Filistinli sanatçıların eserlerinden oluşan "Hala Yaşıyorum" sergisi, sanatın sadece bireysel bir ifade aracı olmanın ötesinde, toplumsal hafızayı ve direnişi vurgulayan güçlü bir araca dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Hegel'in estetik anlayışıyla paralellik gösteren sergi, sanatın gerçekliğin ötesindeki hakikate ulaşma potansiyelini sergiliyor. Küratörlüğünü Samed Karagöz'ün üstlendiği sergi, 4-13 Nisan tarihleri arasında Adana'da sergilendikten sonra İstanbul ve İzmir'de de sanatseverlerle buluşacak.
Sanat ve Gerçeklik Arasında Köprü
Sergide yer alan eserler, Filistin halkının yaşadığı zorlukları, göçü ve direnişi farklı perspektiflerden ele alıyor. Sanatçılar, soyut ve somut anlatım biçimlerini kullanarak izleyiciyi hem bireysel hem de toplumsal belleğe doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Örneğin, Fuad Alymani’nin “Kontrast No:1” adlı eseri, renkler ve formlar arasındaki güçlü kontrastla soyut gerçekliğin sınırlarını belirleyerek izleyiciyi sorgulamaya davet ediyor.
Sergideki eserler, günlük hayatın geçici ve aldatıcı gerçekliğinin ötesine geçerek, varoluşsal zorunlulukları doğrudan sunabilecek bir bütünlüğe sahip. Sanat, tinin ideaya nüfuz etmesiyle gerçekleşirken, günlük hayat daha kapalı ve opaktır. "Hala Yaşıyorum" sergisi, bu ayrımı net bir şekilde ortaya koyarak sanatın dönüştürücü gücünü vurguluyor.
Göçün İzleri ve Toplumsal Bellek
Sergideki bazı eserler, göçün insanlar üzerindeki derin etkilerini ve toplumsal belleğin önemini vurguluyor. Boş bir valizin içindeki taş, göçün ruh halini simgelerken, göçmenlerin yaşadığı fiziksel ve psikolojik taşınma halini de gözler önüne seriyor. Bu tür objeler, izleyiciyi hem bireysel hem de toplumsal belleğe doğru bir yolculuğa çıkararak, göçün belirsizlikleri ve zorlukları hakkında düşünmeye teşvik ediyor.
- Fuad Alymani’nin “Kontrast No:1” adlı eseri: Renkler ve formlar arasındaki güçlü kontrastla soyut gerçekliğin sınırlarını belirliyor.
- Boş valizin içindeki taş: Göçün ruh halini simgeliyor ve göçmenlerin yaşadığı zorlukları anlatıyor.
Sanatın İyileştirici ve Birleştirici Gücü
“Hala Yaşıyorum” sergisi, sanatın sadece bir ifade aracı olmanın ötesinde, iyileştirici ve birleştirici bir güce sahip olduğunu gösteriyor. Sergideki eserler, farklı kültürlerden ve coğrafyalardan insanları bir araya getirerek ortak bir paydada buluşmalarını sağlıyor. Sanatın evrensel dili, insanların birbirlerini anlamalarına ve empati kurmalarına yardımcı oluyor. Sergiyi gezen Iraklı bir ziyaretçi, "Kontrast No:1" adlı eserden çok etkilendiğini ve bu eserin kendisine Kerkük'ten Musul'a yaptığı zorlu göç yolculuğunu hatırlattığını belirtiyor.
Sanat, izleyicinin öznel algılarına hitap etse de kavramsal bir çerçeve etrafında şekillenir. Bu çerçeve, eserlerin estetik değerini evrensel ya da kültürel kodlarla bağlantılı bir zemine oturtur. "Hala Yaşıyorum" sergisi, Filistinli sanatçıların eserleri aracılığıyla, evrensel insanlık değerlerini ve direniş ruhunu vurguluyor.