28 Nisan 2025 Pazartesi

Esila Ayık'ın Tutukluluğu Devam: Kaçma Şüphesi Mi Var?

İstanbul Kadıköy'de 8 Nisan'da düzenlenen ve binlerce üniversite öğrencisinin katıldığı dayanışma sahnesi eylemine katılan Esila Ayık, etkinlikte “Diktatör Erdoğan” yazılı bir döviz taşıdığı için “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Kronik kalp ve böbrek hastası olan ve geçtiğimiz günlerde cezaevinde fenalaşıp hastaneye kaldırılan Ayık’ın tutukluluğuna yapılan itiraz, mahkeme tarafından reddedildi. Red gerekçesi ise oldukça dikkat çekici: "Kaçma şüphesinin varlığı."

Sağlık Durumu Kötüleşiyor, İtirazlar Sonuç Vermiyor

Esila Ayık'ın avukatları, müvekkillerinin sağlık durumunun cezaevi koşullarında daha da kötüleştiğini belirterek, tahliye talebinde bulunmuşlardı. Avukatlar, Esila'nın 23 Nisan'da fenalaşarak acile kaldırıldığı gün yapılan tahlil sonuçlarını ve Belçika'daki nefroloji doktorundan alınan "cezaevinde kalamayacağına dair" raporu mahkemeye sunmuşlardı. Avukat Göksun Canberk Uluğ, mahkemenin itirazı işleme koymasını beklediklerini ve Esila'nın sağlık durumunun günden güne kötüye gittiğini vurgulayarak, "Esila 1 gün daha cezaevinde kalmamalı" şeklinde konuşmuştu.

Ancak, tüm bu çabalara rağmen mahkeme, Ayık'ın tutukluluğunun devamına karar verdi. Kararın gerekçesi olarak gösterilen "kaçma şüphesinin varlığı" ise kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. Avukatlar, adli kontrol ve yurtdışı yasağı gibi alternatif tedbirlerin uygulanabileceğini belirterek, kararın orantısız olduğunu savundu.

Avukattan Sert Tepki: "Tahliye Etmek İçin Ölmesi Mi Lazım?"

Avukat Göksun Canberk Uluğ, karara sosyal medya hesabından sert tepki gösterdi. Uluğ, "Gerçekten çok üzgün ve sinirliyim. Esila için mahkemeye yaptığımız tutukluluk itirazımız 'kaçma şüphesinin varlığı' sebebiyle reddedildi. Yahu adli kontrol diye bir şey duymadınız mı? Yurtdışı yasağı koyarak tahliye edemez misiniz? Kızı tahliye etmek için ölmesi mi lazım anlamıyorum" ifadelerini kullandı.

Uluğ, mahkemeye yüzlerce sayfa sağlık geçmişi, epikriz raporları, Ceza Genel Kurul Kararı ve Yargıtay Kararları sunduklarını, Belçika'daki doktorundan "cezaevinde kalmaya elverişli değildir" raporu sunduklarını ve 23 Nisan'da fenalaşıp bayıldığı günün tahlil sonuçlarını da ibraz ettiklerini belirterek, "Buna rağmen yine tutukluluğun devamına karar verdiler" şeklinde konuştu.

Türkiye'de Hukukun Durumu ve İfade Özgürlüğü Tartışmaları

Esila Ayık'ın tutukluluğunun devam etmesi, Türkiye'deki hukukun durumu ve ifade özgürlüğü konularında yeniden tartışmaları alevlendirdi. Birçok hukukçu ve sivil toplum kuruluşu, Ayık'ın tutuklanmasının orantısız bir tedbir olduğunu ve ifade özgürlüğüne yönelik bir ihlal teşkil ettiğini savunuyor. Ayrıca, Ayık'ın sağlık durumunun cezaevi koşullarında daha da kötüleşmesi, yetkililerin sorumluluğunu artırıyor.

Bu olay, Türkiye'de yargının bağımsızlığı ve insan haklarına saygı konularında ciddi endişeler yaratmaya devam ediyor. Esila Ayık'ın durumu, benzer davalarda yargılanan diğer kişilerin durumunu da gündeme getirerek, kamuoyunda geniş bir tartışma zemini oluşturuyor.

İlgili Haberler