SBÜ Rektörlüğü’nün Resmî Gazete’de 25 Kasım 2022 tarihinde yayımlanan, SÖZCÜ’nün gündeme getirdiği 553 takım ilanı ile Türkiye tarihinin tek ilan içinde en fazla tabip öğretim üyesi, doçent ve profesör alımını yapacağını duyurmasına TTB reaksiyon gösterdi. TTB Merkez Kurulu ile Tıp Eğitimi Çalışma Kümesi’nin ortak açıklamasında, “Sağlık Bakanlığı’na ilişkin 61 eğitim araştırma hastanesini bünyesinde toplayan SBÜ, son üç ayda 1082 takım açarak bilimi ve liyakati hiçe sayan yeni bir rekor daha kırmış oldu.
Bu yılın sonuna kadar açıklayacağı takım ilanları ile SBÜ yeni rekorlar(!) kırabilir.Bu kadar fazla takım ilanına dünyanın en büyük üniversitelerinde dahi rastlanmaz, rastlanamaz. Bu durum bile dünya örneklerine nazaran bilimsel kriterler ve bilimsel objektiflikten ne kadar uzak olunduğunun başlı başına bir göstergesidir” denilerek 553 takım içinde 15 takımda aranan kural olarak bilimsel kriter olmadığının altı çizildi.
“HASTANELER, KISIMLAR ORTASINDA HAKKANİYET YOK”
Açıklanan takımlar detaylı bir biçimde incelendiğinde hastaneler, kısımlar yahut eğitim kliniklerinin ortasında rastgele bir hakkaniyet olmadığının açıkça görüldüğüne dikkat çekilen açıklamada, “Yıllardır eğitim kliniği olarak çalışan ve uzman yetiştiren kliniklere takım açılmamışken, eğitim hastanesi yahut eğitim kliniği olmadığı halde kimi kliniklere takım açılması; kliniklerde atama bekleyen birçok öğretim vazifelisi varken dışarıdan getirilen akademisyenlere takım verilmesi hakkaniyet unsuru ile uyuşmuyor” tabirlerine yer verildi.
“ŞARTLAR KISMI YALNIZCA BİR KİŞİYİ TANIM EDİYOR”
SBÜ’nin daha evvelki takım ilanlarında olduğu üzere bu ilanda da aranan kaideler kısmının sırf bir kişinin yayını tanım ettiğine dikkat çekilerek şu sözler kullanıldı, “Böylece bu takımlar için başvurabilecek niteliklere sahip diğer meslektaşlarımıza kapı baştan kapatılıyor. Böylesi takım ilanları birebir işi yaptıkları halde takım verilenler ile verilmeyenler ortasındaki iş barışını bozuyor, ekonomik ve özlük haklarında önemli adaletsizlikler meydana getiriyor. Hak gasplarına neden olan böylesi durumların yaşandığı kliniklerde iç işleyiş, çalışma barışı ve eğitim alanında birçok probleme yol açıyor.”
“SADECE 15 TAKIMDA BİREYE ÖZEL KRİTER YOK”
Sözü edilen ilanda 553 takım içinde yalnızca 15 akademik takım için rastgele bir bilimsel yayın dahi istenmediği, uzman yahut doçent olmalarının en önemli kriter olarak kâfi görüldüğüne dikkat çekilerek, “Bu takımların 11’inde tabip öğretim üyesi takımı için uzmanlık kriteri kâfi görülürken, 4 profesör takımı için yalnızca doçent olma kriteri kâfi görülmüş. 553 takım içinde sadece 15 takımda Yükseköğretim Konseyi (YÖK) kriterleri haricinde bir kriter aranmamasının; takımların bireylere özel olmadığına, daha demokratik ve bilimsel olunduğuna dair bir savunun argümanı olduğunu açıkça göstermektedir” denildi.
“BİLİMİN İÇİNE SİYASET KARIŞTI”
SBÜ kurulduğundan itibaren akademik objektif bilimsel kriterlere uyulmadığı, takımların birçoklarının siyasal bağlarla açıldığı, yeniden bu siyasal bağlantılarla atamalar yapıldığı da vurgulanarak şöyle denildi; “Bilimin içine siyaset karıştırılmıştır. Birçok meslektaşımızın bu unvanları ve takımları hak ettikleri muhakkaktır ve haklarıdır. Lakin sistemin kendini bu halde söz etmesi ve uygulamaları, bir formda meslektaşlarımızı da rencide etmekte; hakkıyla bu takımlara yerleşen meslektaşlarımızı da zan altında bırakmaktadır.
Meslektaşlarımız ister istemez kendilerini bu berbat, bilim dışı sistemin içinde bulmaktadır. Açılan bu yeni takımlar; YÖK’ün kelam konusu yönetmeliklerinin dikkate alınmadığını yahut bu yönetmeliklere uyulmadığını bir sefer daha gösteriyor. TTB, öbür bilim ve hukuk dışı takım ilanları üzere bu takım ilanlarının iptali için de tüzel ve idari gerekli tüm yollara başvurusunu yapacak hakları gasp edilen tüm tabipler ismine süreci takip edecektir.”
