
İBB'de Şantaj Tuzağı Mı? MİT Devreye Girdi!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) üzerinden yürütülen casusluk soruşturması, devletin kritik kurumlarına sızma girişimi iddialarıyla yeni bir boyut kazandı. İddialara göre, İBB verileri kullanılarak yurt dışına yasa dışı bilgi akışı sağlanması hedefleniyordu. Millî İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) son anda müdahale ettiği olayda, büyük bir tehlikenin eşiğinden dönüldüğü belirtiliyor.
MİT'in Kritik Müdahalesi ve Şantaj İddiaları
Türkiye gazetesinin haberine göre, güvenlik kaynakları, Hüseyin Gün ve eski CIA çalışanı Aaron Barr'ın Türkiye'deki bazı kamu kurumlarına "yazılım ve cihaz satışı" bahanesiyle girerek veri toplama altyapısı kurmayı planladığını belirtiyor. Bu sistemler aracılığıyla devletin dijital ağlarına ulaşmayı hedefleyen ekip, MİT'in radarına takıldı. Kurumların uyarılmasıyla plan devreye girmeden engellendi.
Soruşturma kaynaklarına göre, bu ekip İstanbul'daki sistemleri sadece bir "ön deneme" olarak kullanmayı amaçladı. Asıl hedefleri, tüm Türkiye'yi kapsayan bir "big data" ve şantaj havuzu oluşturmaktı. Bu yapı üzerinden vatandaşların ekonomik, kültürel ve kişisel eğilimlerine dair verilerin toplanması ve yurt dışındaki merkezlere aktarılması planlanıyordu.
Tel Aviv Bağlantısı ve Siber Egemenlik Saldırısı İddiası
Emekli askeri kaynaklar, planın merkezinde Tel Aviv bağlantılı veri sistemlerinin bulunduğunu ve Türkiye'nin dijital iletişim ağlarını ele geçirme girişiminin bir siber egemenlik saldırısı anlamına geldiğini ifade ediyor. Bir güvenlik uzmanı ise durumu, "Bu, tankla tüfekle değil, veriyle yapılmak istenen bir işgaldir. Türkiye büyük bir tehlikeyi son anda atlattı" şeklinde yorumladı.
BİLGEM ve TÜBİTAK Raporlarının Önemi
Yetkililer, TÜBİTAK bünyesindeki BİLGEM ve UEKAE birimlerinin hazırladığı teknik raporlar sayesinde sızma planının erken aşamada fark edildiğini ve yerli güvenlik sistemleriyle tehdidin önlendiğini vurguluyor. Bu raporlar, olayın vahametini ortaya koyarak erken müdahale imkanı sağladı.
Olayla ilgili soruşturma devam ederken, uzmanlar bu tür siber saldırıların gelecekte de yaşanabileceğine dikkat çekiyor. Bu nedenle, Türkiye'nin siber güvenlik altyapısının güçlendirilmesi ve yerli çözümlerin geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Devletin ilgili kurumları, bu tür tehditlere karşı sürekli teyakkuz halinde olmalı ve gerekli önlemleri almaya devam etmelidir.








