
Cumhuriyet Bayramı: Kutlamalar Neyi Gizliyor? Tarihi Gerçekler!
Cumhuriyet Bayramı coşkusuyla yankılanırken, akıllara takılan sorular ve tarihin derinliklerinde saklı kalmış gerçekler gün yüzüne çıkıyor. Kutlamaların şatafatı, geçmişin izlerini ne kadar örtbas ediyor? 1923'ten günümüze uzanan süreçte, demokrasi adına atılan adımlar ne kadar samimiydi? Bu soruların yanıtlarını ararken, tarihin tozlu sayfalarına bir yolculuk yapmaya ne dersiniz?
Tek Parti Dönemi ve Seçim Tartışmaları
Cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda, özellikle 1923-1946 arasındaki dönemde, çok partili hayata geçilememesi ve seçimlerin tek parti (CHP) egemenliğinde yapılması, günümüzde hala tartışılan bir konu. O dönemde yapılan seçimlerin, Sovyet Rusya'daki tek partili seçimlere benzediği ve halkın gerçek iradesini yansıtmadığı iddiaları sıkça dile getiriliyor. Atatürk ve İnönü'nün birlikte hazırladığı milletvekili listelerinin illere gönderilmesi ve sadece CHP üyelerinin oy kullanması, demokrasinin temel prensipleriyle ne kadar örtüşüyordu?
Adnan Menderes ve 1960 Darbesi
14 Mayıs 1950 seçimleriyle iktidara gelen Demokrat Parti ve Başbakan Adnan Menderes, Türk siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu. Menderes, bu seçimleri "Milletimizin kendi kendisini idare etmesi demek olan Cumhuriyet, bu seçimle yönetime yansımıştır" şeklinde değerlendirmişti. Ancak, 1960 darbesiyle Menderes'in devrilmesi ve idam edilmesi, demokrasiye vurulan ağır bir darbe olarak tarihe geçti. Bu olay, CHP'nin yeniden iktidara çağrılmasıyla sonuçlandı ve "Ordu + CHP = Vesayet" denkleminin yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
Darbeler ve Demokrasi Masalları
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra yapılan 15 Ekim 1961 seçimleri, koalisyon hükümetlerinin kurulmasına yol açtı. Darbeyi yapan cuntacıların, İnönü'nün başbakanlığında bir hükümet kurulması için baskı yapması ve Cumhurbaşkanı adayı Ali Fuat Başgil'in tehdit edilerek adaylıktan çekilmesi, demokrasinin nasıl katledildiğinin acı bir örneğiydi. 1946-2025 arasındaki dönemde yaşanan darbeler, "Demokrasi masalları" ile uyutulmamızın bir sonucu muydu? Her darbe, Amerika'nın kontrolünden çıktığı iddia edilen hükümetleri alaşağı ederek, Türkiye'deki düzeni Amerikan emellerine hizmet edecek şekilde yeniden dizayn etti.
Sonuç olarak, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, geçmişteki hatalarımızdan ders çıkarmak ve gerçek bir demokrasiye ulaşmak için bir fırsat olmalı. Tarihin tozlu sayfalarını aralayarak, tek parti döneminin tartışmalı seçimlerini, Adnan Menderes'in trajik sonunu ve darbelerin demokrasiye vurduğu darbeleri unutmamalıyız. Ancak o zaman, "masalsız rejim anlayışlarımız" ve "kenesiz vücut yapılanmamız" ile gerçek demokrasimize kavuşabiliriz. Unutmayalım ki, tarih tekerrürden ibarettir ve geçmişi unutanlar, onu yeniden yaşamaya mahkumdurlar.











