal dayanaklarından siyasi tartışmalara kadar birçok önemli noktaya değinerek çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Jammer Kullanımı: Yasal mı, Yasadışı mı?

Akar, jammer kullanımının 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında düzenlendiğini vurguladı. Bu tür cihazların kullanımının, ihale yoluyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) onayı ve valilik izni gerektirdiğini belirten Akar, kişisel veya kurumsal inisiyatifle jammer kullanımının kesinlikle yasak olduğunu söyledi. Kanuna aykırı kullanımın cezasının ise 6 aydan 3 yıla kadar hapis olduğunu hatırlattı.

Akar, "Bir belediye başkanının veya herhangi bir vatandaşın, kendi başına jammer kullanmasına valilik izin vermez. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in, valizlerde güvenlik amacıyla kullanıldığını iddia etmesi ve bunun doğrudan suç teşkil ettiğini bilmesine rağmen kabul etmesi, işin ciddiyetini gösteriyor" dedi. Olayın gerçekleştiği otellerde sistemin kilitlenmesi ve müşteri kayıtlarının alınması gerektiğini belirten Akar, "İddiaların ne kadar doğru olup olmadığını görebilmemiz için detaylı bir inceleme gerekiyor" şeklinde konuştu. Ayrıca, bir para trafiği söz konusu ise, kaynağı ve gidişatının mutlaka detaylıca araştırılması gerektiğini ifade etti. Akar, "İçişleri Bakanı hatta Kemal Kılıçdaroğlu bile çanta içinde jammer taşıtmamıştır" diyerek konunun ciddiyetine dikkat çekti.

Siyasi İddialar ve İmamoğlu'nun Durumu

Akar, terör tehdidi iddiasının inandırıcı olmadığını belirterek, "Terör tehdidi iddiası inandırıcı değil. PKK ile kent uzlaşısı yapacaksınız, DHKP-C üyelerine finansman sağlayacaksınız, sonra da güvenlik gerekçesi diye jammer taşıyacaksınız. Bunların ikisi birbiriyle çelişiyor" dedi. Koruma polislerinin kendi başlarına böyle bir adım atamayacağını ve mutlaka üstten bir talimat alınması gerektiğini vurguladı.

İddialar arasında İmamoğlu'nun avukatlarının da bazı usulsüz taşınmaz devirlerinde aracı olduğu yer alıyor. Akar, bu konuda "Suç teşkil eden eylemler varsa, failin avukat olması koruma sağlamaz. Kuvvetli suç şüphesi olmadıkça Adalet Bakanlığı soruşturma izni vermez, ama burada ciddi iddialar söz konusu" şeklinde konuştu.

CHP'deki Kongre Süreci ve Toplumsal Algı

Akar, CHP'nin iç tartışmalarını ve son kongreyi de değerlendirdi. "CHP kongresi, İmamoğlu'nun siyasi ve hukuki yükünü temizleme girişimi gibi duruyor. Yasal olmayan bir şekilde yapılan ön seçimler de bu durumu perçinliyor. Gerçek halk desteği olsaydı, 15 milyon değil, 30-40 milyon katılım olurdu" dedi. Ayrıca, toplumun CHP geleneğinden gelen hukuk ve siyasetin iç içe yürümesine alışkın olmadığını belirterek, "Halk hukukun tek başına yürümesine alışamadı hala" ifadelerini kullandı.

Sonuç olarak, jammer skandalı ve Ekrem İmamoğlu hakkındaki soruşturma, Türkiye'deki siyasi ve hukuki dengeleri derinden etkileyebilecek bir potansiyele sahip. Hukukçu Ertuğrul Akar'ın açıklamaları, olayın farklı boyutlarını gözler önüne sererken, soruşturmanın ilerleyen aşamalarında ortaya çıkacak yeni deliller ve tanık ifadeleri, sürecin seyrini belirleyecektir. Umarız ki, soruşturma tamamlandığında tüm gerçekler ortaya çıkar ve adalet yerini bulur.

İlgili Haberler