İHD'den Silah Bırakma Çağrısı: Devletin Bahaneleri Bitti Mi?
Gündem

İHD'den Silah Bırakma Çağrısı: Devletin Bahaneleri Bitti Mi?


13 July 20255 dk okuma22 görüntülenmeSon güncelleme: 16 July 2025

İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun silah bırakma törenini değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu. Küçükbalaban, "Devletin bahanesi kalmadı" diyerek, çözüm sürecinde atılması gereken adımları sıraladı. Bu açıklama, Kürt sorununun çözümüne yönelik umutları artırırken, devletin atacağı adımlar merakla bekleniyor.

PKK'nın Tarihi Adımı ve Devletin Sorumluluğu

Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine Süleymaniye kırsalında bir araya gelen Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun silahları imha etmesi, "Barış ve Demokratik Toplum Süreci"nde yeni bir sayfa açtı. İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, bu tarihi ana tanıklık etmenin kendilerine büyük sorumluluk yüklediğini belirtti. Küçükbalaban, PKK'nın bu adımının dünyada bir örneği olmadığını vurgulayarak, silahların bırakılmasına neden olan sorunların çözümü için devletin de somut adımlar atması gerektiğini ifade etti.

Küçükbalaban, "Silahların kullanılmasına sebep olan sorunlar nedir? Bu sorunlar nasıl çözülür? Bu sorunların çözümüne dair nasıl adımlar atılması gerekir? Hukuki, siyasi adımlar ne olmalıdır?" sorularının yanıt beklediğini kaydetti. Çözüme giden yolun basamaklarının bir kısmının PKK tarafından döşendiğini söyleyen Küçükbalaban, devletin de bu basamakları tamamlaması gerektiğini vurguladı. Aksi takdirde, toplumda güvenin oluşmayacağını ve sürecin sekteye uğrayabileceğini belirtti.

İHD'nin Süreçteki Rolü ve Beklentiler

Küçükbalaban, silah envanter listesinin İHD, Özgürlük için Hukukçular Derneği ve TİHV'e teslim edildiğini belirterek, taraflar arasında yapıcı bir rol oynamak istediklerini ifade etti. Tarafların iradesiyle bu durumun ortaya çıktığını ve kendilerine, sorun çıktığı zaman tarafları yapıcı ikna yoluyla teşvik etme rolü biçildiğini söyledi. Sürecin ilerleyen aşamalarında daha fazla sivil toplum örgütünün (STÖ) sürece dahil edilebileceğini de ekledi.

Küçükbalaban, devletin atması gereken adımları şu şekilde sıraladı:

  • Hasta mahpusların tahliye edilmesi
  • Abdullah Öcalan'ın koşullarının düzeltilmesi (STÖ'lerin, ailesinin ve avukatlarının düzenli görüş yapabilmesi)
  • 30 yıllık tutsakların tahliye edilmesi
  • Siyasi mahpusların tahliyesini kolaylaştıracak adımlar atılması
  • Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) derhal kaldırılması
  • Kürtlerin dil, kültür ve kimlik haklarının anayasal güvenceye kavuşturulması

Hakikat ve Adalet Yüzleşmesi Şart

Küçükbalaban, hakikat ve adalet noktalarında bir yüzleşmeye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, bu konuda mekanizmaların ve komisyonların kurulması gerektiğini, STÖ'lerin de bu sürece dahil edilmesi gerektiğini söyledi. "Sayın Abdullah Öcalan ve PKK şu ana kadar attığı adımlarla topluma güven vermiş, 'Biz silah sevdalısı değiliz. Bir mesele var. Bu silah bu meselenin sonucudur. Biz silahları devreden çıkarıyoruz’ dedi. Artık kimsenin bahanesi kalmamıştır. Devletin de bahanesi kalmamıştır" şeklinde konuştu.

Çözüm Sürecinde Yeni Bir Dönem Mi?

İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban'ın açıklamaları, Kürt sorununun çözümü için yeni bir umut ışığı yakıyor. PKK'nın silah bırakma adımı ve İHD'nin yapıcı rolü, çözüm sürecini yeniden canlandırabilir. Ancak, devletin atacağı adımlar ve toplumun bu sürece vereceği destek, sürecin başarısı için kritik önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, kalıcı bir barış ancak hakikatle yüzleşme, adalet ve karşılıklı güvenle inşa edilebilir.