Diyarbakır’da misyon yapan bir ağır ceza mahkemesi lideri, bir başsavcı vekili, 2 savcı ve 2 hâkim ile bir kuyumcunun mağdur olduğu dava belgesi yetkisizlik kararıyla Batman Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Kendini etrafına Yusuf Kurt ismiyle MİT elemanı olarak tanıtan ve AKP’nin Hazro’da bir periyot teşkilat başkanlığını yapan M.İ ile A.Ö ve M.B’nin 20’şer yıl mahpusla cezalandırılmaları isteniliyor.
CİMER’E 7 İHBAR GÖNDERDİ TÜMÜ TEMELSİZ ÇIKTI
İddianamede, üç sanığın maddi menfaat temin etmek için Diyarbakır Adliyesinde vazifeli birtakım hakim ve savcılar ve bir kuyumcuyla ilgili CİMER’e 7 temelsiz ihbarlarda bulunduğu belirtildi. M.İ.’nin birlikte kuyumculuk yaptığı ortağı B.K.’yı da şikayet ettiği ortaya çıktı.
BORÇLU OLDUĞU KİŞİYİ PKK’LI DİYE İHBAR ETTİ
M.İ’nin CİMER’e yaptığı ihbarda, “Ben 2012-2015 yıllarında Hazro İlçesinde AK parti teşkilat başkanlığı yaptım. Ağabeyim AK parti belediye lider adayıydı. Devletimize bağlı aileyiz. Kuyumculuk yapan ortağım B.K. PKK’ya vergi vereceğini söyledi, ben kabul etmedim. Ona, ‘Örgüt benim düşmanım biliyorsun, biz bu vatan için kaç şehit verdik. Hainlere asla vergi ödemem’ dedim. Şehit yakınıyım, ailem ve aşiretimiz korucudur. Devletimizin bekası için yıllardır terörle gayret ediyoruz. İstihbaratta çok çok yararlı olmuş biriyim. Yüzlerce genci terör örgütünden koparıp devlete kazandırdım. Şu an devlet sırtını bize dönmüş, bana ulaşın lütfen” dedi.
Yapılan araştırmada ortağı B.K.’nın terörle hiçbir irtibatı olmadığı, sanığın bu bireye olan borcunu ödemediği için onu gaye haline getirdiği belirlendi.
“SAYIN LİDERİM RECEP TAYYİP ERDOĞAN BU BİR VAZİFEDİR”
Bir öteki ihbarda ise, haklarında dolandırıcılık davası açılan Zerya Kuyumculuk sahiplerinin dayalı döşeli 6 daireyi hakim ve savcılara parasız tahsis ettiği tez edildi.
Zerya Kuyumculuğun FETÖ’nün kasası, PKK’nın finansörleri olduklarını argüman eden sanıklar, “Size bilgi vermek görevdir. Devletimi, milletimi seviyorum. Sayın liderim Recep Tayyip Erdoğan Allah için bizi bu pisliklerden kurtarın” dedikleri tespit edildi.
“HÜKÜMETLE İŞİMİZ OLMAZ BİZ DEVLETE ÇALIŞIYORUZ”
Gözaltına alınan sanık A.Ö sözünde, şöyle dedi:
*M.İ kendini bize istihbaratçı olarak tanıttı. Kahvede otururken ‘Biz devletçiyiz, devletin adamıyız. Rastgele bir partiyle, hükümetle işimiz olmaz.
*İktidarda kim var bakmayız, yalnızca devlete çalışırız’ dedi. Benden e-devlet şifremi istedi. Bana devletin adamı olduğunu, bir şeye bakacağını söyledi.
