İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya İlker Başbuğ katılmazken avukatları hazır bulundu.
Duruşmada mütalaaya karşı savunma yapan Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer, Başbuğ’un kitap tanıtımıyla ilgili bir gazeteye verdiği röportajda kullandığı cümle üzerine mahkemede bulunduklarını belirtti.
27 MAYIS’A DARBE DİYEN TEK KİŞİ
Başbuğ’un kıymetlendirme yaptığını savunan Sezer, “65 vilayetten gelen şikayet dilekçesi var. 65 kişinin şikayet dilekçesinden söz özgürlüğünün sonları aşılmış dersek kapatalım gidelim dükkanı. Bir cürüm işlerse herkes yargılanabilir. Sözleri beğenmeyebiliriz. Şayet, sonları bu kadar daraltırsak, bir gün o hududun içinde biz de kalabiliriz. Savcı beyefendi müvekkilimin hiçbir kitabını okumamış. Müvekkilim Genelkurmay Başkanlığı yapmış, 27 Mayıs’a darbe demiş birinci adam” dedi.
Başbuğ’un sözlerinden toplumun her bölümü değil yalnızca bir siyasi partinin yöneticilerinin rahatsız olduğunu belirten avukat Sezer, savunmasında, “Sadece bu suçlamanın yöneltilmesi bile müvekkilime yapılmış en ağır cezadır. Röportajdan yalnızca bir cümleyi seçmek hukuksal bir hal değil. Söz tarihi bir çözümlemedir. Kin ve düşmanlıktan kelam etmenin mümkün olmadığı söylemlerdir. Biz beyanın kabahat içermediğine inanıyoruz. Mahkemenin tabir özgürlüğünden yana bir hal takınmasını diliyoruz” diye konuştu.
Dava belgesinin karar verilmek üzere incelemeye alınmasına karar veren mahkeme, duruşmayı 14 Şubat 2023’e erteledi.
MÜTAALA
Mütalaada, daha evvel Genelkurmay Lideri olarak misyon yapmış olan sanık İlker Başbuğ’un Cumhuriyet Gazetesi muhabiri ile 4 Ocak 2021’de bir röportaj yaptığı anlatılarak, sanığın burada “darbe” imasında bulunduğunu söz etti.
Sanık tarafından sarf edilen bu nitelikteki kelamların tenkit ve fikir özgürlüğü hudutlarını aşar nitelikte olduğu anlatılan mütalaada, kelam konusu beyanların kamuoyunda ve toplumun bir kısmı tarafından reaksiyon ile karşılandığı kaydedildi.
Mütalaada, hususla ilgili birçok şikayet ve ihbarın yapıldığı hatırlatılarak, bu haliyle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin gündeme geldiği aktarıldı.
Mütalaada, sanık İlker Başbuğ’un “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme yahut aşağılama” hatasından 1 yıldan 3 yıla kadar mahpus cezasına çarptırılması istendi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Başbuğ’un “Türkiye Cumhuriyeti’nde Güç Odaklarının Mücadelesi” serisinin üçüncü kitabıyla ilgili 4 Ocak 2021’de bir gazetede yer alan söyleşisinde darbe imasında bulunduğu belirtiliyor.
AK Parti’nin kimi vilayet ve ilçe liderleri ile bayan kolları liderlerinin da ortalarında olduğu toplam 166 kişinin “müşteki” olarak yer aldığı iddianamede, İlkerBaşbuğ’un, kelam konusu mülakatta “darbe” imasında bulunduğu ve bu formda “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme yahut aşağılama” kabahatini işlediği kaydediliyor.
İddianamede bu nedenle İlker Başbuğ’un 1 yıldan 3 yıla kadar mahpusla cezalandırılması isteniyor.
