22 Nisan 2025 Salı

Gazze'de Soykırım Mı Yaşanıyor? Dünya Neden Sessiz?

Gazze'de yaşananlar, vicdanları derinden sarsıyor. İsrail'in Gazze'nin %10'unu işgal ettiği ve bu işgalin giderek genişlediği haberleri, bölgedeki insani krizi daha da derinleştiriyor. Peki, dünya bu duruma neden sessiz kalıyor? Gazze'de bir soykırım mı yaşanıyor?

Gazze'de Son Durum: Bir İnsanlık Dramı

Gazze'den gelen haberler içler acısı. İsrail'in, Gazze'yi kantonlara ayırarak insansızlaştırmayı hedeflediği iddiaları, bölgedeki gerilimi tırmandırıyor. İki milyondan fazla insanın bir anda yok edilmek istenmesi, akıl almaz bir vahşet olarak nitelendiriliyor. İsrail'in Gazze'yi üç koldan yok etmeyi planladığı belirtiliyor:

  • Hava saldırıları: Kamp, çadır, okul ayrımı gözetmeksizin her türlü canlı topluluğu bombalanıyor.
  • Kara operasyonları: Zaten dar olan Gazze bölgesi kantonlara ayrılıyor.
  • Abluka: Gazze'ye insani yardımlar engelleniyor. 2 Mart'tan bu yana Gazze'ye yemek, su, ilaç gibi temel ihtiyaç malzemeleri sokulamıyor.

Sadece insani yardımların engellenmesi bile Gazzelilerin açlıktan ölmesi, yani toplu olarak katledilmesi için yeterli bir sebep. Bu durum, 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden Gazze katliamının yeni ve daha vahim bir boyutu olarak değerlendiriliyor.

Dünya Neden Sessiz?

Gazze'deki katliam devam ederken dünya kamuoyunun tepkileri yetersiz kalıyor. Birleşmiş Milletler'in (BM) sık sık toplanması, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin savaş suçlularını yargılamak için delil toplaması ve dünyadaki devasa mitingler, protestolar, katliamı önlemeye yetmiyor. Eski ABD Başkanı Trump'ın Gazzelileri sürgün ederek Gazze'yi boşaltma ve bu toprakları İsrail'e peşkeş çekme planının ortaya çıkmasından sonra, dünyanın suskunluğa gömülmesi dikkat çekiyor. Sokaktaki tepkiler devam etse de, İsrail'i frenlemeye yetecek seviyede olmadığı için vicdanları rahatlatmaktan öteye gidemiyor.

Trump'ın sürgüne gönderemediği Gazzeliler için İsrail'le beraber B planını devreye koymaya, yani onları toplu olarak infaz etmeye hazırlandığı iddiaları, durumu daha da vahim hale getiriyor. İslam dünyası dâhil, hiçbir yerden resmi manada ciddi bir ses çıkmıyor. Sadece "kınamalar" en yüksek perdeden seslendiriliyor. Önleyici hiçbir tedbir yok, buna dair en küçük bir teşebbüs bile yok. Elhasıl bütün dünya, iki milyon Müslümanın nasıl katledileceğini seyredecek!

Türkiye'nin Rolü Ne Olmalı?

Gazze'deki mazlumlar yardımsız ve sahipsiz kalırken, her zaman olduğu gibi kudreti sonsuz Allah'a sığınıyorlar. Ümmet-i Muhammed'e olan kırgınlıklarını da eskiye göre çok daha açık dile getiriyorlar. Bu manzara karşısında, ciğeri yanıp kavrulan, çaresizlikten kahrolan büyük bir müslüman kitle de var. Onlar da elini açıp dua ediyor. Elbette ki bu dualar Müslümanlar için en büyük silahtır. Ancak Sünnetullah gereği fiilî dua anlamındaki cihad nerede?

Türkiye, Gazze konusunda etkisiz kalıp geri adım atarsa, daha baştan mağlubiyet psikolojisine girmiş olur. Bu nedenle, Gazze'nin sonun başlangıcına geldiği şu günlerde, Türkiye baştan beri takip ettiği demeç, kınama, tel'in vs. şeklindeki sözlü tepkilerin ötesinde, fiilî manada bir misyon ortaya koymak zorundadır. Unutulmamalıdır ki, Gazze'nin savunması aslında hem Mescid-i Aksâ'nın hem de nihai kertede Türkiye'nin savunmasıdır.

Gazze'deki durumun vahameti, uluslararası toplumun sessizliği ve Türkiye'nin olası rolü, bölgedeki geleceği şekillendirecek önemli faktörlerdir. Gazze'de yaşananların bir soykırım olup olmadığı tartışılırken, insanlık vicdanının bu duruma nasıl tepki vereceği merakla bekleniyor.

İlgili Haberler