*Ben uyuşturucu ile alakalı CİMER’e ihbarda bulundum, bunun haricinde ihbar yapmadım”
Sanık M.B ise, “Hakim, savcı ve askerlerle ilgili üç kere ihbarda bulundum. Bunların kuyumcularla ortak çalıştıkları için bilgilendirme gayeli yaptım. Hakim ve savcıların kira ödemeden Zerya Kuyumculuğa ilişkin konutlarda ücretsiz oturduğunu öğrenince araştırma yaptım ve ihbarda bulundum. Devletin olup bitenleri öğrenmesi için vatandaşlık vazifemi yaptım” dedi. Sanık M.İ tabirinde, “CİMER’e devletimi sevdiğim için ihbarda bulundum” dedi.
“BU DÜKKAN MİT’E İLİŞKİN MAAŞLARINI BURADAN ALIYORLAR”
PKK’lı diye ihbarda bulunduğu kuyumcu B.K mağdur olarak alınan tabirinde, şöyle dedi:
*M.İ’yle Zerya Kuyumculukta tanıştık. Dükkânımı benden devraldı, beni referans gösterip kuyumculardan altın aldı, benden borç para aldı.
*Bir gün dükkânı boşalttığını duyunca gittim, içeride hiçbir şey kalmamıştı. İki bavulla dükkânı boşaltmıştı. Borçlarını ödemedi. Alacağımı istediğimde kendisini TEM’den aradıklarını, benim PKK ile işbirliği yaparak kendisini öldürmek istediğime dair emniyete ihbar gittiğini, buna karşın benden şikayetçi olmadığını söyledi.
*Bende TEM’e gittiğimde polisler bu türlü bir şeyin olmadığını, benim bu kişi hakkında şikayetçi olabileceğimi söylediler, sonra da ihbarın kendisi tarafından yapıldığı tespit edildi. M.İ, kendisine uydurma MİT işçisi kimliği yaptırarak civardaki meskenlerde kimlerin oturduğunu tespit etmek için bina kapıcılarından bilgi topluyordu.
*MİT kimliği ve askeri kamuflajlı silahıyla topladığı bilgilerle CİMER’e iftira palavra bilgilerle ihbarlar yapıyordu. Bana olan borcunu ödemesini istediğim için PKK ismine kendisinden para istediğim algısıyla kendini isimli makamlar önünde haklı çıkarmaya çalışmaktadır.
*Öyle ki alacağımı istediğimde bana ‘Bu dükkân artık MİT’e aittir. MİT’çilere banka üzerinden ödeme yapılmadığı için MİT vazifelileri bu dükkan üzerinden maaş alacaklar. Bu işi fazla kurcalama başına işler gelir’ dedi.
*Hatta işyerime 20 defa polis ihbar üzerine geldi ve bana ‘Burada nargile içinde esrar satılıyormuş, PKK’lılar burada toplanıyor, fuhuş yaptırılıyor’ üzere temelsiz ihbarlarla geliyordu. Bu ihbarları da paramı istediğim için M.İ yapıyordu.
KİRA KONTRATI VE ÖDEME DEKONTLARINI SUNDULAR
Mağdur olarak tabirler alınan hakim ve savcılar ise lojman çıkmadığı için dışarıda mesken kiraladıklarını, buna ait kira kontratları ve ödeme yapıldığına dair banka dekontlarının bulunduğunu belirterek üç sanıktan da şikayetçi oldular.
İddianamede düzmece MİT kimliğiyle CİMER’e temelsiz ihbarlarda bulunan, borcunu isteyen kuyumcuyu PKK’lı diye suçlayan, hatta bu kişinin kendisini teröristlere öldürteceğine dair polise ihbarda bulunan M.İ’nin kendisi etrafına Yusuf Kurt ismiyle MİT elemanı diye tanıttığı, öbürleri ismine çıkardığı uydurma telefon çizgisiyle gerek hakim ve savcılara, gerekse borcunu isteyen alacaklılarına karşı CİMER’e birden fazla temelsiz iftirada bulunduğu üç sanığın hakim ve savcıların konut adreslerini tespit etmekle kalmayıp kullandıkları telefon numaralarını da hukuka alışılmamış halde ele geçirip tehdit ve şantajda bulundukları için farklı ayrı cezalandırılmaları istendi.
