GSM operatörleri bu zelzelede de vatandaşı yüz üstü bıraktı. İrtibat altyapısı çöktüğü için enkaz altındaki yakınlarına yardım ulaştıramayan vatandaşlar isyan etti. Depremzedelerin alamadıkları hizmetin faturasının kesilmesine ve yakınlarını kaybetmesine neden olan bu duruma karşı operatörlere dava açmaya hazırlandığı belirtiliyor.
BAKANLIK DA SORUMLU
GSM operatörlerinin kullandığı “Vodafone yanında”, “Türk Telekom kıymetli hissettirir”, “Turkcell’le bağlan hayata” sloganları bugünlerde bilhassa sarsıntı bölgesindeki vatandaşların kulağını tırmalıyor. Zelzelenin vurduğu 10 vilayette 11 milyonu aşkın abonesi olan 3 operatör en kritik vakitte hizmet veremeyince vatandaşlar irtibat kuramadığı için yakınlarını kaybetmelerine neden olan yetkililere isyan etti.
Türkiye Barolar Birliği Lideri Erinç Sağkan “GSM operatörlerinin ihmali ve sorunu çözmek yerine vatandaşlarımıza ‘telefonlarını daha az kullanmaları’ istikametinde tavsiyede bulunmaları kabul edilemez. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve GSM operatörlerinin önemli kusur ve sorumlulukları var” dedi.
CEZAİ SORUMLULUKLARI VAR
Sağkan özetle şunları söyledi:
“Telekomünikasyon şirketlerinin, BTK’nın ve Bakanlığın Cezai ve Hukuksal Sorumluluğu
İletişim hizmeti ve bilhassa elektronik haberleşme hizmeti bir kamu hizmetidir.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu uyarınca bu kamu hizmeti özel şirket tarafından yerine getirilmekte fakat şirket için de yükümlülükler kelam konusu olmaktadır.
Kanun’un 6/1. unsurunun çeşitli bentlerinde yürütülecek haberleşme hizmetleriyle ilgili süreçleri yürütmek, kontroller gerçekleştirmek, bu alanda faaliyet gösterenlerin mevzuata uymalarını sağlamak ve kamu hizmetinin gereği üzere yürütülmesini sağlamak üzere önlem almak Bilgi Teknolojileri ve İrtibat Kurumunun sorumluluğu olarak düzenlenmiştir.
Kanun’un 12.maddesinde işletmeci şirketlerin hak ve yükümlülüğü düzenlenmiştir. Buna nazaran “Afet durumlarındaki haberleşmenin kesintisiz devam edebilmesi için gerekli önlemlerin alınması” şirketlerin yükümlülüğüdür (madde 12/2-ğ).
Deprem esnasında irtibatın aksaması ve bunun can ve mal kayıplarına sebep olması; muhakkak bir ihmaldir. Kusurun yoğunluğuna nazaran cezai sorumlulukları kelam hususudur. Ayrıyeten illiyet bağının kurulması halinde bunlar tıpkı vakitte bir haksız fiile sebebiyet verdiği için tüzel tazmin sorumlulukları gündeme gelecektir.
Keza aslında bir hizmet kusuru da kelam konusu olup idari yargıda tam yargı davaları çerçevesinde tazminat müracaatları yapılabilir. Bakanlık ve BTK yetkilileri bakımından misyonu ihmal halinde cezai ve idari sorumluluklar doğabilecektir.”
PROF. YAMAN AKDENİZ: “ÖNCELİK BTK’NIN MÜSAADE VERMESİ”
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Yaman Akdeniz:
“Bölgedeki baz istasyonları çöktü. Sonradan giden taşınabilir baz istasyonları kâfi olmadı. Ordaki kopukluğun olmasının ana sebebi, bu baz istasyonlarının operatörler ortasında kullanılamaması sorunu… BTK operatörlerin birbirlerinin baz istasyonlarını kullanmasına müsaade vermiyor. Bunu çözmeden ordaki bağlantının sağlıklı bir hale getirilebilmesi mümkün olmayacak. Yani bölgeyle irtibatın derhal sağlanması lazım. Ondan sonra operatörlere karşı vatandaşın hak kaybı gayreti kesinlikle olacaktır.”
“BTK: CEZA KESMEKTEN ÖBÜR BİR ŞEY YAPMIYOR”
İstanbul Barosu Bilişim Hukuku eski Üyesi Avukat Gökhan Ahi:
BTK operatörlere para cezası kesmekten diğer bir iş yapmıyor diyebiliriz. Meğer, sarsıntı fay çizgilerinin geçtiği alanlarda operatörlere afet durumları için her alanda yedek bir sektör bulundurma zaruriliği getirilebilir, Bakanlık tarafından işletilecek uydu transmisyonlu taşınabilir baz istasyonları konumlandırılabilir, İnternet erişimi sağlayacak balonlar kullanılabilir, kritik altyapılara ve kritik kurumlara yedek frekanslar tanımlanabilir.
Fotoğraf: Reuters
KAYNAK : Sözcü
