Adana'da yaşanan deprem felaketinde yıkılan ve 10 kişinin hayatını kaybettiği Belük Apartmanı davasında, tek sanık Abdullah Yeldan'ın tutuklu yargılanma talebi bir kez daha reddedildi. Sanığın ev hapsini ikinci kez ihlal etmesine rağmen verilen bu karar, mağdur ailelerin ve kamuoyunun tepkisini çekti. Dava, 18 Eylül'e ertelenirken, adalet arayışı devam ediyor.
Bilirkişi Raporu Hala Bekleniyor
Davanın seyrini etkileyecek olan bilirkişi raporu, ne yazık ki bu duruşmada da dosyaya eklenmedi. Tam 26 aydır beklenen raporun gecikmesi, yargılama sürecini olumsuz etkiliyor. Ayrıca, kamu personeli hakkında yargılama izni çıkmış olmasına rağmen iddianame hala hazırlanmadı. Bu durum, davanın daha da uzamasına neden oluyor.
Bu gecikmelerin ardında yatan nedenler merak konusu olurken, mağdur aileler adaletin bir an önce tecelli etmesini bekliyor. Bilirkişi raporunun tamamlanması ve iddianamenin hazırlanması, davanın sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için kritik öneme sahip.
Ev Hapsi İhlali ve Kaçma Şüphesi
Sanık Abdullah Yeldan, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçlamasıyla yargılanıyor ve hakkında 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor. Ancak, Yeldan'ın ev hapsinde bulunmasına rağmen bu kararı iki kez ihlal ettiği tespit edildi. İlk ihlal 17 Aralık'ta gerçekleşmiş, ardından elektronik kelepçe takılmasına karar verilmişti. Ancak, Yeldan 2 Şubat'ta elektronik kelepçesinden sinyal alınmaması üzerine bir kez daha ihlalde bulundu.
Mahkeme, sanığın kaçma şüphesi bulunduğu yönündeki itirazlara rağmen tutuklu yargılanma talebini reddetti. Bu durum, mağdur ailelerin tepkisini daha da artırdı. Binada eşini ve çocuklarını kaybeden Oğuz Soyubey, duruşmada söz alarak sanığın kaçma şüphesine dikkat çekti ve mahkeme heyetinin bu duruma göz yumduğunu ifade etti.
Davanın Geleceği Belirsizliğini Koruyor
Belük Apartmanı davası, yaşanan deprem felaketinin ardından açılan birçok davadan sadece biri. Ancak, bu dava, adalet arayışındaki mağdur aileler için büyük bir önem taşıyor. Sanığın tutuklu yargılanma talebinin reddedilmesi ve bilirkişi raporunun hala bekleniyor olması, davanın geleceğiyle ilgili belirsizlikleri artırıyor.
Davanın 18 Eylül'e ertelenmesiyle birlikte, mağdur aileler adaletin tecelli etmesini umutla beklemeye devam ediyor. Bu süreçte, kamuoyunun davaya olan ilgisi ve desteği, adaletin sağlanması açısından büyük önem taşıyor.
- Bilirkişi raporunun bir an önce tamamlanması
- Sanığın kaçma şüphesi dikkate alınarak tutuklu yargılanması
- Mağdur ailelerin adalet taleplerinin karşılanması
Bu dava, sadece Belük Apartmanı'nda hayatını kaybedenlerin aileleri için değil, tüm depremzedeler ve adalet arayan herkes için bir sembol haline geldi. Umuyoruz ki, adalet yerini bulacak ve sorumlular hak ettikleri cezayı alacaklardır.