Dert Derman İlişkisi: Er Kişi Derdini Nasıl Derman Bilir?
Gündem

Dert Derman İlişkisi: Er Kişi Derdini Nasıl Derman Bilir?


04 May 20255 dk okuma22 görüntülenmeSon güncelleme: 12 August 2025

Dert ve derman, hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak, bazı insanlar için dert, sadece bir sorun değil, aynı zamanda bir fırsattır. İşte o er kişiler, derdini derman bilenlerdir. Onlar için dert, bir mükâfattır, bir uyarıdır ve kendilerini tanıma vesilesidir.

Derdini Derman Bilmek Ne Demektir?

Derdini derman bilmek, her şeyden önce derdi vereni bilmek demektir. Bu kişiler, dert geldiğinde tam bir teslimiyetle boyun büker ve "Elhamdülillah Rabbimiz bugünde yüzümüze baktı" derler. Onlar için dert, bir sınavdır ve bu sınavı sabırla, şükürle ve tefekkürle karşılarlar. Dertten ders çıkarır, kendilerini sorgular ve hatalarını düzeltmeye çalışırlar.

Bu kişiler, dermanı dışarıda aramazlar. Bilirler ki derman, dertlerinin içinde gizlidir. Dertlere sabrettikçe gönülleri gül bahçesine dönecek ve o gül bahçesine sevgili gelecektir. Çünkü onların amacı, sevgilinin keyfini getirmektir. Sevgilinin keyfi gelsin de sonu ister nar olsun ister nur, fark etmez derler.

"O erler ki, gönül fezâsındalar, Toprakta sürünme ezâsındalar."

Onlar, beladan aşk çıkarırlar. "Belâ yağmur gibi gökten yağarsa, bâşını âna tutmaktır adı aşk" derler. Onların derdi, dünya derdi değildir. Onların dermanları, kendilerini bilmeye vesile olan dertlerindedir. Dertlerini derman bilerek nefislerini tanırlar, nefsini bilen Rabbini bilir, hadisi şerifince Rablerine doğru yol alırlar.

"Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş. Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş."

Dostu Uzaklarda Aramamak

Dertlerini derman bilenler, dostu uzaklarda aramazlar. Bilirler ki dost, şah damarlarından daha yakındır. O dostun hep kendileriyle beraber olduğunun farkındadırlar. Ve ona göre dostu bir an kırmamaya özen gösterirler ama yine tövbe ederler özür dilerler. Özür diledikçe yükselirler, yükseldikçe boyun bükerler ve derler ki, eller yahşi ben yaman eller buğday ben saman…

"Öyle sanırdım ayrıyam dost gayrıdır ben gayrıyam. Benden görüp işiteni bildim ki ol cânân imiş."

Din Kuşunun İki Kanadı

Bu er kişiler, din kuşunun iki kanatlı olduğunu bilirler. Tek kanadıyla uçmanın imkansızlığının farkındadırlar. Mükellefiyetlerini aşkla yaptıklarında din kuşunu uçuracaklarının farkındadırlar. Bu yolun namazla, oruçla, hacla bitmeyeceğinin, irfansız yola revan olunamayacağının farkındadırlar.

Nereden geldiklerinin ve nereye gideceklerinin farkındadırlar. Hak yolunda yürürken bir bilene sorarlar. Mürşitsiz yol gitmek masivaya kapı aralamak olduğunu bilirler. Ağyara gönül bağlamak onlar için uçuruma sürüklenmektir. Allah için severler, Allah için buğzederler.

"Mürşid gerektir bildire Hakk'ı sana Hakk'al-yakîn Mürşidi olmayanların bildikleri gümân imiş."

Onlar için hak, ayın on dördü gibi ayan beyandır. Şeksiz şüphesi inanırlar. Onların ihsan sıfatları vardır. Her ne kadar baş gözüyle sevgili görülmese de sevgilinin onları gördüğü kesindir. Onların bütün korkusu, alemlere ayan olan sevgiliye karşı gözsüz kalmaktır. Bütün dertleri Allah’tır, dertlerinde derman gizlidir…

Sonuç olarak, dertlerini derman bilenler, hayatı daha derin ve anlamlı yaşarlar. Onlar için dert, bir engel değil, bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirerek kendilerini geliştirir, olgunlaşır ve Allah'a daha yakın olurlar. Onların hayatı, dert ve dermanın iç içe geçtiği, aşkla yoğrulmuş bir destandır.