"En İyisiydin, Umarım Kusurun Olmadım": Fournier'den Duygu Yüklü Veda
Gündem

"En İyisiydin, Umarım Kusurun Olmadım": Fournier'den Duygu Yüklü Veda


20 October 20255 dk okuma4 görüntülenmeSon güncelleme: 20 October 2025

Fransız yazar ve komedyen Jean Louis Fournier'in "Dul" adlı kitabı, eşi Sylvie'nin vefatının ardından yazdığı mektuplardan oluşuyor. Kitap, yazarın eşine duyduğu özlemi, pişmanlıklarını ve yas sürecini samimi bir dille anlatıyor. Fournier'in satırları, okuyucuyu derinden etkileyen bir duygusal yolculuğa çıkarıyor.

Ayrılık Acısı ve Pişmanlıklar

Fournier, eşinin ölümünden sonra yaşadığı yalnızlığı ve çaresizliği şu sözlerle ifade ediyor: "Kuşlar biz insanların bilmediği bazı şeyleri bilir, senin nereye saklandığını biliyor olmalılar. Gittiğinden beri 7.048.800’e kadar saydım... Tamam hadi kazandın çık artık saklandığın yerden. Artık oynamak istemiyorum. Çık. neredeysen, kazandın. Çık ne olur, kaybettim. Her şeyi kaybettim." Bu sözler, yazarın eşine duyduğu derin özlemi ve onsuz geçen günlerin ne kadar zor olduğunu gösteriyor.

Yazar, eşine sağlığında söyleyemediği şeylerden dolayı pişmanlık duyuyor. "Benim en iyi tarafımdın, umarım senin en büyük kusurun olmamışımdır" diyerek, eşine karşı hissettiği minneti ve vicdan azabını dile getiriyor. Fournier, eşinin kendisine fazla iyi davrandığını ve bundan çocuk gibi faydalandığını düşünüyor.

Kitapta yer alan bir diğer çarpıcı ifade ise şöyle: "Seni benim vücudumdan kesip aldılar, beni uyuşturmadan yarımı benden aldılar, en güzel yarımı. Yeniden çık diye senin parfümünle suluyorum kendimi." Bu sözler, yazarın eşini kaybetmenin acısını ne kadar derinden yaşadığını ve onsuz geçen hayatın ne kadar eksik olduğunu gözler önüne seriyor.

Yas Süreci ve Yüzleşme

Fournier, "Dul" adlı kitabında sadece eşine duyduğu özlemi değil, aynı zamanda kendiyle de yüzleşiyor. Kitap, yazar için bir özeleştiri, bir ikna veya bir teselli aracı olarak da görülebilir. Fournier, mektupları aracılığıyla çevresi tarafından anlaşılmak istiyor ve içinde bulunduğu yas süreciyle baş etmeye çalışıyor.

Yazar, eşinin ölümünden sonra hayatın anlamını sorguluyor ve geleceğe dair umutlarını kaybediyor. "Yarını düşünmeden bugünden zevk almayı, anı yaşamayı öğrenmeliyim. Çünkü yarın bana iyi şeyler vaad etmiyor. En korkuncu, yalnız başına ölecek olmam. Beni rahatlatmak, elimi tutmak, gözlerimi kapatmak için yanımda sen olmayacaksın" diyerek, geleceğe dair endişelerini dile getiriyor.

Fournier, eşinin ölümünden sonra yaşadığı duygusal çalkantıları şu şekilde özetliyor:

  • Ağırlıksız bir şeysin, bulut gibi, koku gibi, hatıra gibi hafifsin.
  • Çok tuhaf, insanlar büyük bir mutsuzluk yaşayanlara mutluluktan bahsetmiyorlar. Aslında tam da büyük bir mutsuzluk halinde mutluluk dileklerine ihtiyaçları vardır, halihazırda mutlu olanların ihtiyacı yoktur.
  • Her sabah yeniden (tekrar) ölmek.

Sonuç

"Dul" kitabı, eş kaybının ardından yaşanan acıyı, özlemi ve yalnızlığı etkileyici bir şekilde anlatan bir eser. Jean Louis Fournier, samimi ve dürüst üslubuyla okuyucunun kalbine dokunmayı başarıyor. Kitap, aynı zamanda yas sürecinde olanlara bir teselli ve destek kaynağı olabilir. Fournier'in "Dul" kitabı, aşkın, kaybın ve hayatın kırılganlığına dair unutulmaz bir tanıklık sunuyor. Bu kitap, okuyucuyu derinden etkileyen ve uzun süre akılda kalacak bir eser.